Berkin çocuk öldürüldü!
Uzakta olduğum, hiçbir şey yapamadığım için, yaşamım boyunca öğrendiğim tüm sözcükler küfüre dönüştü dilimde.
Yine de küfürsüz bir yazı yazmaya çalışacağım.
Bir gösteride, yürüyüşte HAKLIYSAN,
Üzerine gelenin ÜZERİNE GİDECEKSİN!
Türkiye’de 1960’lı yıllardan sonra gelişen gösteri ve yürüyüşlerde devrimciler öyle yapıyorlardı.
Kaçmıyor, üzerlerine gidiyorlardı.
Atlı polisler atlarını bırakıp kaçıyorlardı.
Çünkü haksızdılar!
1970’lerde yürüyüş ve gösterilerde devrimciler öyle yapıyorlardı..
Haklı oldukları için kaçmıyor, üzerlerine gelenlerin üzerlerine gidiyorlardı.
Taşıdıkları kasklar nedeniyle isimleri “Fruko” olan toplum polisleri kasklarını meydanlarda bırakıp kaçıyorlardı.
Çünkü haksızdılar!
Panzerler geldi..
Panzerlerin içinden kaçtı polisler..
Haksız olmasalar kaçmazlardı!
Polis telsizlerinden sesler duyuldu:
“Her taraf eylem, yetişemiyoruz, araç yok!”
“Piyade gidin ulan eşekoğlu eşekler” diye bağırdı emniyet amiri.
“Gel sen yürü itoğlu it” diye yanıtladı onu telsizdeki polis.
TARİŞ direnişinde yaşanılanlar böyleydi.
Kaçanlar polislerdi, kovalayanlar işçiler ve aileleri!
Sonra 1980’de bir korku toprağı serpildi halkın üzerine cunta tarafından.
Haklı olan insanlar haklı olduklarını meydanlarda bağıramaz hale getirildiler.
GEZİ’de yeniden yakalandı o ruh!
Haklı olan direnir!
TOMA’lar, akrepler, panzerler gönderildi haklı olanın üzerine!
Zehirli sular sıkıldı bedenlere!
Biber gazları körleştirdi gözleri..
Kurşunlar sıkıldı hedef gözetilerek!
Ama kaçmadı insanlar, direndiler.
Direniyorlar!
Çünkü haklılar!
En yetkili ağızlar tarafından; “Çapulcu, terörist, talancı, eşkıya, kökü dışarıda anarşistler, serseriler” diye isimlendirildi direnenler.
Onlarsa çalmadıkları, soymadıkları, rüşvet yemedikleri için rahat ve huzur içinde direnişlerine devam ettiler.
Çünkü haklıydılar!
Berkin’in ölüm olayı da bir anda 32 kentte böyle protesto edildi.
Katiller mahkeme önüne çıkarılmasa da halk önünde mahkum edildiler.
Konuşamadı diktatör!
“Üzgünüz, baş sağlığı diliyoruz” bile diyemedi.
Çünkü Berkin yaralandığı zaman “Polislere emri ben verdim” demişti.
Sonra o polisleri halka zulmettikleri için fazla maaşla ödüllendirmişti.
Cumhurbaşkanı “Üzüldüm” dedikten sonra “Yeni acılara meydan verilmesin” diyerek tehdit etti.
Yani; “Yürümeyin, protesto etmeyin, haklarınızı sokaklarda bağırmayın, sessiz sedasız evlerinizde oturun, kimse ölmesin” demeye getirdi.
Ve bu sözlerden sonra polis her yerde yine azgınca saldırdı.
Yüzlerce insan gözaltında.
Onlarca insan yine yaralı..
Ama bir şey var unutulmaması gereken:
Halkın üzerine cuntanın serptiği ölü toprağı bir ucundan kaldırıldı Gezi direnişiyle..
Sırada öteki uçların kaldırılması duruyor şimdi.
Tüm diktatörler gider..
Geriye hep haklarını savunmasını bilenler kalır!