Hamburg Üniversitesi Türkoloji Bölümü’nde 1981 yılından beri okutman olarak görev yapan Tevfik Turan Almanya'da yaşayan gençlerin edebiyata ilgisiz olduğunu söyledi.
Türk okurların Patrick Süskind, Sten Nadolny, Franz Kafka, Stefan Zweig, Walter Benjamin çevirileriyle tanıdığı Tevfik Turan bir aile kuruluşu olan »Ruffel« yayınevini de yönetiyor. Ruffel’in programı Aziz Nesin, Orhan Kemal, Adalet Ağaoğlu gibi bilinen yazarların yanı sıra, Almanca’ya ilk defa çevrilen Barış Bıçakçı, Hamdi Koç, Fethiye Çetin ve daha birçok yazarın kitaplarını ve Kıbrıs, İsrail, İran ve Mısır edebiyatlarından örnekleri kapsıyor. Ruffel Yayinevi ayrıca ‘Damda Deli Var’ ve Maren Fittschen’in çevisiyle Aziz Nesin’in ‘Şimdiki Çocuklar Harika’ adlı kitaplarından oluşan derlemeleri de yayınladı.
Yayınevinin yayınladığı kitaplar arasında Türkçe öğrenenlere ve Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli gençlere yönelik kitaplar da var: Aziz Nesin’in » Damda Deli Var « ve » Şimdiki Çocuklar Harika « adlı kitapları ile Mehmet Yaşın’dan ikidilli bir şiir seçkisi ve Tevfik Turan’ın Türkçe’ye baştan başlayanlar için kendi hazırladığı » Türkçe Kursu « dizisi, evde ve okulda ikidilli eğitim konusunda, biri Türkçe olmak üzere, üç rehber kitap bulunuyor.
‘EVLERDE KİTAP OKUNMUYOR ‘
Edebiyat çeviri kitaplarına daha çok Alman öğrenci ve gençlerin yoğun ilgi gösterdiğini ifade eden Turan, Türkiyeli gençler arasında okuma alışkanlığının olmamasından yakındı. Turan bunun nedenini ise şöyle açıklıyor: ‘Evlerde genelde kitaplık yok. Evlerde ebeveynler kitap okumuyor. Çocuk ve gençler de haliyle, ailesinden ne gördüyse onu sürdürmeye yatkın. Okul da çocukları okumaya ısındırmakta yetersiz kalınca biz yazar, çevirmen, yayıncı olarak adeta suçlarcasına, edebiyata ilgisizlikten yakınıyoruz. Okuma kültürü köy kökenli göçmenler arasında bir değer olarak henüz yerleşmiş değil. Üstelik, çok okuyan Alman toplumunun çocukları da gittikçe daha az okuyor. Televizyonun rekabetinden yakınırdık. Şimdi buna cep telefonu ile kurulan iletişim eklendi. Bu " iletişim « sadece telefonlaşmaya kısıtlı kalmıyor, bütün sosyal medya, chat, oyun vb. unsurlarıyla beraber düşünüldüğünde insanların çok büyük bir zamanını ufak ufak, pek fark ettirmeden alıp götüren bir etkinlik. Kitap okumaya zaman kalmıyor."
Türkiye’de demokrasinin kesintiye uğramasıyla paralel olarak edebiyatın bundan nasıl etkilendiği yönündeki soruya Turan, " Geçtiğimiz iki yüzyılda edebiyat toplumun öğretmeni olma rolünü üstlenmişti. Türkiye’de de, bu ciddi anlamda edebiyat yaptığı için başı derde giren insanlar oldu. Ama zamanla, bilginin dağılımındaki demokratikleşme süreci içinde, gerçeklerin yazarlar tarafından anlatılması gereksiz hale geldi. Toplum vicdanını temsil etme iddiasında olmayan, buna karşılık dünyayı algılayış biçimlerini sergileyip sorgulayan bir edebiyata ihtiyaç duyulur oldu " şeklinde yanıt verdi.
EDEBİYATTA UMUT HER ZAMAN VARDIR
Edebiyatta kimi zaman kaçış yollarının denendiğini, ancak her zaman ümidin olması gerektiğine dikkat çeken Turan, " Yaşamanın öbür adıdır umut. Umudu olağanüstü birşey olarak görmemek gerekir. Hayat dediğimiz dinamizmin kendisidir, motoru gibidir " şeklinde konuştu.
İLGİSİZLİKTEN DOLAYI TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI DURDURULDU
Hamburg Üniversitesi Eğitim Bilimleri ve Türkoloji bölümleri çerçevesinde sürdürülen Türkçe Öğretmen yetiştirme programının ilgisizlikten dolayı Hamburg eyalet hükümeti tarafından durdurulduğunu ifade eden Turan, " Aileler ana dillerini çocuklara öğretmeliler. Genellikle göçmen ailelerde ana dil yabancı dil öğrenmeye engelmiş gibi görülüyor. Fakat ana dilini iyi bilen bir çocuk ikinci ve diğer üçüncü dili daha rahat öğrenir " dedi.
TEVFİK TURAN »AHIM VAR DİYARBAKIR«I ÇEVİRİYOR
Diyarbakırlı Kürt yazar Şehymus Diken’in "Ahım Var Diyarbakır" adlı kitabını çevirmekte olduğunu açıklayan Turan Kürt edebiyatının tıpkı Türk edebiyatı gibi unutulmaması gerektiğini vurguladı. Tevfik Turan, " Almanya’da Türkiye’den gelmiş, Kürt etnik grubuna mensup çok göçmen var. Türk kökenliler istedikleri zaman Türkiye’de çıkan Türkçe kitapları okuyabiliyorlar. Kürt dilindeki edebiyat kitapları, gerek Türkiye’de gerekse de Almanya’da yok denecek kadar az. Şeyhmus Diken’in kitabı sadece Güneydoğu’nun Kürt kültür ortamını ilgilendiren bir derleme değil, öncelikle o bölgenin ve bütün Türkiye’nin çokkültürlü yapısına da bir övgü niteliğindedir. Kürtçeyi öğrenememiş gençlerin ve yaşlıların böylesi çeviri kitaplarıyla, yani Alman dili aracılığıyla, kendi edebiyatlarını keşfedebileceklerine inanıyorum. Türk edebiyati gibi Kürt edebiyatı da unutulmamalı ve ihmal edilmemeli “ dedi.
...