Almanya'da çeşitli ülkelerden gelen göçmen kökenli gençlerin, günümüz koşullarında konumlarının değişik olması kaçınılmaz.
Yaşamış oldukları toplumlarda, hakim Ulus kültürü sanki değişmez bir tabuymuş gibi göçmen gençleri olumsuz etkiliyor.
 

Tekniğin baş döndürücü bir şekilde gelişmesi'nin de gençler üzerinde etkisi çok. Öte taraftan da göçmen kökenli gençlerin, tekniğin gerisine düşmemeleri için verdikleri mücadele çok büyük.
Günümüz koşullarında gelişen milliyetçilik ırkçılık şövenizm ve yabancı düşmanlığı göçmen gençlerin günlük yaşamlarını olumsuz etkiliyor.

 

Günümüzde politik anlayışlardan mahrum bir göçmen kökenli nesil yetişiyor. Kendi içlerine kapanmaları toplumda tüketim anlayışı egemenliği ve yer yer borçlanıp en son model arabaya binmeleri de yaşamlarındaki belirsizliği körüklüyor.
 

Kültürel olarak ne Alman kültürü ile iç içe, ne de ailesinin kültürü ile iç içe, her iki kültür arasında bocalayan göçmen gençlerin sayısı da oldukça fazla.
Bir kesim Alman'dan daha çok Alman olmaya çalışırken Alman toplumu onları kabullenemiyor.
Bir kesim ise her iki kültürün olumlu yönlerini alıp, olumsuz yönleri ile mücadele ederek yeni bir sentez yakalamaya çalışıyor.

 

Göçmen kökenli gençlerin çoğunluğu kendi içine çekiliyor, nargile barlarda devamlı nargile içiyor ve orada kalabalık bir kesimi oluşturuyor. 

Son zamanlarda nargile barların sayısı da oldukça çoğaldı. Almanya'nın büyük şehirlerinin her köşe başında nargile barlar ve nargile satan dükkanlar var.
Ancak göçmen kökenli gençler arasında yaşamın tüm alanlarına girmek isteyen, her meslek dalında çalışanların sayısı da artıyor. İngiltere kadar olmasa da uyum konusunda o ülkeleri geriden takip ediyorlar.

 

Günümüzde gelişen dijital dünya göçmen kökenli gençlerin ilişki alanlarını da etkilemeye başladı. Göçmen kökenli gençlerin burada doğmuş olmalarına ve burada büyümelerine rağmen, kalıcı olmaları, yaşam biçimlerini bu ülkeler için hazırlamalarına rağmen hâlâ yabancı gözüyle bakılıyorlar.
 

Son zamanlarda Avrupa'ya gelen gençlik toplumla kaynaşmakda daha çok zorlanıyor. Değişik kültürlerden ve toplumsal yapılardan geldikleri için bakış açıları da çok değişik oluyor. Arap ve Afrika ülkelerinden gelen gençlerin kadınlara ve eşcinsellere bakış açıları hâlâ deyim yerindeyse ortaçağ düşüncesinin pek de ilerisinde değil.
Bu konuları gençlerle açık olarak konuşup toplumda kadına ve homoseksüellere olan bakış açılarının değiştirilmesi gerektiğini onlara uygun bir dille anlatmak gerekiyor.
Her insan, yaşamış olduğu ülkede o toplumun ilerici ve demokrat düşünce yapısına uygun bir şekilde yaşamını sürdürmeli.