Bundan tam 2 yıl önce, takvim yaprakları 19 Temmuz’u gösterdiğinde Kobanê’de demokratik halk devriminin ilk kıvılcımı çakılmıştı. Kobanê kıvılcımı dalga dalga yayılarak tüm Rojava’yı sarıp sarmaladı. 19 Temmuz 2012'de başlayan Rojava devrimi artık Kürdistan coğrafyasının ötesinde Ortadoğu için bir kardeşlik köprüsüydü.
2 yıldır devam eden ambargolara, kuşatmalara karşı YPG, YPJ öncülüğünde Rojava halkları devrimlerine sahip çıkarak, dişe diş direnerek Ortadoğu’da eşit ve bir arada yaşama modelinin ne olduğunu tüm dünyaya gösterdiler.
Kürdüyle, Arabıyla Rojava halklarının görkemli mücadelesiyle yaşam bulan Rojava devrimi, ezilen dünya halklarına, işçi sınıfı ve emekçilerine, ilerici, devrimci ve sosyalist güçlere ilham kaynağı, umut ışığı oldu.
Rojava devriminin 2. Kuruluş yıldönümünün hazırlıklarının yapıldığı bir süreçte, karanlığın zebanisi
IŞİD çeteleri, devrimin ilk kıvılcımının çakıldığı Rojava’nın Kobanê kantonuna yönelik kuşatma saldırısını başlattı.
Çok açık ki, Kürt halkı öncülüğünde gelişen devrim boğulmak, halkların kardeşlik köprüsü dinamitlenmek isteniyor. Rojava’ya yönelik 2 yıldır devam eden ambargo ve saldırılar, daha kapsamlı kuşatmaya dönüştü.
Kuşatma saldırısı halen artan oranda sürüyor.
Coğrafi konumu bakımından Kobanê düşerse, bu Rojava için çok ciddi bir tehlikedir.
Rojava devriminin 2. Kuruluş yıldönümü kutlamaları, kuşatmayı yarma ve direnişi büyütme göreviyle iç içe geçmiş durumda.
Bu gerçeklik, Rojava devriminin dostlarına, yoldaşlarına, yoldaş halklara, boğulmak istenen Rojava devrimi karşısında tarihsel bir sorumluluk ve görev yüklüyor. Ne yazık ki halen bu görev ve sorumluluğun gerekleri tam olarak yerine getirilemiyor. Avrupa’da da destek ve dayanışmanın, olması gerekenin çok altında olduğu ortada.
Rojava devrimi bir turnusoldur. Devrimin yoldaşı olmanın gereklerinin ne ölçüde yerine getirildiğinin ayırt edici özelliği, maddi ve manevi desteğin düzeyidir. Rojava'yı sahiplenme eşiği aşıldığı ölçüde maddi ve manevi destek çoğalır. Bu bakımdan devrimi destekleyen güçler, edilgen duruşlarını acilen bir kez daha gözden geçirme, seferber olma göreviyle yüz yüzedir. Açık ki, ilerici, devrimci güçler Rojava'yı sahiplenme eşiğini geçemezse, ilerici, devrimci değerleri de aşınmaya mahkumdur.
Bu vesileyle özellikle belirtmek gerekir ki, Rojava ve Filistin halkları, emperyalist güçlerin gazabına uğrayan mazlum halklardır. Aynı zaman diliminde Rojava devrimi ve Filistin devrimi IŞİD çeteleri ve Siyonist İsrail devleti tarafından kuşatma altında tutuluyor. Ama ne yazık ki, Gazze direnişini destekleyenler, aynı düzeyde Kobanê direnişini desteklemiyorlar. İki direniş merkezinin ortak paydaları görülemiyor. Açık ki bu tam bir öngörüsüzlük ve tutarsızlıktır. Avrupa’daki ilerici, devrimci göçmen örgütleri bakımından da hem Kobanê hem de Gazze için ilgi zayıflığı sürüyor.
Bu dostlarımıza, Rojava’nın emperyalist, gerici güçlerin kâbusu olduğunu, AB emperyalistlerinin IŞİD ve İsrail devletini sınıfsal tutumları gereği açıktan veya gizli destek sunduklarını, sunmaya devam ettiklerini, emperyalistlerin Rojava devriminin boğulması için çırpındıklarını anımsatmak isteriz. Bu olgu bile tek başına Kobanê direnişini sahiplenmenin, Rojava’ya desteklemenin verisi olmalıdır.
Rojava devrimimizin düşmanları, dünyanın dört bir yanından gelip IŞID’e katılıyor. IŞİD’e destek sunuyor. Kobanê kuşatmasını güçlendiriyor. Bu olgu, devrimin destek güçlerini Rojava’ya maddi ve manevi desteğini artırma görevini dayatıyor.
Ve ancak bu yolla Kobanê kuşatması, kuşatan güçleri kuşatarak yarılabilinir. Kuşatmayı kuşatmayla yarma taktiği, dişe diş direnen Rojava halkları için seferberlik olunduğu ölçüde, yerlisi ve göçmeniyle Avrupa halklarının da enternasyonal halk dayanışmasının gereklerini yerine getirdiği ölçüde yaşam bulur.
Kuşatmayı kuşatmayla yarmak için devrimin dostları, yoldaşları tarihsel görev ve sorumlulukla yüz yüze!..
24 Temmuz 2014