Bugün "Dünya Kadınlar Günü""
Oldum olası tilt olurum bu günlere...
Sevgililer Günü.
Babalar günü.
Anneler günü.
Engelliler günü.vs..vs..
Uzayıp gider...
Bu günler neden ilan edilir..? Aslında sadece saptanan günde değil,yılın hergünü bu değerlerimize ilgi göstermemiz, değer vermemiz, saygı ve sevgi ile sarılmamız gerekmez mi.?
Bu günün anısına birkaç satır karalıyayım dedim..Aslında ,haklarını asla ödeyemiyeceğimiz kadınlarımız üzerine sayfa sayfa destanlar yazılır...Çünkü her kadın bir Anne'dir ve onlar üzerine yazılan destanlar yazmakla bitmez tükenmez..Bu günün önemi ve benim için tüm zamanların baş tacı yapılacak,kadınlarımızdan biraz söz edelim...
Dünya kadınlar günü nasıl ortaya çıkmıştır..?
8.Mart.1857 de,ABD nin New York kentinde,40 bin dokuma işçisi,daha iyi koşullarda çalışma ve yaşama isteği ile, greve başlar.Ancak polisler,işçilere saldırır. Polisler işcileri,
fabrikaya kilitler. Sonra fabrikada yangın çıkar.İşciler yangından kurtulmak için kapıları kırarlar ve kaçmaya başladılar.Ancak polisin fabrika önüne kurdukları barikatları aşamadılar.
Fabrika işçilerinin çoğunluğu kadın olmak üzre,işçilerin en az üçte ikisi kadın toplam 129 kişi yanarak can verdiler.İşçilerin cenaze törenine 100 bin kişiden fazla kişi katıldı.
26-27 Ağustos1910 yılında Danimarka'nın Kopenhag şehrinde,ikinci enternasyonale bağlı kadınlar toplantısı yapıldı.(uluslararası sosyalist kadınlar toplantısı)
Almanya SPD (Sosyal Demokrat Partisi) önderlerinden "Clara Zetkin,8 Mart.1857 yılındaki textil işçilerinin yangınında ölen kadınların anısına,8 Mart Dünya emekçi kadınlar günü olarak
anılması kararı oy birliği ile alındı...Bu günün tarihi,8 Mart olarak kesinleşmesi Moskova'da yapılan 3.cü Uluslararası Kadın Konferansı'nda saptandı.16 Aralık 1977 de Birleşmiş Milletler Kararı ile resmileşti...1975 yılında Türkiye'de,Kadın yılı kongresi yapıldı.1984 yılından itibaren Türkiye'de yaygınlaştı.8.Mart Dünya kadınlar gününün tarihçesini kısa notlarla belirttikten sonra muhteşem yaratılan "Kadın"nın muhteşemliğini erkekler anlamakta ve onları keşfetmekte oldukça zorlanıyorlar..
Hele İslam toplumlarında,geri kalmış ülkelerde kadın,çocuk doğuram iş-güç yapan,erkeğin kulu kölesi durumunda olan gözle bakıldığı bilinmektedir...
Acaba 21. ci yüzyılda Dünyada ve hele ülkemizde kadının konumu nasıldır...? Türkiyede'ki durumu anlatmaya gerek görmüyorum.Hepimiz buna vakıfız.Hele bu dönemde..4 kadınla evliliğin(!) serbest olması gerekir tezlerinin havada uçuştuğu bu zamanda kadınlara hangi gözle bakıldığını varın siz düşünün...
Kadın ve erkek birbirini tamamlayan iki olgudur...Et ile tırnak gibi..O bakımdan kadından bahsederken erkekleri bir kenara atamayız.Tüm dünyada kadınların ezildiği gerçektir.
Modern ve çağdaş toplumlarda,insan haklarının yürürlükte ve işlerlik kazandığı ülkelerdeki kadınlara kıyasla,feodal yapının hakim olduğu toplumlardaki kadınlar,
ikinci planda görülen,hakları verilmeyen,onları bir meta olarak görülme vardır.Halbuki bu toplumların inançlarındaki dinler açısından kadınlara önem vurgulanmasına rağmen malesef,
bu göz ardı edilmektedir. Erkek hegemonyasının hakim olduğu toplumlarda kadın daima hor görülmekte itilip kakılmakta sesleri kısılmaktadır.
Bir kadın "Hayat" tır aslında.Her biri ayrı ayrı bir dünyadır.Her biri ayrı ayrı bulmacadır..Hepsi de anlaşılmayı çözülmeyi ve keşfedilmeyi bekler ve ister.
