Röportaj: CHP KABUĞUNU MU KIRIYOR?

Türkiye'de en çok eleştirilen parti kuşkusuz CHP. AKP ile siyasal dinci partilerin ve gurupların her gün CHP’yi eleştirmelerine alıştık ve aslında bu son derece normal. Öte yandan, AKP ile statükocu ve 12 Eylül’e karşı olduklarını söyleyen sol, ‘yetmez ama evetçi’ demokrat ve aydınların bir kesiminin kalıplaşmış eleştirileri bilinmektedir. Bu çevreler yer yer AKP’yle aynı noktaya düşüyorlar. Oysa CHP’de, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa seçilmesinden sonra çeşitli değişiklikler oluyor. CHP her gün yeni bir önergeyle 12 Eylül kalıntısı yasaların iptalini istiyor. Demokratik açılımlara sıcak yaklaşıyor ve Amerikancı AKP diktatörlüğüne karşı henüz göreceli de olsa bir mücadele içerisindedir. 1 Mayıs Taksim’de işçilerin , Uludere’de Kürtler'in, istanbul ve Ankara’da ise tutuklanan öğrencilerin yanında oldular. Ne kadar samimi olduklarını zamanla göreceğiz. Geçmiş tekerrür mü edecek, yoksa gerçekten “yeni CHP” ’mi karşımızda . Geçtiğimiz günlerde CHP yi anlatmak için Almanya’ ya gelen Kültür Eski Bakanı, CHP meclis üyesi Ercan Karakaş’la bu konuları içeren bir söyleşi yaptık, Karakaş’a sorduğumuz sorular ve yanıtları şöyle:

24 Mayıs 2012 Perşembe 06:45
Bu haber 62 kez okundu
Röportaj: CHP KABUĞUNU MU KIRIYOR?
Röportaj: 
Hüseyin Murat Dörtyol / Adil Yiğit


 
Avrupa Postası: Sayın Karakaş, biz Almanya'da yaşayan Türkiyeliler, Türkiye'deki gelişmelere kaygıyla bakıyoruz. Gelişmeler bize hiç de umut vermiyor. Ülke diktatörce idare ediliyor. Siz 30-35 senedir Türkiye’de aktif politika yapıyorsunuz. Halen CHP meclis üyesisiniz.  Şu an da Türkiye ve Rejimle ilgili siz nasıl bir tablo çiziyorsunuz?
Ercan Karakaş: Biliyorsunuz, AKP Hükümeti Türkiye’ye “İleri demokrasi”yi getirdik diyor. Bu söylemin haliyle gerçekle ilgisi yok. Esasında otoriter bir rejim kuruluyor. AKP, ilk iktidar yıllarında biraz da AB'nin zorlamasıyla zaten bir takım değişiklikler yaptı ve CHP de bu değişiklere katıldı. Ama son yıllarda AKP  hiç bir şeyde başarılı olamadı. Biliyorsunuz Kürt açılımı, Alevi açılımı vs. hiç birinde başarılı olamadı. Çünkü bu açılımların içi boştu. Yine komşularla sıfır sorun dediler, şu anda tüm komşularımızla sorunluyuz bazılarıyla savaş atmosferi yaşıyoruz.Bir olumlu gelişme oldu. Daha önce AKP'yi destekleyen AB ve Türkiye'deki liberal kesim, AKP'nin demokrat değil, totaliter bir parti olduğunu görmeye başladılar. Ayrıca, çok çok büyük bir halk kesimi de gidilen yolun demokrasi değil diktatörlük olduğunu gördüler. 1 Mayıs ve 19 Mayıs kutlamaları bu gelişmelerin göstergesi. Bu nedenle fazla kaygılanmaya da gerek yok.
Avrupa Postası: Otoriter bir rejim kurmak istiyor dediniz. Nasıl bir otoriter rejim kurmak istiyorlar?

