Son 60 yıldır Türkiye-Almanya ilişkilerini belirleyenler, ne Türkiye’de kendisini seçilmiş irade diye yansıtan dalkavuk siyasetçiler, ne de Almanya’da sözde Alman oyları ile seçilmiş olan Kofti İktidarlardır.
İki Devletin de arkasında belirli ortak güçler iki devlet ilişkilerini belirlemekteydiler. Zira,amaçları iki Devletten tek toplum yaratıp onları da kendi kapitalleri ile birleştirip hizmet sektöründe kullanmaktı.Kapital Global kapitalistlerin elinde, Almanlar kalifiyeli,Türkler'de kalifiyesiz hizmet sektöründe kullanılmak üzere 3 lü bir düzen kurulmuştu.
Galip Devletlerin,Almanya’nın geçmişinden gelen savaş yenilgisi (suçlaması) ile beline yüklediği kambur, savaşta genç nufusunu kaybetmenin acısı ve Galip Devletlerin Alman Milleti gelecekte de (iki Dünya savaşına neden olan toplum olarak) tehlike oluşturmasın diye, Alman toplumunu homojenleştirmek için yabancılarla karıştırılıp karma bir Dünya toplumu yaratma projesi vardı.Türkler o tarihlerde eğitim,Coğrafi yapı,yy lardır birliktelik (bazen dost bazen düşman) ve Alman Kültürüne yatkın islam toplumu olarak Almanların yeniden inşası altında hizmetlerine sunulmuşlardı.İki toplumun bir araya gelmesi kendi istekleri haricinde dış güçlerin baskısıyle olmuştu.
Dünya’yı ve Almanya’yı şekillendirmek isteyenlerin tek unuttukları yada hesaba katmadıkları gelenlerin İnsan olmaları ve bunlarında kendi kültürleri ile geldiklerini gözardı etmeleri ve bu insanların sosyal ihtiyaçlarından dolayı günün birinde yerli halkla kaynaşacakları ve bunların bu toplumun birer parcası olabilecekleriydi.İşte bu hesaba katılmayan İnsan faktöründen üreme çocuklar gelecekte Türkiye –Almanya ilişkilerini belirleyecek olanlardır. Bundan sonra Avrupa’da oyun kurucu Almanya’da yetişen Türkiye kökenli gençliktir.
Bir çoklarına,Almanya-Türkiye ilişkilerinde belirleyici olarak tanıtılan Bayan Merkel’in yeniden seçimi kazanması ile D-TR ilişkisini,eski durumunda devam edeceğini sananlar yanılacaklardır.Almanya-Türkiye ilişkilerini şimdilerde vede gelecekte belirleyecek ana unsurlar:
1.Almanya’da doğup ögrenim gören Türkiye kökenli gençler.
2.İslam Dünya’sındaki gelişmeler
3.Türkiye’de yerleşik yaşam süren Almanlar
4.Teknoloji ve ticaret alanındaki gelişmelerdir.
Bayan Merkel ne olursa olsun ilişkilerdeki gelişimi durduramaz.
Toplumumuzun en büyük özelliği, istim alan trenin her daim hız kazandığı gibi,öğrenme yeteneğinin ve kavrama yetenğinin genetiğinde bulunan x faktörü ile çabuklaştırılabilmesidir. Türk toplumu Osmanlı'da din ve yönetim baskısı ile geri bıraktırılmış olması ve devamlı savaşlarda yetişmiş kuvvetlerini yitirip sonradan bu kayıpların yerlerinin doldurulmaması idi.
Atatürk,15 yıl süren yönetim döneminde insana ve eğitime önem vererek bu durumu durdurdu ve ortamala %5 olan okuma yazma oranını savaşlardan toplumu uzak tutarak artırdı.
Herne kadar son 60 yıldır yine toplumu Amerikan ve işbirlikçileri yönlendirseler de Gezi olayları ile toplumun hiç de öyle boş olmadığı ve gençliğin belli potansiyele eriştiğini göstermiştir.Bundan sonrası da, Türkiye kökenli gençliğin Dünya ile barışık ve teknolojiyi iyi kullanabilen kapasiteye erişmesidir.
AKP’nin topluma en büyük faydası,son 60 yıldır Ülkeyi Atatürkçülük adı altında ele geçiren çetenin gizli yapmış olduğu ABD-AVRUPA-İsrail ilişkilerinde daha da pervasızlaşıp Cahil cesareti ile herşeyi alenen yapması ve bu aleni ilişkileri gören Genç nufusun patlama noktasına taşınmasıdır.Türk toplumu iş işten geçmeden uyanmaktadır.
