Alirıza Güler, Duisburg
Gazeteci ve yazar Yücel Özdemir, gazeteci ve Friedrich Ebert Vakfı proje çalışanı Mehmet Tanlı, DİDF yöneticisi Hıdır Güyildar’ın konuşmacı olarak katıldığı toplantıda konuşmacılar, seçimlerin hem Almanya hem de göçmenler açısından önemine değinerek, seçimlere katılmanın ve demokrat partilere oy verilmesinin gerekliliğini anlattılar.
Ev sahibi dernek adına Düzgün Küçükdoğan’ın açılış konuşmasını ve Fikir Atölyesi Derneği adına da Birol Keskin’in selamlama konuşmasını yaptığı toplantıda üzerinde durulan bir konu da oy hakkı olan 1 milyon civarındaki Türkiye kökenli Alman vatandaşı’ndan sadece yüzde 20’sinin son genel seçimlerde oy kullandığıydı.
Konuya ilişkin uzun bir sunum yapan Yücel Özdemir, “aşırı sağ, etnik gruplar ve göçmenler üzerinden politikayı yükseltiyor. Bu seçimlerden sonra da artacak. Olası CDU iktidarında bu değişmeyecek. Çünkü, ırkçı parti AfD bile siz bizim bütün taleplerimizi kopyaladınız diye CDU’yu eleştirdi. Gerçek durumda böyle” dedi.
Bizler, Fransa’daki gibi güçlü bir anti-faşist cephe yaratmalı, bir Halk Cephesi kurabilmeliyiz diye konuşan Özdemir, “bizler en büyük göçmen grubuyuz. olayların seyircisi değil bir parçası olmalıyız. maalesef büyük kısmımız seyirci. valizleri toplarız gideriz dediğiniz yer de buradan farklı değil.
Bu nedenle sokak gösterilerinde Almanlarla birlikte olmalıyız. Ancak bu şekilde aşırı sağı geriletebiliriz. Yoksa uluslararası sermayenin de desteğini arkasına alan aşırı sağ güç topladığında çekmecesindeki kararlarını çıkartacak. Sonucunu da biliyorsunuz diye konuşmasını tamamladı.
Konuşmasında ağırlıklı olarak seçimler ve göç konusunu ele alan Mehmet Tanlı ise, “seçimlerin temel teması göç ve bu göç devam edecek. Siz Orta Doğu‘daki diktatörlerle çalışırsanız, onlara silah satar, iç savaşları beslerseniz oradaki insanlar da demokrasi, açlık ve can güvenliğinden dolayı ölümü göze alarak refah ülkelerine kaçacaktır. Herkesin bir göç hikayesi var. Dünyada 100 milyon insan yer değiştiriyor. Göç düzenlenmeli ancak, göçü oluşturan nedenlerle de uğraşılmalıdır” dedi.
Seçimler öncesi köpürtülen önyargılardan kurtulunması gerektiğini gerektiğini ifade eden Tanlı, “her şeyin nedeninin göç olarak gösterilmesi bir ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve ırkçılıktır. Irkçılık bir hastalıktır. İş yerinde, komşulukta sokaktaki davranışlarda bunu yaşıyoruz. Kurumsal bir ırkçılık var. ancak, bizler de üzerimize düşeni yapmalıyız. Yaşadığımız topluma uyum sağlamak için bizim de görevlerimiz var. çoğunluk toplumla ilişki kurmak, ön yargılardan uzaklaşmak, etiketlememek çok önemli” diye konuştu.
Toplantı öncesi Murat Dağdeviren ve koro grubundaki arkadaşları çeşitli halk türküleri seslendirdi. Seçimler öncesi ”demokrasi için ben de varım” kampanyası yürüten “Almanya Türk Toplumu” üyeleri de toplantıya gelerek kampanyalarını tanıtan kısa bir konuşma yaptılar.