40 yıllık gazeteci, „Manipülasyonla ve yalan haber yapmakla“ suçlandı. Açtık kendisine sorduk, bakın konuyu Avrupa Postası’na nasıl anlattı?
Avrupa Birliği’nin sitesinde ve çeşitli kaynaklarda, „Avrupa Seyahat Bilgi ve Yetkilendirme Sistemi-ETIAS uygulamasının 2025’e ertelendiğine ilişkin“ güncel açıklama vardı. ETIAS, AB’ye vizesiz girilen „pasaportlara“ ilişkin „ön bildirim“ uygulaması ve genel olarak da 60 devlete uygulanacak. AB’ye vizesiz girebilecek bu ülkelerin vatandaşları, AB’ye gitmeden „biyometrik pasaport bilgilerini, 7 Euro’luk ödemeyi“ online girecek. Ardından da, bir „seyahat onayı“ alınca AB’ye gidebilecek.
İKİ MİLYONA YAKIN KİŞİ 'YEŞİL' VE 'GRİ PASAPORT' İLE AB'YE VİZESİZ GİDİYOR
Açıklamada, listede olmayan Türkiye’nin bundan muaf olduğuna ilişkin bir ayrıntı yoktu. Türkiye „Vize istenmeyen ülkeler listesinde“ bulunmuyor ancak, Türk vatandaşları için durum öyle değil. Kesin olmayan bilgilere göre Türk vatandaşlarının 2 milyona yakını, „Vize istenmeyen Yeşil veya Gri Pasaportla“ AB’ye seyahat edebiliyor. Yani, Türkiye’de „İkili pasaport rejimi“ söz konusu.
Gazeteci Ali Gülen de, işte bunu haberleştirdi ve 2025 yılında ETIAS’a, AB vizesi istenmeyen Yeşil Pasaport ile Gri Pasaportluların „ETIAS’a ön bildirim“ yapması gerekebileceğini yazdı.
'ASILSIZ HABER' YAPMAKLA SUÇLANDI
Ama yılların gazetecisi, AB hukuku konusunda yazıları ve kitapları ile bilinen Ali Gülen, hem yandaş medyanın saldırısına, hem de kurumların „abartılı yalanlamalarına“ maruz kaldı. Dışişleri Bakanlığı, „Biz 2019’da anlaştık. Yeşil ve Gri Pasaport sahiplerine uygulanmayacak“ dedi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) gazeteciyi, „Kamuoyunu manipule etmeye yönelik asılsız haber“ yapmakla suçladı.
Türkiye'de sosyal medyada ve yazılı basında günlerdir „Yeşil pasaport“ üzerinden yapılan tartışmaların ne anlama geldiğini, haberi yazan Sözcü’nün Almanya Temsilcisi Ali Gülen’e sorduk.
İşte Yeşil Pasaport olayının o özel ayrıntıları:
SORU: Sayın Ali Gülen, bu konu neden birden ortaya çıktı ve neden tartışmalara yol açtı?
CEVAP: Konu, AB’nin ETIAS uygulamasının 2025’in ilk yarısına erteleneceğini, çünkü Almanya, Fransa ve Hollanda’nın yığılma korkusuyla işlemleri yetiştiremeyeceğini açıklamasıyla başladı. AB’nin resmi açıklamasıydı, „vize istenmeyen ülke vatandaşlarının ve vize istenmeyen pasaport sahiplerinin“ ETIAS’a ön kayıt yaptıracağı, bu ön kayıttan sonra „geçiş belgesi“ verileceği ya da şüpheli durum varsa, verilmeyeceğine değiniliyordu. Türkler’e AB vizesi var ve vize alanlar zaten AB güvenlik sistemine kaydoluyor. Ancak Türkiye’de başka bir durum da var. Sayıları 2 milyona yaklaşan Yeşil Pasaportlular ve Gri Pasaportlular var. O pasaportlara AB vizesi yok. Böylece, onlar da otomatikman ETIAS sistemine dahil oluyor.
SORU: AB’nin açıklamasında, „Türk vatandaşları ETIAS’tan muaftır“ hükmü var mıydı? Niye bu kadar yüksek perdeden yalanlamalar, tepkiler geldi?
CEVAP: Hayır, Türkiye’nin ya da vize istenmeyen Türk pasaportlarına sahip olanların muafiyeti ile ilgili açıklama yoktu. Haberde, zaten Türk Dışişleri’nin 2019'daki açıklamasına yer de verilmişti. Dışişleri, „Biz görüştük. Türkler’e uygulanmayacağı sözünü aldık“ diyordu. Ama biliyorsunuz, „AB vizesi kalkacak“ sözünü de almışlardı!
