Hamburg’un Langenhorn semtinde 37 yıl önce, 24 Temmuz 1985’de Neonaziler tarafından öldürülen Mehmet Kaymakcı, öldürüldüğü Kiwittsmoor Parkında düzenlenen etkinlikle anıldı.
Ramazan Avcı İnisiyatifi, Hamburg-Nord İlçe Belediye Meclisi ve İlçe Belediye Başkanlığının ortak çalışmasıyla, geçen yıl parka dikilen üç dilli anıt heykel önünde anıldı.
Hamburg-Nord İlçesi Belediye Başkan Vekili Dr. Udo Franz da yaptığı konuşmada, ırkçılığın toplumsal barışı ve ortak yaşamı tehdit edici boyutuna dikkat çekti. Irkçılığa geçit vermemekte her bireye görev düştüğünü söyleyen Franz, ancak güç birliğiyle ırkçılıkla başarılı bir mücadele sağlanabileceğine vurgu yaptı.
Kurban yakınları hala adalet bekliyor
Üç yıl önce Mehmet Kaymakcı cinayetini ilçe gündemine taşıyarak, anı kültürü gelişmesinde önemli rol oynayan Hamburg-Nord İlçe Belediye Meclisi Üyesi Rachid Messaoudi de konuşmasında , ırkçılığın artarak sürmesinde devletin sorumluluğuna işaret etti. Messaoudi, buna örnek olarak NSU cinayet dizisini göstererek, “NSU üç kişiden ibaret değildi. İkisinin intiharı ve birinin hapis cezasıyla olay kapatıldı. Birçok konu aydınlatılmadı veya aydınlatılmak istenmedi. Kurban yakınları hala adalet bekliyor” şeklinde konuştu.
Av. Ünal Zeran
Ardından Ramazan Avcı İnisiyatifi üyesi Reyhan Zeran, 6 yıl önce Münih 9 kişinin öldürüldüğü Olimpiyat AKM’deki ırkçı saldırıda 14 yaşındaki oğulları Can’ı kaybeden Hasan-Sibel Leyla çiftinin, yürekleri dağlayan, duygu yüklü dayanışma mesajını okudu.
Konuşmaların ardından Mehmet Kaymakcı ansına bir dakikalık saygı duruşu yapılıp, anıt heykele çiçekler bırakılarak, anma töreni noktalandı.
HSV stadında 54 bin 500, ekran başında milyonlar gördü
2. Bundesliga takımlarından HSV anma etkinliğiyle aynı saatlerde, sahası Volkspark Stadyumunda oynanan Rostock maçında, üzerinde Almanca ve Türkçe “24.07.1985 - Mehmet Kaymakcı’yı anıyoruz” dev bir pankart açarak, anmaya ortak oldu. Mehmet Kaymakcı’yı öldürenlerden biri, HSV holigan grubu içinde olduğundan, HSV’nin holigan geçmişiyle yüzleşmesi için çalışmalar yapan “Anı Ağı” (Netzwerk Erinnerung) adlı taraftar grubunun hazırladığı pankartla, Kaymakcı’nın katledilişinin 37. yılında anılmasını, stadyumda 54 bin 500 ve ekran başındaki milyonlara seyirci gördü.
24 Temmuz 1985'te ne oldu?
İnşaatlarda duvarcı olarak çalışan ve 24 Temmuz 1985'de iş dönüşü uğradığı "Bei Ronnie" adlı lokalde üç Neonazi tarafından tacize ve ağır hakaretlere uğrayan Mehmet Kaymakcı, lokali terk ederek evin yolunu tuttu. Kendisini takip eden üç Neonazi Hohe Liedt caddesinde Mehmet Kaymakcı'yı bayılana kadar dövüp, yol kenarındaki Kiwittsmoor Parkının çalılıklarının arasına sürüklediler. Mahkeme tutanaklarına göre Neonaziler burada buldukları, 94 kg ağırlığındaki bir beton bloğu kaldırıp, Kaymakcı'nın kafasına bıraktılar. Katillerin mahkemede “Türk'ün işini bitirmek istedik” şeklinde ifadelerine rağmen, ırkçı motifin gözardı edildiği davada sanıklar gençlik ceza yasaları kapsamında Frank-Uwe P. (20), Mario B. (19) yedi ve Bernd M. (20) sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Kaymakcı’nın öldürüldüğü Kiwittsmoor Parkına geçen yıl, Vietnamlı sanatçı Văn Ngân Hoàng tarafından yapılan anıt heykel dikilmişti.
Kurban yakınlarına düzenli maaş talebi
Uzun yıllardır ırkçılık karşıtı çalışmalar yapan Ramazan Avcı İnisiyatifi kurucusu, avukat Ünal Zeran, “En yakınlarını kaybettikleri için ağır travma yaşayan, işini, gücünü kaybeden veya yapamayan kurban yakınlarına devlet ‘kayıp maaşı’ bağlamalı” dedi.
Irkçı şiddet kurbanlarının ailelerine düzenli maaş talebi
Parkta düzenlenen anma etkinliğinin yanı sıra, aynı saatlerde oynanan HSV – Rostock 2. Bundesliga maçında açılan dev pankartı stadyumda 54 bin 500 kişi, ekran başında milyonlar gördü.
Irkçı şiddet kurbanlarının isimlerinin yaşatılması için yoğun çaba harcayan Ramazan Avcı İnisiyatifi kurucusu ve sözcüsü, avukat Ünal Zeran, anma töreninin açılış konuşmasında tüm çalışmaları, ırkçı şiddet kurbanlarının ailelerinin ve yakınlarının taleplerini baz alarak yürüttüklerini belirterek, “Mehmet Kaymakcı ne ilk, ne de son ırkçı cinayetti. Adeta sonsuz bir ırkçı şiddet sarmalı var. Lübeck, Halle, Celle, Hanau, München, Leipzig, Dresden, Berlin, Nürnberg, Erlangen, Stade, Dessau, Dortmund saymakla bitmeyen bir şiddet sarmalı. Toplum ve devlet katilleri apolitik gösterip, cinayetleri münferit olaylar gibi yansıtarak sorumluluğundan sıyrılamaz” dedi. Zeran, konuşmasında travma yaşadıkları için işini, gücünü kaybeden veya yapamayan kurban yakınlarına devlet “kayıp maaşı” bağlanması talebiyle, şimdiye kadar hiç gündeme gelmeyen, ama bir o kadar yerinde olan konuya değindi. Hiç kimsenin annesini, oğlunu, kızını, kardeşini veya babasını ırkçı şiddete kurban veren kişilerden hiçbir şey olmamış gibi normal bir yaşam sürdürmelerini bekleyemeyeceğini ifade eden Zeran, “Ağır travma içinde olan, tüm yaşamları tarif edilmeyecek derecede altüst edilen ırkçı şiddet kurban yakınları, en temel talepleri için devlet dairelerinde süründürülüyor. Bu son bulmalı. Onlara bürokratik engelsiz, yaşamlarını idame edebilecekleri ölçüde düzenli maaş bağlanmalı ve ayrıca Federal Adalet Dairesi Irkçı Şiddet Kurbanları Fonundan yararlanmalarının önü açılmalı” dedi.