Almanya Başbakanı Olaf Scholz (SPD), haftalık siyasi haber dergisi Der Spiegel'e yaptığı açıklamada, Almanya'da kalma şansları olmayanların, ülkelerine geri dönmesi gerektiğini vurguladı.
"Almanya'da kalma hakkı olmayanları büyük ölçüde sınır dışı etmeliyiz." diyen Scholz, "Bunun için de yetkililerimiz günün her saati hazır olmalı ki polis tarafından yakalandıklarında gerçekten sınır dışı edilebilsinler. Ayrıca yabancılar dairelerinin dijitalleşmesi için de adım atılmalı ve kağıt devrine son verilmelidir. Prosedürler hızlandırılmalı, iltica başvuruları ve duruşmalar ilk kabul merkezinde gerçekleştirilmelidir. Mahkeme süreçleri de hızlandırılmalıdır. Bazı eyaletlerde sınır dışı işlemlerinin ilk aşaması dört ay, bazılarında ise 39 ay sürmektedir. Daha fazla ve daha hızlı sınır dışı edebilmeliyiz." ifadelerini kullandı.
Son dönemlerde partisi SPD'nin oy oranı yüzde 15'lere kadar düşen Olaf Scholz, düzensiz göçü engellemek amacıyla Almanya'ya komşu olan ülkelere açılan sınırları artık daha sıkı kontrol ettiklerini hatırlatarak, "Bunu Brüksel'e de (AB) söyledik. İnsanların burada düzensiz olarak kalmalarını teşvik eden unsurları azaltmak istiyoruz. Eğer ülkeler artık para yerine aynı yardım yapmak istediklerini söylerlerse bunu destekleriz. Eğer sığınmacılar için bir ödeme sistemi getirmek istiyorlarsa bunu da destekliyoruz." dedi.
Öte yandan göç yasasını modernleştirdiklerini ve böylece yurt dışından yetenekli ve vasıflı işçilerin gelmesi için iyi koşullar oluşturduklarını kaydeden Scholz, "Sadece burada çalışmakla kalmamalı, aynı zamanda burada yaşamalı, iyi entegre olmalılar ki Alman vatandaşı olmak onların en önemli isteği haline gelsin." değerlendirmesinde bulundu.
Scholz, Almanya'daki Yahudilerin yanında olduklarını vurgulayarak, "Devlet, Almanya'daki Yahudi yaşamını korumak için her şeyi yapacaktır. Ve bu ülkenin vatandaşları olarak bölünmemize izin vermeyeceğiz. Kim Yahudilere saldırırsa, kim onlara hakaret eder ya da onları yaralarsa, hepimize saldırmış olur." ifadelerini kullandı.
Almanların yüzde 20'sinden fazlasının aşırı sağcı ve kısmen antisemit görüşlere sahip bir partiye oy vermek istediklerini belirten Scholz, "Avrupa'da sağ popülist partilerin büyümesi beni uzun zamandır düşündürüyor." dedi.