Her kadın biraz "paranoid"' tir aslında şüphecidir...Olaylara bakış açıları erkeklere nazaran daha detaycıdırlar. Kadın sevdiği erkek ile konuşurken,arada bir soru sorar,ciddiye alınıp alınmadığını,dinlenip dinlenmediğini kontrol eder. Erkek çoğu zaman bunun farkında olmaz. Kadının zeki olanı zordur ama,en iyisi o'dur...
Hayat bir fincan kahve gibidir,bazen acı bazen tatlı.Önemli olan,kahvenin tadı değildir.Kahveyi kiminle içtiğinizdir.Bir erkek bir kadınla kahve içiyorsa,onu çok iyi analiz ettiyse,
onu anlamaya çalışıyorsa,keşfetmeye başlamışsa ve kadına bunu hissetirebiliyorsa kadın o erkeğe karşı müthiş ilgi ve alaka duyar.Saygı duyar güvenir. Erkeğin ilgisizliği,kadını yanlızlığa iter.Kadının yanlızlığı,iç dünyasında depremlere yol açar..Sorgulamaya başlar.İkinci plana itilmiş olduğunun ruhiyetine kapılır.Yavaş yavaş erkekten uzaklaşır.Bekler,sabreder.Sabrını sonuna kadar zorlar...Bu zaman dilimimde kadın hep biriktirir..Bir an gelir kadın içten içe isyanlar yaşamaya başlar. Manevi olarak sahipsizlik ve yanlızlık başladığında kadın yeni arayışlara girer..
Kadın "Aşk"tır..
Bir erkek kadını keşfetmeye ona karşı saygı ve sevgisini samimi hissettirmeye,kadın kendisne gösterilen ilgi ve alakya karşı asla ilgisiz ve alkasız kalmaz. Kadın güvendiği erkeği sever...Öyle bir severse,hayat aşk'mış,aşk,hayat'mış gibi sever.Erkeğine,önce gözlerini esir verir.Erkeğinin üzerinden gözlerini ayırmaz. Sonra kendsini erkeğine,muhabbete mahkum eder.Yeterki kadının ruhunu anlamış olun.Aşkını,ruhunu teslim eder.Sonrada ömrünü size emanet eder. Ya ölürcesine sever, yada severek ölür...
Eğer kadın,manevi olarak ihmal edildiğini,yanlız bırakıldığını. dikkate alınmadığının hissine kapılır ve bu süreklilik devam ederse,kadın sabreder sabreder birgün,hiç gelmiyecekmiş gibi gider.Dünyada kadınların maruz kaldığı en şiddet,dünyada en yaygın,ancak en az cezalandırılan suç'tur.
Dünyada fuhuşa zorlanan kadın sayısı,son istatistiklere göre,700 bin ila 4 milyon arasındadır.Cinsel kölelikten elde edilen gelir 12 milyar dolardır. Dünyada,15-45 yaş arası kadınlara uygulana şiddet yüzünden ölenlerin kadın sayısı,kanser,sıtma,trafik kazaları ve savaşlarda ölen kadınların sayısından daha fazladır. Dünyada her 3 kadından biri şiddete,zorla cinsel ilişkiye,tecavüz ve kötü davranışlara maruz kalmaktadır.
Geri kalmış ve feodal yapısı kuvvetli,dinsel ve kültürel gibi nedenlerden dolayı bu tip toplumlardaki kadınların ve kız çocukların Genital organlarına zarar verilmekte,(kadın sünneti)
gibi yöntemlerle yılda 2 milyon kadın ve kız buna maruz kalmaktadır.Bu oran,15 saniyede bir kız çocuklarıdır.
Kadın hayattır...Kadının her biri bir dünyadır..Kadın en başta "ANNE"dir..Kadın,doktor,öğretmen,asker,terzi,işçi,polis,vali,kaymakam,bilim kadını, sporcu hayatın her dalında insanlar yetiştirir,bunların tamamının baş rol oyuncusudur.Kadın giderse,beraberinde çok şeyleri götütür..Bıraktıkları enkaz yığınır...
Tüm erkeklere...KADINLARIMIZ BAŞ TACIMIZ OLMALIDIR...ONLARA HAK ETTİKLERİ SAYGIYI,İLGİYİ,SEVGİYİ VERMEK ERKELERİN BİRİNCİ VAZİFESİ OLMALIDIR..