Önce komünistleri aldılar
Ses etmedim
Çünkü komünist değildim.
Sonra yahudileri aldılar
Yine ses etmedim,çünkü yahudi de değildim.
Daha sonra demokratları ve diğerlerini aldılar,
Yine ses etmedim.
Beni aldıklarında ses edecek kimse kalmamıştı.....


Pastor Martin Niemöller  Almanyadaki Nazi Faşizmini bu dizelerle anlatmıştı.
Almanya’ya geldiğimde Martin Niemüller VVN Bund der Antifaschisten örgütünde aktif çalışıyordu ve ben onunla tanışma faşizme karşı bir çok eylemlerde onunla birlikte olma olanağı buldum.

Bu günlerde Türkiyedeki gelişmelere baktıkça, Martin Niemöller’in anlattıkları,yaşadıklarından bir fark göremiyorum.
Yağcılar,yandaşlar Ne kadar “ileri demokrasi” masalı anlatırlarsa anlatsınlar,Türkiye artık faşizmin hüküm sürdüğü bir ülke oldu ve her gün bu sistem yerleşmekte.

Yukardaki tezimi bir kaç örnekle açıklamak istiyorum.
Türkiye de artık düşünce  özgürlüğünden söz etmek mümkün mü?

Demokrasiyi biraz özümsemiş ve vicdanı satılmamı namuslu insanların bu soruya verecekleri yanıt elbette kocaman bir “hayır" dır.
Parasız eğitim isteyen öğrenciler  aylardır hapishanedeler,olmayan uydurulmuş örgüt üyeliğiyle suçlanıyorlar.Yazarlar basılmamış kitapları nedeniyle hapishanelerde çürütülüyor. Bunlar gibi yüzlerce örnek vermek mümkün. Bırakın “ileri demokrasi”yi ,normal demokrasilerde düşünce özgürlüğü olmazsa olmaz temel özgürlüklerden birisidir..
Yine demokrasilerde din ve inanç özgürlüğü vazgeçilmez temel özgürlüklerden birisidir.

Türkiye’de böyle bir özgürlüğün olduğunu söylemek için ya diktatörün çanak yalayıcısı,ya da vicdanını satmış olmak gerek. Bu hükümet alevi kökenli vatandaşlarını tüm devlet dairewlerinden temizledi.
AKP li belediyeler tüm alevileri işsizliğe mahkum etti. Bu hükümetin  bir çok milletvekili Sivas katliamını,daha doğru bir deyimle soykırımını yapanları savunanlar.

Kürtlere uygulanan rasist baskı ve katliamlar hiç bir demokratik ülkede yaşanmayacak baskı ve katliamlardır.
Martin Niemöller’in anlattıkları, okuduklarımız Hitler faşizminin 1933 yıllarında iktidarını pekiştirmek amacıyla çeşitli uydurma  örgütler  yaratarak muhalifleri hapishanelere,kamplara tıkadığını ilerde hepsini yok ettiğini, Münih üniversiyesinde Hitler karşıtı bildiri dağıttıkları için olmayan örgüt ilişkisi kurarak 17 yaşındaki Sofi Scholz ve kardeşini idam ettiklerini,kitapları yaktıklarını ve Hitlere karşı yayın yapan tüm yayın organlarını çeşitli metotlarla yok ettiğini biliyoruz.

Bugünkü Türkiye’ye baktığımız da ö dönem Nazi Almanyasında yaşananların, bu gün Türkiye’de yaşanmadığını idda etmek mümkün mü?
Bir ülkenin demokratik mi diktatörlük mü olduğunu belirlemek için günümüzde de bir çok ülkelere bakarak saptamak mümkün. Eğer bir ülkede yasama,yürütme ve hukuk bir ideolijinin  ya da bir kişinin elindeyse o ülke demokratik değil diktatörlüktür ve günümüz Türkiye'si demokratik bir ülke değildir.

Bu diktatörlüğe karşı;
tüm demokratik düşünen, vicdan sahibi insanlar,
korkmadan, yılmadan karşı koymak göreviyle karşı karşıyadır.


Martin Niemöller’in son sözü neydi?

Beni aldıkları zaman, söz edecek kimse kalmamıştı..........