Ahmet ÖZAY / SOLİNGEN
Resmi olarak 10 kişinin yaşadığı binada 2'si ağır yaralı, 4 Türk öldü. Binada yanan, yaralanan ve evleri zarar gören aileler ve bina sahibi inşaat sektöründe bulunmuş bir Türk iş adamının eşi. Bina yıllardır ağırlıklı hatta tamamen yabancıların ve Türklerin oturduğu bir bina.
Bir önceki sahibi Safet Ö. de bir Türk ve kendisi hala da aynı bina da oturmakta. O da inşaat sektöründe aktif.
Olayın duyulmasının ardından Almanya’da Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Başbakanı Wüst, Solingen Belediye Başkanı Tim Kurzbach, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Dışpolitika Temsilcisi Çağatay Kılıç ile Türkiye Cumhuriyeti Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar ve Düsseldorf Başkonsolosu Ali İhsan İzbul, taziye yayınladılar. Türk diplomatlar olayın duyulmasının ardından hem aileler ile hem de Alman ve Bulgar makamları ile temasta kaldılar.
25 / 26 Mart tarihinde meydana gelen yangının üzerinden 2 gün geçtikten sonra 27 Mart 2024 tarihinde yetkili Wuppertal Savcısı Heribert Kaune Gerbart olayın kundaklama sonucu meydana geldiğini açıkladı ve bir Cinayet Komisyonu kurulması kararlaştırıdı.
29 Mart 2024 akşamı saat 20.00 itibarıyla Bulgaristan ve Avrupa Parlamentosuna mensup milletvekilleri İlhan Küçük ile Halil Letifov ve Sofya Müftülüğünü temsilen Celal Faik’ten oluşan bir heyet kundaklama olayını incelemek ve cenaze merasimini organize etmek üzere Solingen’e geldi.
Cenazeler 04 Nisan 2024 günü DITIB’in girişimi ile TYH ait bir uçak ile Düsseldorf üzerinden İstanbul’a oradan da Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşlerinin organize ettiği bir cenaze nakil aracı ile Bulgaristan’ın Filibe şehri yakınlarında Köstek Köyünde yapıl bir dini tören ile Ismail, Kıymet Gizem ve Elis Zhilov islam adetlerine göre defnedildiler.
Yangında ölen 4 soydaşımızın defnedilmelerinin ardından henüz 24 saat geçmeden aileler Bulgaristan’da ve hastahanelerde olduğu bir anda 0 Nisan 2024, Cuma akşamı akşam üstü şehirde ilginç bir gelişme yaşandı.
Grünwaldstrasse 69, 42651 Solingen adresindeki yakılan evde ALBA Bau isimli bir inşaat şirketi bir takım temizlik ve inşaat faaliyetlerine başladığı görüldü. Olayın duyulması büyük bir infial yaratı.
Bulgaristan Türkü 4 kişinin cenazelerinin defnedilmesinin ardından 13 gün geçmesinin ardından ailelerin ve avukatların onayını almadan eşya ve enkaz temizlemeye başladı.
Kundaklanan Binanın Yıkılması Girişimi
Bu inşaat işleminin başlatılması hukuken mümkün müydü? Savcılık binada bu işlemin başlamasına ne zaman ve neden onay vermişti. İnşaat işlemini başvurusunu yapan kimdi ve kim müsaade etmişti. Ailelerin bilgisi ve izni var mıydı? Bina mühürlü müydü? Mühürlüyse, mührü kim sökmüştü? En basit bir ikamet işlemi için bile 4 ila 15 gün beklenilmesi gereken Almanya’da nasıl olurda, Cuma akşamı aniden inşaat iskelesi kurulabilirdi? Kurulduysa inşaat ruhsatına bu kısa süre içinde kim ve niçin müraacat etmişti. Bu kısa süre içinde inşaat ruhsatı nasıl çıkmıştı? Bunun Almanya’da 2. Bir örneği var mıydı? Belediyenin bu acele müdahalesinin amacı neydi? Bu gaye suç delillerini yok edilmesi anlamına mı geliyordu? Gelmiyorsa bile ölen insanların şahsi eşyalarını ortadan kaldırılması ve yok edilmesi konusunda belediye yetkili miydi? Kundaklanan bir binanın giderleri sigorta şirketi tarafından ödemediğine göre enkaz temizliğinden yıkıma kadar giden sürecin bütçesi ne kadardı? Bu bütçe kim tarafından karşılanacaktı?
Solingen Belediyesinin bu adımı Ceza, İnşaat, Kira, Mülkiyet Hukuku açısından ne anlama geliyordu?
Sorular ve Cevaplar
Alman Belediyesinin keyfi tutumu acılı aileler ve yakınları arasında büyük bir tepkiye neden oldu.
