Lahey'de bugünden itibaren altı ay boyunca dünya genelinde farklı ülkelerde işlenen gazeteci cinayetleri masaya yatırılacak. 

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), Free Press Unlimited (FPU) ve Gazetecileri Koruma Komitesi'nin (CPJ) hayata geçirdiği proje ile dünya genelinde işlenen gazeteci cinayetlerinin çoğunun aydınlatılmaması, faillerin cezasız kalmasına dikkat çekilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda 6 ay boyunca çalışacak olan halk mahkemesinde cinayetlere ilişkin tanıklar dinlenecek. Son duruşma 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü'nde yapılacak.

Ele alınacak cinayetlerden birisi Meksika'dan: Miguel Angel Lopez Velasco cinayeti. 2011 yılında öldürülen gazeteci Miguel Angel Lopez Velasco , Meksika'daki yerel Notiver gazetesindeki son yazısında, siyasetçilerin akraba kayırmacılığını ve içme sularındaki kirliliği eleştirmişti. 55 yaşındaki gazeteci, yetkili makamların soruna çözüm bulma sözünü verdiğini hatırlatarak, "Eğer yapmazlarsa o zaman buradan yine onlara hatırlatırız" dedi. Ve birkaç saat sonra ise "Milo Vela" lakaplı gazeteci Lopez Velasco öldürüldü.

Deutsche Welle'nin haberine göre tarihler 20 Haziran 2011'i gösteriyordu. Katiller gazetecinin evine makineli tüfeklerle 400'den fazla mermi yağdırdı. Saldırıda sadece gazeteciyi değil eşi Agustina ve en küçük oğlu Misael'i de öldürdü. 

Sadece birkaç sokak ötedeki karakoldan olay yerine tek bir polis aracı bile gönderilmedi. 10 yıl sonra soruşturmada ilerleme sağlanabilmiş değil. Saldırıdan sonra gazetecinin iki çocuğu yurt dışına çıktı.

Nilgün Cerrahoğlu yazdı: Faşizm ‘şiddet’ demektir Nilgün Cerrahoğlu yazdı: Faşizm ‘şiddet’ demektir

"FAİLLER ÇOĞU ZAMAN CEZASIZ KALIYOR"

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Meksika'dan Balbina Flores, "Bu olayların yüzde 90'dan fazlasında failler ceza almadan kurtulacaklarından yola çıkıyor" diyor. Sembolik dahi olsa tek bir gazeteci saldırısının bile Lahey'deki halk mahkemesinin önüne gitmesinin önemli olduğunu belirtiyor. 

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nden Balbino Flores, Lopez Velasco'nun ölümünün bir uyarı olduğu görüşünde. Lopez Velasco'nun ardından Veracruz'da başka gazetelerin de öldürüldüğünü hatırlatıyor. Bu gazeteciler arasında Yolanda Ordaz da vardı. Ordaz ölümünden önce yaptığı haberlerde Lopez Velasco'nun ölümüyle ilgili soruşturmanın ilerlememesini eleştirmişti. Aynı şekilde saygın haftalık gazetelerden Proceso'nun muhabiri Regina Martinez de. O da öldürülen gazeteciler arasında.

MEKSİKA'NIN GAZETECİLER İÇİN EN TEHLİKELİ EYALETİYDİ  

Veracruz Eyaleti'nin o dönemde valisi Javier Duarte'ydi. 2010-2016 yılları arasında görev yaptı. Ve görev süresi içinde Veracruz'da 17 medya çalışanı öldürüldü, üçü ise kayboldu. Veracruz o dönemde Meksika'nın gazeteciler için en tehlikeli eyaletiydi.

Duarte'nin kontrolündeki savcılar Lopez Velasco'nun ölümünü uyuşturucu baronu El Naca ile "sorun yaşadığı" şeklinde değerlendirdi. Ve kısa bir süre sonra da dosyası rafa kaldırdı. Vali Duarte ilerleyen yıllarda yolsuzluktan dokuz yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan hakları savunucularının baskıları sonucunda Meksika Kongresi 2012 yılında tehlikedeki gazeteci ve aktivistlerin korunmasını öngören bir yasayı kabul etti. O dönemden bu yana da Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Meksika bürosunun verdiği bilgiye göre 500'ü gazeteci bin 500 Meksikalı bu yasadan yararlandı.

Ancak gazetecilerin korunması mekanizması hem bürokrasiyi beraberinde getiriyor hem de yavaş işliyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Meksika'dan Balbino Flores, "Yasaya göre yetkili makamlar yardım çağrısından sonraki 12 saat içinde panik butonu ile yardım sunmak, düzenli polis devriyesi ya da polis koruması sağlamak ya da çok uç örneklerde daha güvenli bir eve yerleştirmek gibi önlemleri hayata geçirmek zorunda. Uygulamada ise bunların uygulanması iki haftayı buluyor" diyor.

Meksika'da Aralık 2018'da Andres Manuel Lopez Obrador Devlet Başkanlığı görevini üstlendi. Ve göreve gelirken de güvenlik politikasında çok ciddi bir dönüşüm sözü verdi. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'ne göre şu ana dek yapılan değişiklikler yetersiz. Obrador göreve geldiğinden beri 43 gazeteci ve 68 aktivist öldürüldü. Kuruluş bu cinayetlerin bazıları işlenmeden önce kurbanın ölüm tehditleri aldığını hatırlatıyor. Bu yıl öldürülen yedi gazeteciden ikisinin ise korunma talebi için resmi başvuruda bulunduğunu ve geç harekete geçildiğini...

Koruma yasasında reform öngören, gazetecilerle işbirliği yapılarak hazırlanan değişiklik Kongre'de rafa kalktı. Gerekçe ise ilgili birimlerin bütçesinin artırılmaması. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, "Bu konu siyasi öncelikler arasında değil" diyerek Lahey'de gazeteci cinayetlerinin gündeme geleceği projenin siyasi baskıyı artırmasını umut ediyor.

Basın meslek örgütlerinin hayata geçirdiği Lahey'deki mahkeme Meksika'nın yanı sıra Sri Lanka'dan Lasantha Wickrematunge ve Suriye'den Nebi El Şerbaci cinayetlerini de görüşecek. 

Bu mahkemeden bir karar çıkması mümkün olmayacak ama en azından bu ölümlerin daha görünür hale gelmesi ve böylece ilgili ülke hükümetlerine gazetecilerin gelecekte daha iyi korunması için baskı yapılması hedefleniyor.