Ercan Karakaş:  Şöyle; AKP nin çoğulcu bir demokrasi anlayışı yok, çoğunlukçu bir anlayışı var. Yani şöyle diyor; ben halkın yüzde 50’sinin oyunu aldım, istediğimi yaparım diyor. Böylelikle de demokrasi sınırlarının dışına çıkıyor. Oysa demokrasilerde bağımsız yargı var,.düşünce özgürlüğü var, var da var. Çalışanların hakları var, gösteri yürüşü hakkı var. Ama,  AKP'de tüm bunları yok sayan bir tavır var. Otoriter rejim derken bunu kastediyorum. Yanlış bir demokrasi anlayışı var. Rosa Lüksemburg’un dediği gibi, ”Özgürlük daima sizin gibi düşünmeyenlerin özgürlüğüdür''. AKP de böyle bir mantık yok. O zannediyor ki, yüzde 50 oy aldım,ben istediğimi yaparım. Bunun  örnekleri var, Kars'taki “ucube” olayı bunlardan biri. Zaten AB'de Türkiye'yi bir melez demokrasi olarak görüyor. Bir örnek daha, basın özgürlüğü konusunda Çin'den sıra bir öndeyiz, alttan sıralanarak.
Avrupa Postası: CHP bu sene 1 Mayıs’a  geçmiş yıllara nazaran daha güçlü bir şekilde katıldı. Siz 30 bin kişiyle katıldık diyorsunuz. CHP yüzünü ne zaman sola dönse kitleselleşmektedir, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ercan Karakaş: Elbette, ben de aynı şeyi söylüyorum. CHP'nin yakın tarihine baktığımızda bunu net olarak görüyoruz. 1977'de yüzde 41 oy, 1983'te tüm baskılara rağmen SHP birinci parti oldu. Size katılıyorum. CHP sola, sosyal demokratik değerlere önem verdiği, bu değerleri proğramında yansıttığı oranda halkla daha iyi bütünleşiyor ve daha iyi sonuçlar alıyor.
Avrupa Postası: Siz sosyal demokrasi alanında araştırmalar yapıyorsunuz, bu alanda kitaplarınız var. Bu kadar bilgi birikimi olan birisi olarak bu gün parti içindeki konumunuz nasıl?
Ercan Karakaş: Son 15 yıl içinde CHP tutucu, içine kapanık bir yapıdaydı. O dönemler biz dışlandık. Bir örnek vereyim. Biliyorsunuz AKP Kürtçe yayın yapan bir kanal açtı, o zamankiCHP yönetimi buna karşı çıktı. Bu tavır sol, sosyal demokratik bir tavır değildi. Günümüzde sosyal demokratlar yalnız ekonomik, emek, emeğin paylaşımı konularıyla yetinemez. Günümüzde insanların daha farklı talepleri var. Etnik kimlik, dil kültür ve inanç talepleri. Bir sosyal demokrat parti bu taleplere karşı olamaz ve kayıtsız kalamaz, duyarlı olmalı. Eski yonetim bu ve buna benzer konularda duyarsızdı. Son iki yıldır CHP'de hızlı bir gelişim ve değişim var. Bu süreç devam ediyor. Bu uzun  bir süreç. Bu iki yıl içinde çok şey yapıldı, parti tüzüğü demokratlaştırıldı, gençlik ve kadın kotası getirildi. Şimdi proğram çalışmalarını başlatıyoruz, çünkü CHP'nin mevcut proğramında bazı  tutucu tavırlar var. Demokratikleşme konusunda, Kürt sorunu konusunda, bunları değiştirip daha somut bir hale getirmemiz gerekiyor. Somut sorunlara somut çözümler üreten bir proğram oluşturmak istiyoruz.
 
Avrupa Postası: Biliyorsunuz BDP, Kürtler'in yoğun yaşadığı bölgelerde güçlü bir kitle partisi. Oluşturulmak istenen diktatörlüğe karşı geniş bir kitle mücadelesi gerekli.  Bu günkü koşullarda bu partiyle işbirliği gerekli. CHP'de bu işbirliği yönünde bir düşünce, bir oluşum var mı?
 
