Almanya'da Berlin merkezli günlük yayımlanan Sol-liberal çizgideki TAZ'da (Tageszeitung), Türkiye'deki okullarda çocukların yeni dönemde, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 15 yıl önce gündeme getirdiği ve uzun vadeli hedefi olan "dindar nesil" yetiştirme amacına uygun şekilde eğitim göreceği yazıldı.
Haberde, Tele 1 kanalının genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ'ın bir yorumundan alıntı yapılarak "Hiçbir ülke dini eğitimle ilerlememiştir, bunu tüm Orta Doğu’da görebilirsiniz." ifadesine yer verildi.
AKP’nin laik eğitim sistemine yönelik kapsamlı dönüştürme hareketinin son halkası olan müfredattaki değişiklikleri mercek altına alan gazetenin uzun senelerdir Türkiye muhabiri Jürgen Gottschlich'in "Atatürk yerine Muhammed" başlıklı haberine göre, yeni müfredatın getirilmesiyle birlikte, İslam, Türklük tarihi ve dini öğretilere daha fazla vurgu yapılırken, fen bilimleri ve Cumhuriyet tarihi gibi konuların önemi azaltılıyor.
İşte o haberden satır başları:
YENİ MÜFREDAT; 'TÜRK YÜZYILININ' EĞİTİM MODELİ
"Bu eğitim-öğretim yılının başından itibaren birinci, beşinci ve dokuzuncu sınıflarda, ülke çapında bir pilot uygulama olarak yeni bir müfredat deneniyor. Bu müfredat, "Türk yüzyılının eğitim modeli" olarak tanımlanıyor ve gençleri "milliyetçi, dindar, çalışkan, mütevazı ve aileye bağlı" bireyler olarak yetiştirmeyi hedefliyor. Bu kavram, Cumhuriyet'in kuruluşunun 100. yılı olan 29 Ekim 2023'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen "Türk yüzyılı" vizyonu doğrultusunda geliştirildi.
EVRİM TEORİSİ 'YANLIŞ BİR ÖĞRETİ' OLARAK TANITILIYOR
Yeni müfredatın içeriğinde değişiklikler yapılıyor; bazı dersler kısaltılırken, bazıları tamamen kaldırılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’na göre, dini eğitim, Türk tarihi ve İslam’ın önemi, fen bilimlerinin önüne geçecek. Cumhuriyet tarihi ise daraltılıyor, Mustafa Kemal Atatürk'e verilen yer ciddi anlamda azaltılıyor. Evrim teorisi ise ya "yanlış bir öğreti" olarak tanıtılıyor ya da müfredattan tamamen çıkarılıyor. Matematikteki zorlukların azaltılması ve sınav baskısının genel olarak düşürülmesiyle öğrencilerin bu yeni müfredata adaptasyonu kolaylaştırılmaya çalışılıyor.
ERDOĞAN'IN, ÇOCUKLARIN ZİHİNLERİ ÜZERİNDE KONTROL SAĞLAMA MÜCADELESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yıl önce, o zamanki Başbakan olarak, yönetimi altında "dindar bir nesil" yetişeceğini söylemişti. Ancak bu hedefe ulaşamadığı için AKP hükümeti şimdi bu konudaki çabalarını artırıyor.
Erdoğan, çocukların zihinleri üzerinde kontrol sağlama mücadelesini uzun zamandır sürdürüyor. 2000'li yıllara kadar Türkiye'deki eğitim sistemi seküler, Avrupa örneklerine dayalıydı. O dönemde devlet okullarında Cumhuriyetçi öğretmenler hakimken, AKP hükümeti paralel olarak dini okulları güçlendirmeye çalıştı. İmam Hatip okulları, başlangıçta vaizler için meslek okullarıyken, tam teşekküllü okullara dönüştürüldü ve mezunlarına üniversiteye giriş hakkı tanındı.
AKP, cinsiyet ayrımı yapılan ve dini eğitimin önemli bir yer tuttuğu İmam Hatip okullarına büyük miktarda yatırım yaptı. Ancak beklenen ilgi olmadı, çoğu ebeveyn çocuklarını devlet okullarına göndermeyi tercih etti. Bu nedenle, şimdi tüm devlet eğitim sistemi AKP’nin dini ve ideolojik vizyonuna uygun olarak reforme edilmek isteniyor. Bu doğrultuda Erdoğan, 2016 yılında başarısız darbe girişimi sonrası olağanüstü hal ilan ederek, AKP'yi eleştiren öğretmenleri görevden aldı. Günümüzde öğretmen adayları, yalnızca akademik değil, siyasi uygunluk açısından da değerlendiriliyor.
HEDEF KİTLE: YOKSUL AİLELER
Seküler toplum kesiminden Erdoğan’ın eğitim planlarına büyük tepki geliyor. Solcu öğretmen sendikası Eğitim-Sen’in başkanı Kemal Irmak, üyelerine gönderdiği bir yazıda, "Türk yüzyılı eğitim modeli (…) geçen yüzyılın kilise ve medrese eğitimine geri dönüşten başka bir şey değil" dedi. Ayrıca bu müfredatın, dini vakıflar ve dernekler tarafından hazırlandığını, bu nedenle eğitim sisteminin temel bilimsel ilkelerden ve seküler eğitim anlayışından hızla uzaklaştığını belirtti.
Muhalefet ise Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in dini tarikatlardan danışmanlık aldığını öne sürüyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, yeni müfredatın "ülkemize tarikatlar ve cemaatler tarafından dayatıldığını" söyledi. Özçağdaş'a göre bu yapılar, STK görünümleri altında dini ve çağ dışı görüşlerini yeni müfredatta uygulamaya koydular.
Bu iddiaları destekleyen en önemli gelişmelerden biri, Erdoğan’ın kendisine yakın dini cemaatlere özellikle eğitim alanında daha fazla maddi kaynak ve yetki tanıması. Bu dini organizasyonlar, özellikle yoksul ailelerin çocuklarının gittiği yurtları işletiyor.
Erdoğan, modern seküler Türkiye’nin İslam ve Osmanlı İmparatorluğu'nun ideallerine geri döndürülmesi hedefinden hiçbir zaman vazgeçmedi. Bu durum, seküler vatandaşlar arasında büyük bir korku yaratıyor.
MERDAN YANARDAĞ: HİÇBİR ÜLKE DİNİ EĞİTİMLE İLERLEMEDİ
Muhalif Tele 1 kanalının genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ, bir yorumunda şu sözleri söyledi: "Hiçbir ülke dini eğitimle ilerlememiştir, bunu tüm Orta Doğu’da görebilirsiniz." Aynı görüşü paylaşan ve çocuklarını devlet eğitim sistemine maruz bırakmak istemeyen birçok ebeveyn, özel okullara yöneliyor. Ancak özel okullar pahalı, bu yüzden bu seçenek çok az kişinin erişiminde."