Bu inşaat işleminin başlatılması hukuken mümkün müydü - Savcılık bu işlemin başlamasına onay vermişti. Binada mühür yoktu, dolayısıyla mühürü söken de olmamıştı. Savcılık açısından bu aşamada bina üzerindeki tahditin kaldırıldığı anlaşılıyor.
Polisin verdiği daha sonra doğrulanan bilgilere göre yangının hemen ertesinde Belediye sarı zarfla yaptığı tebligat ile binada güvenlik önlemlerini sağlanması ve gerekirse yıkılması konusunda tebligat Auflage yaptı. İnşaat işlemini başvurusunu Solingen Belediyesi bizzat yapmıştı, dolayısı ile izni de kendisi vermişti.
İnşaat hukukuna göre yanan ve kısmen merdivenlerin çöktüğü eve herhangi bir kimsenin statik raporu ve inşaat ruhsatı olmadan girmesi hukukuna uygun muydu? İnşaat statik raporu 3 veya 4 günde alınamazdı. Yani statik raporu olmadan binaya girilmişti. O zaman binaya işçilerin sokulması İnşaat Hukukuna zaten aykırıydı.
Suç Duyurusu Gerekliliği
Savcılık ve Belediye bu adımları atmaya yetkili olsa bile daireler ailelere aitti. Bu dairelere üçüncü şahısların girmesi, ölenlere ait özel mülkiyete dokunup çöpe atması veya başka bir yere taşıması Ceza hukuku, Kira Hukuku, Mülkiyet Hukukuna aykırı ve Hausfridenbruch’tu.
Zira evlerde kimlik bilgileri, ikamet senetleri, para ve altınlar vardı.
Savcı belediyeye müsaade ederken cinayet kanıtlarını ve özel mülkiyet ve serveti neden adli emanete almadan üçüncü şahısların ulaşmasına imkan sağlamıştı?
Alman hukukuna göre 2. Bir örneğine rastlanması mümkün olmayan bu uygulamalar savcılık ve belediyenin idari yetkisinin sağlıklı kullanıldığı ve hukuka uygun olduğu konusunda ciddi kuşkuya neden oldu.
Belediyenin bu acele müdahalesinin amacı neydi? Bu gaye suç delillerini yok edilmesi anlamına mı geliyordu? Gelmiyorsa bile ölen insanların şahsi eşyalarını ortadan kaldırılması ve yok edilmesi konusunda belediye yetkisizdi.
Çünkü yıkılması yönünde çalışmalara başlandığı söylenen binanın 50 metre ilerisinde daha korkunç durumda yıkılmak üzere olan binalar var, belediyenin bu binalara herhangi bir yaptırımı neden yok.
Şu ana kadar şahsi eşyaların adli makamlar tarafından güvence altına alındığına ve ailelere teslim edileceğine dair bir işaret bulunmuyor. Lakin, belediye tarafından görevlendirilen 3 şahısların bunları toplayıp çöpe attığına dair yeterli kanıt var.
Binaya iskele kurularak, bu yolla işçilerin dairelere girmesini ailelerin komşulardan öğrenmesi ise ölenlere ve yakınlarına karşı belediyenin nasıl gayri insani ve saygısız ruh hali içinde olduğunun açık bir işareti.
Bu nedenlerden dolayı 06 Nisan 2024 tarihinde yangında kurban veren Bulgaristan Türkü aileler saat 18.45’de Solingen Emniyet Müdürlüğüne giderek binanın yıkılması ve enkaz temizleme işlemlerinin durdurulması konusunda suç duyurusunda bulundular.
Bu işlemlerin kanun dışı olduğunun en önemli kanıtı ise bina önünde ve ev çevresinde ne bir inşaat ruhsatı ‘Bauschild’ asılmış, ne de konulan trafik işaretlerinin üzerinde, inşaat yapılacağına dair resmi kırmızı mühür, rote punkt yok. Bu da İnşaat Hukukuna aykırı.
Bitti Derken, Bitmedi
Almanya Türk’leri 9 vatandaşın Ludwigshafen kundaklanarak öldürüldüğü 2007 yılında yaşanan olaydan bugüne Alman makamlarına hatalarını düzeltme fırsatı verdiler. Lakin, onlar Almanya Türklerinin bu tutumunu bir zayıflık olarak algıladılar. Şimdi 4 Türk’ün katledildiği binaya Solingen Belediyesi işçileri kanunsuz şekilde sokarak acılı ailelerin eşyalarını çöpe atarak yıkmaya hazırlanıyor.
Almanya Türkleri acıları sararak Alman ve Türkler arasında yanlış anlamaları azaltmaya çalışırken, Alman makamları attıkları bilinçli veya bilinçsiz adımlarla ön yargılara neden oluyor, güvensizliğin artmasını teşvik ediyor.