Ercan Karakaş:  Evet, işte eski yönetim zamanında CHP kendi dışındaki sol, demokratık güçlerle iyi bir diyalog  götüremiyordu. Hatta kopukluk yaşanmıştı.  Halbuki hepimiz biliyoruz ki, sol, sosyal demokratik hareketlerinin başarılı olması için, kendi dışındaki hareketlerle en azından eleştirel bir dayanışma içerisinde bulunması gerekiyor. Belirli konularda somut işbirliği yapması gerekiyor. Geçmişte bu ilkelerden bayağı koptuk, demokratik kesimlerden, ülkenin aydınlarından,sanatçılarından kopuş yaşadık. Sosyal demokrat bir parti yukarıda saydığım kesimlerden koptuğu zaman sorunları çözmeye yetmiyor. Sorunuz doğru, son iki yıldır içine kapanma yavaş yavaş kalkıyor. Sendikalarla, demokratik hareketlerle ilişkiler yavaş yavaş düzeliyor. Başka bir şey daha; biliyorsunuz CHP 1976'dan beri Sosyalist Enternasyonal üyesi, eski yönetim dışında bu örgütle ilişkiler de sıfır noktasındaydı, bu nedenle Avrupa CHP'yi tutucu, AKP’yi demokrat görüyordu. Bu da değişti. Genel başkanımız toplantılara katıldı ve sürekli ilişkiler oluşturduk. Daha geçtiğimiz günlerde bunlarla İstanbul’da iki önemli toplantı gerçekleştirdik. İçine kapanıklık her alanda gideriliyor. CHP'nin dış ilişkileri geliştikçe, Avrupa’nın AKP'ye bakış açısı da değişiyor.
 
Avrupa Postası:  Dış ilişkilerden söz açılmışken, hemen AKP'nin Suriye politikasına geçelim. Nedir bu politika?
Ercan Karakaş: AKP, içerde olduğu gibi dış politikada da başarısız. Daha dün ailece görüştükleri, ortak kabine toplantısı yaptıklarıyla neredeyse savaş durumuna geldiler. Bu politikada elbette dış etkilerin ve Amerika’nın etkisi vardır, yeni Osmanlıcılık hayali vardır. Bir de AKP barış düşüncesine sahip değil, barışı içselleştirmiş değil.
Avrupa Postası: Siz Almanya‘dan giden bir politikacısınız. Almanya’yı da, Türkiye’yi de iyi bilen bir politikacısınız. CHP’nin yeni dönemde Avrupa’ya yönelik bir örgütlenme düşüncesi var mı?
 
Ercan Karakaş: Biliyorsunuz, 2015 yılından itibaren Avrupa’daki Türkiye vatandaşları oy kullanabilecek. Avrupa’da yaklaşık olarak beş milyon insanımız yaşıyor. Aslında temel yurttaşlık hakkı olan seçme seçilme hakkımız yıllardır gasp edilmişti. CHP yalnız seçime yönelik değil, 2000 yılında yurtdışında örgütlenme kararı almış ama bu güne kadar bir çalışma yapılmamış. Biz bunu yeniden ele aldık. Bunu şöyle yapıyoruz, önce yurtdışındaki CHP üyelerini tespit ediyoruz. Yurtdışında epey CHP üyesi var. Ondan sonra o üyeler üzerinden yeni üyeler kazanmaya çalışacağız. Yurt dışında parti örgütlenmesini yürüyecek bir komite kurduk. Ben de bu komitenin içindeyim. Yakında bir broşrür yayınlanacak. Zaman zaman toplantılar yapacağız. Yönetmenliğe göre, internetten üye olunabilecek. Parti Meclisi ile üyelerin iletişimi sağlanacak. Buradaki sorunlarımızın bu üyeler eliyle hemen partıie aktarılmasını istiyoruz. Tabii seçim zamanında da burada aktif faaliyet gösterilmesini istiyoruz. Bu seçim yasası eksik, sadece seçebiliyoruz, seçilemiyoruz. Benim düşüncem, yurt dışının seçim bölgesi olması ve seçilebilmemizin mümküm olmasıdır.
Avrupa Postası: Sayın Karakaş, zamanınızın darlığından sorulması gereken bir çok soruyu soramadık. Her şeye rağmen bu söyleşiye zaman ayırdığınız için Avrupa Postası olarak teşekkür ederiz.
Ercan Karakaş: Ben de Avrupa Postası'na teşekkür ederim. Bundan böyle sizin sürekli okuyucunuzum.