Erdoğan da ölümsüz olacak, yaptığı hukuksuzluklarıyla, adaletsizlikleriyle, hırsızlıklarıyla, vicdansızlığıyla ölümsüzlüğünüzü taçlandıracak. Evet Erdoğan sen ölmeyeceksin fakat seni hiç kimse iyi anmayacak, ölümsüzlüğünü acılar içinde izleyeceksin kendi inandığın dünyanda.
Usta yazar Aziz Nesin’in tiyatro eserlerinden biri olan "Bir Şey Yap Met” tiyatro oyunu eseri, en çok ta bugünlerde Erdoğan’ın seçmenine atıfta bulunulacak içerikte bir oyun.
İstanbul, 1993 yılı ben henüz 10 yaşımdayken “Bir Şeftali Bin Şeftali’, “Beyaz Diş”, “Alice Harikalar Ülkesinde”… gibi çocuk kitaplarından sonra babamın kütüphanesinden bir kitap seçip okumak istemiştim ve kitaplar arasında gördüğüm Aziz Nesin’in “Bir Şey Yap Met” tiyatro oyunu kitabı gözüme ilişti, elime aldım. Çocuktum ve babamın kitaplarının çok fazla kalın olduğunu düşünüyordum. Das Kapital, Siyaset ve Sendikacılık, Gorki Ana, Nasıl Yapmalı, Ölmeye Yatmak, İnce Memed gibi kitaplarını hatırlıyorum. “Bir Şey Yap Met” kitabını aldım elime çünkü bütün kitaplar arasındaki en ince kitap oydu ve gülümseyip “hemen okuyup bitirebilirim” diye düşünmüştüm. Çocuk aklımla ince olmasına aldanmıştım. Evet bir gün içinde okumuştum kitabı. Halbuki içerik olarak bir çocuk için ağır ve karmaşıktı. Üstesinden zor gelebileceğim bir kitap seçmiştim. En ince kitap oydu, kafamı karıştırmıştı ve günlerce kafamın içinde beni oyalamış, düşündürmüştü ve kıyamet kadar sorular ile boğuşmama sebep olmuştu. İyi de olmuştu bir çok soru sormuştum kendime ve en sonunda “ölümsüzlük” diyerek ne anlatmak istediğini anlamıştım.
Met’in, yaşadığı o düşsel ülkede kişiler belli bir yaşa gelince yargılanıyorlardı. Yargılayıcı olan Doktor o kişilere ne yaptıklarını soruyor, bir şey yapmamışlarsa bir kase içindeki zehiri içmek, ya da dışarda bekleyen bilinçsiz kara kalabalığın arasına atlamak gibi, iki yol arasında seçmeli bırakıyordu onları. Met evin kapısını açar, onu parçalamak üzere dışarda bekleyen kalabalığın arasına atlar. En sonunda ölür ve karanlığın içinde hayatın farkında olmayan insanları aydınlatır. Böylece Met, yeni bir şey yaptığı için herkesten çok daha fazla yaşayacaktır. Met ölümsüz olmuştur.
Karanlıktan değil, bilgisizlikten korkmalı
İnsanlar aslında kendi karanlıklarından değil, bilgisizliklerinden kaynaklanan korkularıyla yüzleşmeli. Habersiz gelip gitmek, bilgisiz, bilinçsiz kalabalıktan olmak istemiyorsak bişeyler yapmalıyız. Gücümüzün yettiği kadar küçük yada büyük bir şey. Bu karanlığı aydınlatmak için bilinçli bireyler olmamız şart. Yaşadığımız evrende herşeye karşı adaletli olmalı, Kadın haklarını, çocuk haklarını, hayvan haklarını, insan haklarını, adaleti, sevgiyi, aşkı, sarılmayı savunmalı bu düşünceyi sağlam temellere oturtmayı hedeflemeliyiz. O kadar çok karanlık dönem gördü ki Türkiye, insanlar artık yeter diyor. Halk avaz avaz kan kusa kusa bağırıyor “Bu karanlık bitsin aydınlık günler gelsin”.
Karanlık içinde bırakılan seçmen
AKP seçmenini karanlıkta bırakmış ve aydınlanmasınlar diye de kör, sağır ve dilsiz bırakmış. Erdoğan, seçmeninin cahil kalmasını, hakkını aramamasını, ırkçı, faşist girişimlerde bulunmasını, elinden ekmeği alındığında susmasını, kendi kendine darbe yapıp halkı sela sesleri ile galayana getirip insanların canına, malına kast etmelerini isteyen kara kapkara bir parti lideridir.
Seçmen
Oy’unu iki poşet makarnaya, yarım ekmek döner arasına, bir çuval kömüre satmaya boyun eğdirilmiş gözü bağlanmış mağdur bir seçmen. Bu halkın gözünün açılması ve etrafının aydınlatılması lazım. Yaşadığımız bu kaosun karanlığına atlayabilecek bir Met gerekli, yoksa halk bu korkunun karanlıktan kaynaklı olduğuna inanmaya devam edecek. Oysa bir çok aydın, sanatçı ve gazeteci Met gibi ölümü göze alıp bu karanlık toplumun içine atladılar ki insanlık aydınlansın, umut ışığı yansın. Karanlığın içine atlayan aydın, sanatçı ve gazeteciler bir farkındalık yarattı diye düşünüyorum. AKP’nin yarattığı korku, açlık, sefalet, cehalet, ırkçı faşist girişimler karşısında boyun eğmedik ve aramızda bir sürü Med’ler çıkardık. İlla ki bu karanlık yerini aydınlığa terk edecek ve ülkemizde ışıl ışıl sıcacık güneş parlayacak.
Bir diktatörün acı ölümsüzlüğü
Erdoğan da ölümsüz olacak, yaptığı hukuksuzluklarıyla, adaletsizlikleriyle, hırsızlıklarıyla, vicdansızlığıyla ölümsüzlüğünüzü taçlandıracak. Evet Erdoğan sen ölmeyeceksin fakat seni hiç kimse iyi anmayacak, ölümsüzlüğünü acılar içinde izleyeceksin kendi inandığın dünyanda.