Neden mi bu kadar gürültü kopuyor? Türkiye, adım adım Yeşil Pasaport’un çerçevesini genişletti. Eskiden on binlerce olan Yeşil Pasaportlu sayısı milyonları geçti. AB’de bu konuda rahatsızlıklar var. Ayrıca, yandaş gazeteciler de Yeşil Pasaport almaya başladı. Türkiye, AB vizesini kaldırmak için uğraşacağına böyle yanlış yola kaydı.
SORU: Türkiye’nin „Vize istenen ülkeler listesi“nde olması iyi mi? ETIAS çok mu kötü?
CEVAP: Tam tersi. Keşke, Türkiye vize istenen ülkeler listesinde olmasaydı. Vatandaşlarımız, diğer uygar ülke vatandaşları gibi, yurt dışına çıkmadan basit bir form doldurup bilgilerini girse ve „seyahat onayı“ alıp Almanya’ya, İngiltere’ye, Hollanda’ya gidebilse. Yani Türkiye’de beni yalanlayan ilgili makamların, „Ama biz vize istenmeyen ülkeler listesinde yokuz“ demesi, ayrı ayıp. Önemli olan o listede olmak. „Bize vize uygulanıyor“ diye övünülmez. Listede yokuz, diyerek de gazeteci yalanlanmaz.
DMM’NİN AÇIKLAMASI YARALAYICI!
SORU: Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) sizi yalanlarken, bir de suçluyor. „Kamuoyunu manipule etmeye yönelik asılsız iddia“ diyor. Buna ne diyorsunuz?
CEVAP: Çok büyük haksızlık ve yaralayıcı. Yani, AB’nin bir uygulamasını tartışmak, Türk halkını „Bakın bu risk var“ diye uyarmak, nasıl bir manipülasyon oluyor? Tam tersine, olası bir tehlike konusunda uyarıyoruz. Teşekkür edilmeli... Orada kullanılan dil de çok hatalı. Haberi yalanlarsınız, düzeltme gönderirsiniz ama suçlama nedir? Asla kabul etmiyorum.
ÜÇ KURUM BİRBİRİYLE ÇELİŞİYOR
SORU: Dışişleri, DMM ve AB Türkiye Delegasyonu açıklama yaptı. Hepsi birbirinden farklı, herkes farklı şey söylüyor. Hangisi doğru?
CEVAP: Tek doğru olan AB’nin ETIAS'ı 2025’te hayata geçirmek istediği ve „vize istenmeyen pasaportlara“ ön bildirim şartı geleceği. Türkiye’nin güzide üç kurumu hem kendi içinde, hem birbiri ile çelişiyor. Dışişleri, „Biz AB ile konuştuk, anlaştık. Bize uygulamayacaklar ve Türkiye zaten vize uygulanmayan ülkeler listesinde yok“ diyor.
Şimdi soruyorum; „Madem Türkiye listede yok ve ETIAS uygulaması olmayacak, o halde neyi konuşup anlaştınız? Zaten yoksa, konuşmanın anlamı yok ki! Ayrıca kimle konuştunuz, kim söz verdi? Yazılı anlaşma var mı?“..
DMM ise bununla çelişiyor ve neye dayandığı belli olmadan, „Hizmet ve hususi pasaport sahiplerine uygulanmayacak“ diyor. AB Türkiye Delegasyonu, „Türkiye, vize uygulanan ülke olduğu için ETIAS yoktur“ diyor. Yani hepsi yorum yapıyor. Hiç kimsenin elinde bilgi ve belge yok.
Ben bir gazeteci olarak şunu beklerdim: „Eyy Ali Gülen, yanlış yazıyorsun, bak AB ile anlaştık, işte anlaşma metni. Yeşil Pasaportlulara ve Gri Pasaportlulara ETIAS’a ön bildirim şartı olmayacağı burda yazıyor...“
Ama maalesef böyle bir şey yok. Basit yalanlama var. Yandaşlardan tehdit, hakaret var.
„AB UYANIRSA“ DİYE KORKUYORLAR
SORU: Sizce bundan sonra ne olacak? Ve bu telaş niye?
CEVAP: Bundan sonra ne olacağı AB’nin tavrına, Yeşil Pasaport’a bakış açısına bağlı. Sırf yandaş diye bazı gazetecilere, hatta AKP’li manava „işadamı“ diye yeşil pasaport verilirse, bu Türkiye’nin başını ağrıtacak. Bazı kesimlerin „aşırı reaksiyon göstermesi“, AB’nin uyanacağı endişesi. Ama AB zaten bunları biliyor ve tümünün Dışişleri Bakanlığı sitelerinde bilgiler var. Türkiye’nin yapması gereken AB ile oturup konuşması. Ankara Anlaşması ve Türkiye ile AB arasındaki Ortaklık Anlaşmaları (1974 tarih ve 1/80, 3/80 sayılı vs.) gereği, Türk vatandaşlarına AB vizesi uygulanamaz. Bunu öne sürerek, insan hakları ihlali haline gelen vizeyi kaldırtmaları gerekir. Bu konuda hukuki altyapı için seve seve katkı veririm.