Almanya’da ise aynı toplumun başka yarısıda Almanya olanaklarından faydalanıp geleceğin Dünyasında yönetime hazırlanmasıdır.
Hem Almanya’da hemde Türkiye’de farklı toplum yapısı oluşmaktadır.Bu toplum yapılarına uygunda Siyaset üretimek zorundadır.Ne Almanya toplumu 30 yıl öncesi toplumdur ne de Türk toplumu 30 yıl öncesinin toplumudur.Bayan Merkel istese de istemesede bu toplum yapısına uygun davranmak zorundadır.Bayan Merkel yerine başka birileri seçilse o da aynı hassasiyeti göstermek zorundadır.
Global Kapitalizm,yeni Dünya düzenini İslam üzerine inşa etmeğe çalıştı.ABD & Co. İslamı yeni dizayn edeyim derken (Ilımlı İslam) El kaide ve benzeri islami terör örgütlerini yaratıp bunların son Afganistan, Irak ve Suriye’de yaptıkları vahşilik tüm Dünya’ya yansıyınca tırsıyan ABD ve Avrupa yeniden Atatürk’ün tarif ettiği laik sisteme dönmek zorundadırlar.Bu da gelecekte Kapitalizmin İslam Dünyasındaki temsilcisi rolündeki Almanya ile İslamın asıl temsilcisi Türkiye’nin birlikte hareket etmelerinin zorunluluğunu doğurmuştur.
Almanya’da son seçimlerle Parlementoya 11 Türkiye kökenli Vekil girmiştir. Yerel yönetimlerde de hızla çoğalan bir türk siyaseti gelişmektedir.Şimdiye kadar genelde sadce hizmet sektöründe etkisi olan Türkler,Futbol’da,Ticarette ve hatta Bilim alanında Türkiye kökennliler Almanya’da her alanda ciddi ölçüde söz sahibi durumdadırlar.İşte Almanya-Türkiye ilişkilerini belirleyecek en önemli faktör budur.Hergeçen gün ağırlığı dahada fazlalaşan Türkiye kökenli Siyasetçiler öyle eskisi gibi Türkiye üzerine basit politikalar yapılmasına izin vermiyeceklerdir.Verirler ise de Cem Özdemir olayında olduğu gibi desteğini çektiklerinde derrslerini alacaklardır.Burada Siyasete giren Türkiye kökenli kim var ise yada Dr.,Mühendis, Gazeteci vs. Türk toplumuna dayanarak var olmaktadırlar.Bu tabana dayalı var olanlar da bu topluma saygı duymak zorundadır.Göz ardı edemezler.
Türkiye’de yerleşik yaşamağa başlayan Almanlar (şuan sayıları 50 bin dolayında İnternet bilgilerine göre) bu yakın gelecekte 500 bin olduğunda hem Türkiye'nin kültürel yenginliğine katkı yapacak hem de dış alanda Almanya ile arada büyük kuvvetli bağ oluşturacaktır. Türkiye Almanya’dan beyin göçüne önem vermeli,Türkiye’de yerleşik düyende yaşamak isteyenlere kolaylık sağlamalı hatta emekli almanlar için alt yapı oluşturup,Almanya sosyal sistemi ile anlaşmalar yapılıp bunların sağlık hizmetlerinde kolaylıklar getiridiğinde Almanların Türkiye’yi yurtdışında savunmaları ve kendi Hükümetleri üzerinde baskı oluşturmaları D-TR ilişkilerininde önemli belirleyicisi yapacaktır.
Avrupa’da geliştirlen Teknolojinin türk üretim sektöründe kullanımı ile,Gıda alanında Dünya’da tekel olabilecek Türkiye’nin potansiyeli daha da belirginleşecektir.Herne kadar Almanya’nın arka bahçesi olarak Polonya düşünülsede Polonya Anadolu tabiriyle Türkiye potansiyelinin yanında ‘’Bılığın Amet’ tir’’.Türkiye Almanya’nın teknolojik üretimini Dünya’ya tanıtacak,hem Almanya’nın hem de Türkiye’nin ihracaatını artıracak tek gelecekte iş gücüdür.
Tüm bu gelişmeleri Almanya’da hiçbir siyasetçi gözardı edemezler.Almanya’da yetişen gençerden oluşan takım nasıl Türkiye’yi futbolda Dünya 3 cüsü yaptı iseler ,gelecekte de Avrupa bilhassa Almanya’da yetişen çocuklar hem Almanya’yı hem Türkiye’yi hem de birlikte iki ülkenin geleceğini iyi seviyelere getireceklerdir.