Fulya OMAÇ / İzmir
Turist rehberleri ve seyahat acentelerine ilişkin düzenlemeleri içeren Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair AKP tarafından hazırlanan kanun teklifinin, 9 Şubat’ta Meclis Başkanlığı’na sunulmasının ardından ilgili sektörlerce başlayan hoşnutsuzluk yankıları sürüyor.
Yürütme ve yürürlülük dahil 14 maddeden oluşan kanun teklifi kapsamında seyahat acentelerinin müşterilerini, turist rehberlerininse rehberlik hizmeti verdikleri sırasında bu hizmeti alanların bilgi ve onayları dışında alışveriş amaçlı belirli bir işletmeye göndermeleri karşılığında kendilerine veya yönlendireceği kişiye herhangi bir menfaat temin etmeleri halinde seyahat acentelerinin belgelerinin Bakanlıkça iptal edileceği ve bunların 5 yıl süreyle seyahat acenteliği yapamayacağı, turist rehberlerininse herhangi bir menfaat temin etmeleri halinde haklarında mülki idare amiri tarafından 25 bin liradan 100 bin liraya kadar idari para cezası verileceği yönünde de düzenleme yapılacak.
Teklif ayrıca, esas amacı tarihi ve turistik yerlerin tanıtılması olmayan faaliyetler sırasında turist rehberi bulundurma zorunluluğunu ortadan kaldırmaya yönelik değişikliği de içeriyor.
TUREB 14 ŞUBAT’TA ANKARA’YA ÇIKARMA YAPACAK
Türkiye Turist Rehberleri Birliği’nin (TUREB) çağrısıyla 14 Şubat’ta Turist Rehberliği Meslek Kanunu’nda yapılması planlanan değişikliklerin mesleklerine getireceği zararları anlatmak, görüş ve taleplerini iletmek üzere çeşitli şehirlerden birliğe bağlı profesyonel turist rehber odaları nezdinde rehberler Ankara’ya çıkarma yapacaklar.
BARANER: HANUTÇULUKLA TÜRK ÜRÜNLERİNE OLAN GÜVEN CİDDİ ŞEKİLDE SARSILDI
Turizm sektörünün kıdemli isimlerinden olan ve Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner ise TUREB’in aksine farklı görüşte bulundu.
Hanutçuluğun Türkiye ekonomisine son 40 yılda 100 milyar dolardan fazla zarar vererek önemli bir sorun haline geldiğine dikkat çeken Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner, “Hanutçuluk, (özellikle turist kafilelerini alışveriş etmeleri için belirli dükkanlara götürme işinden yüzde alma işi) alışverişlerde aşırı komisyonlar talep ederek turistlere ve tüketicilere haksız maliyetler yükledi ve bu durum Türk ürünlerine olan güveni ciddi şekilde sarstı. Saygın Türk turizmcileri de mağdur olmakla kalmadı, itibarları da zedelendi. Bunun yanı sıra, hanutçular tarafından Türk ürünlerinin kalitesiyle oynanması sonucunda milli servetimiz ciddi şekilde zarar gördü.” diye görüş bildirdi.
Türk malı ürünlere ilişkin güvenin sarsılmasının, hem ekonomik anlamda kayıplara yol açtığını hem de yerli üreticilerin itibarını zedelediğini belirten turizm sektörünün kıdemli isimlerinden Hüseyin Baraner sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye'nin hedeflediği ihracat potansiyelinin gerçekleşmesi ve dış ticaretin güçlenmesi için bu durum önemlidir. Avrupa ve Amerika'nın önde gelen gazete ve televizyonlarında hanutçuluk konusu haber olarak yer aldı. ‘Dolandırıcılar Şehri’ isimli bir programın İstanbul bölümünde, hanutçuluğun şehirde turistlere karşı yapılan en yaygın dolandırıcılık şekli olduğu anlatıldı. Turistler, eğer tanıdıkları bir rehber veya turizmci varsa bile Türkiye'de alışveriş yapmaktan kaçınmaya çağrıldı. Türkiye'nin çeşitli turistik bölgelerinde, turizme zarar veren hanutçuluğa karşı çeşitli cezai yaptırımlar uygulansa da ne yazık ki günümüzde halen devam ediyor. Turizmimize zarar veren ve turistleri son derece rahatsız eden hanutçuluğa yönelik yapılacak düzenlemeyi çok yerinde buluyorum.”