Wagenknecht, iltica başvurusu reddedilenlerin daha fazla nakit yardım alamaması gerektiğini belirtti. 

Almanya: 16 Eylül'den itibaren sınırlarda geçici kontrol başlıyor Almanya: 16 Eylül'den itibaren sınırlarda geçici kontrol başlıyor

Wagenknecht, koruma statüsü olmayanların, bir geçiş döneminin ardından nakdi yardımlardan mahrum bırakılması gerektiğini savunarak, bu politikanın hem mali yükleri azaltacağını hem de Almanya'nın sığınmacı politikasını daha sürdürülebilir bir hâle getireceğini öne sürdü.

Solingen mülteci politikasında bir dönüm noktası yaratmalı diyen Wagenknecht, "Solingen saldırganı ilticası reddedilmiş bir kişi olarak yardımlardan yararlanmaya devam edebildi ve devlet onu sınır dışı edemedi" açıklaması ile daha önceki açiklamaları gibi iltica başvurusu reddedilenlerin hızlı iadesinden yana olduğunu dile getirdi.

Trafik ışığı koalisyon hükümeti ile (SPD, Yeşiller ve FDP) Hristiyan Birlik Partileri'nin (CDU/CSU) iltica politikalarını eleştiren Wagenknecht'in 'Danimarka modeline dayalı bir göç geçişi için altı maddelik bir plan öneriyoruz' ifadeleri dikkat çekti.

İşte Wagenknecht'in altı maddelik o planı:

"İlk olarak, sığınma talebi reddedilen kişilere yapılan nakit ödemeler, kısa bir geçiş döneminin ardından iptal edilmelidir. AB'deki hiçbir ülke, korumaya ihtiyacı olmayan kişilere kalıcı olarak bu kadar fazla ödeme yapmıyor. Bu da Almanya'yı Avrupa'daki yasadışı göç konusunda bir çekim merkezi haline getiriyor. Sığınmacıların yarısından fazlası şu anda herhangi bir koruma statüsü alamıyor ve hâlâ ülkede iyi bakıma muhtaç durumdalar.

İkincisi: Kararlaştırılan sınır dışı işlemlerinin nihayet tutarlı ve hızlı bir şekilde uygulanması gerekiyor. Olaf Scholz, insanları geniş çapta sınır dışı etme sözü verdi. Durum tam tersi. 2023'te 16 bin civarında sınır dışı etme yaşandı ama bunun on katı kadar insan korumaya ihtiyaç duymadan geldi. Her iki nokta da Solingen saldırganı için geçerli: Reddedilmiş bir kişi olarak yardımlardan yararlanmaya devam edebildi ve devlet onu sınır dışı edemedi.

Üçüncüsü: Misafirperverlik haklarını suiistimal eden herkes, misafirlik haklarını kaybetmiş demektir. Hırsızlıktan ve hatta şiddet içeren bir suçtan hüküm giymiş bir kişi, vergi mükellefinin oda ve yemek sağlamaya devam etmesini bekleyemez. Ev iznine çıkanların da, siyasi zulme maruz kalmadıkları için oturma izinlerini de kaybetmeleri gerekiyor. Devlet artık kendisinin kandırılmasına izin veremez. Toplum uzun süredir bunu istemiyor; iyi entegre olmuş birçok göçmen de dahil olmak üzere, her gün ruh halinin kendi aleyhine döndüğünü deneyimliyor.

Dördüncüsü: Korunmaya ihtiyacı olmayan kişiler Almanya'ya ulaştığında aslında artık çok geçtir. Bu nedenle iltica prosedürleri AB dışındaki üçüncü ülkelerde gerçekleştirilmelidir. Bu yasadışı göçle mücadelenin anahtarıdır. Ülkeler vatandaşlarını geri almıyorsa kalkınma fonları durdurulmalı. Mültecilerin kendi ülkelerindeki beklentilerini iyileştirmek ve mültecileri geri alma isteğini artırmak için etkisiz yaptırımlar (örneğin Suriye'ye karşı) kaldırılmalıdır.

Beşinci olarak, İçişleri Bakanının istifasını talep ediyoruz. Mannheim ve Solingen'den sonra bunun zamanı çoktan geçti. Nancy Faeser her alanda başarısız oldu. İltica politikasında ve iç güvenlikte acilen ihtiyaç duyulan değişiklik bununla mümkün değildir.

Altıncı: Tıpkı Merkel'in 2015'te insanları Almanya'ya etkili bir şekilde davet ettiği gibi, bunun artık kesinlikle iptal edilmesi gerekiyor. Şansölye dünyaya dur sinyalini göndermelidir: Daha fazla insanı kabul edemeyiz. Yola çıkmayın!"