OECD; Avrupa Komisyonu eğitimdeki yatırımlar, öğrenci-öğretmen oranları, eğitim saatleri, mezunların sayısı ve dereceleri konusunda istatistiksel verilerin toplandığı ”Bir Bakışta Eğitim 2011” adlı yeni bir rapor yayınladı. Raporun ayrıntıları Deutsche Welle, ARD, ZDF kanallarında geniş yer aldı. Mevcut eğitim durumunu saptamak ve eğitim sistemlerini birbiriyle kıyaslamak açısından önemli bir gösterge olarak nitelendirilen raporun “nesiller arası eğitim hareketliliği” bölümünde Almanya’da genç yetişkinlerin yüzde 20’sinin anne-babalarından daha yüksek bir eğitim düzeyine kavuştuğu, yüzde 22’sinin anne-babasının eğitim düzeyinin altında kaldığı belirtildi.
Almanya’da anne-babalarından daha iyi bir eğitim düzeyine erişen genç yetişkinlerin sayısının, düşük eğitim seviyesinde kalan genç yetişkinlerden daha fazla olmadığı, OECD ortalamasının gerisinde kaldığı belirtildi. Federal Eğitim Bakanlığı müsteşarlarından Cornelia Quennet-Thielen, ulusal ölçekte yapılan eğitim raporunda farklı rakamların saptandığını, raporda meslekî açıdan yükselenlerin oranının yüzde 40’larda, meslekî kariyerlerdeki düşüşlerin ise yüzde 13 dolayında olduğunu söyledi.
Rapora göre, Almanya’daki üniversiteler ve meslek yüksek okullarında öğrenime yeni başlayanların oranı yüzde 42 civarında. OECD ortalaması ise yaklaşık yüzde 61. Uluslararası karşılaştırmada ilk sırayı Avustralya, İzlanda ve Portekiz alıyor.
Eğitim Bakanlığı müsteşarı Quennet-Thielen, OECD’nin Almanya’da ikili eğitim sistemi, yani meslek eğitimi ve üniversite eğitimi bulunmasını fazla dikkate almadığını sadece lise ve üniversite diplomasının iyi bir eğitim olarak algılanmaması gerektiğini vurguladı.
OECD temsilcisi Barbara Ischinger, Almanya’da eğitim sektöründeki genel gidişatın olumlu olduğunu, uluslararası ölçekte de çok şey yapıldığını anlattı. Alman Eğitim Bakanları Konferansı Başkanlığı üyesi Johanna Wanka, Almanya’nın okul öncesi çağdaki çocuklar için yapmış olduklarından övgü ile söz edildiğini; ülkede eğitimin son dönemlerde daha önemsendiğini, kamu harcamalarının yüzde 10’unun bu alana yönlendirildiğini, bunun da geçmiş yıllara oranla yüzde 5-6 arasında bir artış olduğunu bildirdi.
OECD temsilcisi Barbara Ischinger, yıllardan beri süren finans krizine rağmen OECD ülkelerinde eğitim harcamalarının kısıtlanmamış olmasını olumlu buldu.
Rapordaki AB ülkelerinin OECD ortalamasında iyi performans gösterdiği görüldü, Buna göre: Erken çocukluk eğitimi (3-4 yaş): AB’de % 76, OECD’de %70 çıktı. Üst orta öğrenimden mezun olan gençler: AB’de % 85, OECD’de % 82 oldu. Eğitim almayan ve istihdam edilmemiş gençlerin yüzdesi; AB’de % 6,4, OECD’de % 8,6 çıktı.
Yüksek eğitimlilerin nüfusa oranla kıyaslamasında OECD ortalaması yüzde 31 olarak belirlenirken, Türkiye, yüzde 13’lük oran ile sıralamada ortalarda yer aldı.
Her yıl Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından düzenlenen raporda 21 AB üyesi ülke yer alıyor ve Eurostat ile Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ile birlikte toplanan verilere yer veriliyor. Bir Bakışta Eğitim, Avusturya, Kanada, Japonya, Güney Kore ve Amerika Birleşik Devletleri’nin yanı sıra Bulgaristan, Kıbrıs, Malta, Letonya, Litvanya ve Romanya hariç tüm AB üyesi devletler dahil 34 OECD üyesi ülkeyi kapsıyor. Raporda ayrıca, Brezilya, Hindistan ve Çin’in yanı sıra, diğer önemli ekonomiler (G20 ülkeleri) ile ilgili verilere de yer veriliyor.