Almanya'da 23 Şubat 2025'te yapılan erken genel seçimlerin en büyük kazananı Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) olurken, aşırı sağcı AfD ikinci parti konumuna yükseldi.
SPD'nin büyük kaybı ve Scholz'un Kılıçdaroğlu'na benzer hataları
Seçimlerin en büyük kaybedeni ise tarihi bir yenilgi yaşayan Sosyal Demokrat Parti (SPD) oldu. Bu sonuçlar, Başbakan Olaf Scholz liderliğindeki hükümetin başarısız politikalarının ve yanlış stratejik tercihlerinin doğrudan bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
Seçim Sonuçları: SPD ve Koalisyon Ortakları Çöküşte
Almanya'nın kamu yayıncısı ARD'nin güncel tahminlerine göre seçim sonuçları şu şekilde şekillendi:
CDU/CSU: %28,5 (+4,3 puan)
AfD: %20,6 (+10,2 puan)
SPD: %16,5 (-9,2 puan)
Yeşiller: %11,8 (-2,9 puan)
Sol Parti: %8,7 (+3,8 puan)
FDP: %4,4 (-7 puan, baraj altında kaldı)
BSW: %4,9 (meclise girmesi belirsiz)
SPD, tam 9,2 puan kaybederek tarihinin en kötü seçim sonucunu aldı. Koalisyon ortakları Yeşiller ve FDP de ciddi kayıplar yaşadı. FDP baraj altında kalarak meclise girememe riskiyle karşı karşıya kaldı.
Scholz'un Stratejik Hataları ve Kılıçdaroğlu ile Paralellikler
Seçim sonuçlarının en önemli nedenlerinden biri, Başbakan Olaf Scholz'un aday olarak devam etme kararı oldu. Scholz, halk desteğini kaybetmiş ve hükümeti ekonomik krizle boğuşurken, SPD içindeki en popüler isim olan Savunma Bakanı Boris Pistorius'u aday göstermedi.
Bu durum, Türkiye’de 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş gibi daha güçlü adaylara rağmen kendisini aday göstermesine benzetiliyor. Kılıçdaroğlu, anketlerde Erdoğan’ı geçememesine ve geçmişte defalarca seçim kaybetmesine rağmen, muhalefetin en kritik seçiminde kendisini aday yaparak Türkiye’yi beş yıl daha Erdoğan yönetimine teslim etti. Benzer şekilde Scholz da partisinin geleceğini riske atarak kendi adaylığında ısrar etti ve SPD’yi büyük bir yenilgiye sürükledi.
SPD içinde birçok kişi, Scholz’un adaylığını sürdürmesinin partiye büyük zarar verdiğini ve AfD'nin yükselişine katkı sağladığını savunuyor. Anketlerde Scholz’un popülaritesi sürekli düşerken, Pistorius Almanya’nın en sevilen siyasetçisi olarak öne çıkıyordu. Ancak Scholz, seçimleri kazanacağına dair fazla iyimser tahminlerde bulunarak hatalı bir strateji izledi.
SPD'den AfD'ye büyük oy kayması
SPD'nin kaybettiği oyların büyük kısmı CDU/CSU’ya ve AfD’ye gitti. Özellikle doğu Almanya’daki seçmenler SPD’den uzaklaşarak AfD'yi tercih etti. SPD'nin toplamda 680.000 oyu AfD'ye, 1.810.000 seçmeni de CDU/CSU’ya geçti.
Ekonomik sıkıntılar, göç politikası ve güvenlik endişeleri SPD’nin kaybını hızlandırırken, Scholz'un seçim kampanyasındaki zayıf performansı da belirleyici oldu.
Scholz'un son konuşması: "Sorumluluk bana ait"
Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından SPD Genel Merkezi'nde konuşan Olaf Scholz, yenilgiyi kabul etti;
"Bu seçimde başarısız olduk ve bunun sorumluluğu bana ait. Koalisyon hükümetinin Almanya'yı krizlerden çıkarması gerekiyordu ancak seçmenler başka bir yolu tercih etti. Ancak AfD gibi aşırı partilerin bu denli güç kazanmasını asla kabul etmeyeceğiz."
Scholz’un açıklamaları, Türkiye’de Kılıçdaroğlu’nun 2023 seçimlerindeki mağlubiyeti sonrası yaptığı konuşmalara benzetildi.
SPD'nin geleceği: Yeni liderler yolda mı?
SPD içinde Scholz’un liderliği ciddi şekilde sorgulanıyor. Boris Pistorius’un yeni bir lider olarak öne çıkabileceği konuşulurken, Saarland Eyalet Başbakanı Anke Rehlinger de olası bir SPD lideri olarak görülüyor.
Almanya’da erken seçim Scholz’un siyasi kariyerinin sonunu getirmiş olabilir. SPD’nin yeni bir liderle toparlanıp toparlanamayacağı ise önümüzdeki süreçte belli olacak.