Son 60 yılın dünya’da yaşanan küresel olaylarına baktığımda, söylediğim her zaman bir cümle var. Bundan sonra tüm dünya devletlerindeki seçimler (22 Eylül Almanya seçimleri öncesi yazmıştım) ülkelerin kendi düşündükleri yada Halkların bildiği gibi cereyan etmemekte. Artık küresel sermaye de, tüm dünya’daki seçimlere taraf olmaktadır.Tüm gelişen toplumsal olayları bundan sonra, kürsel oyuncuların nasıl oyun kurduklarına göre ve küresel boyutlarda değerlendirmek gerekir.
Belki küçük ölçekli kasabaların seçimleri küresel sermaye için önemli değildir ama, İktidarı belirleyen genel seçimler ve İstanbul, İzmir, Ankara,Trabzon, Diyarbakır gibi Büyükşehir statüsündeki yerleşim yerlerine yeni Yerel yönetimler kanununa göre seçilecek Başkanlar, hem Ulus Devlet statüsünün kolay dağıtılması, hemde ucuza emlak Rantları açısından çok ama çok önemlidir. Millet seçim yaparken, küresel sermaye de desteklediği adayları ellerindeki basın, kapital vs. İle desteklemektedir. İstanbul'daki ‘’Yellow Rose’’ örneğinde olduğu gibi.
Bugün küresel güçler;
-Yatırdıkları Kapital gücü ile ülkeleri ekonomik olarak işgal etmiş, ülkeler işgal durumdadır.
-Hukuk silahını ele geçirerek, hukuk işgal edilmiş durumdadır.
-İdareciler kontrol altında tutularak ABD ve Avrupa dahil, ülke idareleri işgal altındadır.
-Telekomünikasyonlar ile tüm ülkelerin halkların önemli ölçüde beyinleri kontrol altında ve işgal edilmiş durumdadır.
-Bankalar, krediler ve kredi kartları vs. ile bireyler köleleştirilmiş ve çoğunluk kontrol altındadır. Vs.
Daha bir çok nedenlerle devletlerin bağımsızlıkları elinden gitmiştir. Seçim kararlarını her ne kadar devletler vermiş gibi gözükse de, aslında küresel güçlerle yapılan istişareler sonunda belirlenen tarihlerdir.
Türkiye’deki Mart seçimlerinin belirleyicisi, Kasım sonunda Sn.Kılıçdaroğlu’nun ABD’ye yapacağı gezi olacaktır. Eğer anlaşabilirler ise, CHP’nin seçim kazanabilmesi için tüm tezgahlar kurulacak. Seçim kazanmasına zaman yetmeyecek gibi olursa, mızık çıkarılacak PKK, Suriye, Irak vs. gibi bir çok dinamit kutusu hazırdır. Bir dinamit patlatılıp seçimler ertelenebilir.
Diğer yandan, matematikte toplam sayılar onu geçtiğinde ‘’elde var bir’’ denilir.
Son Suriye tezkeresi ile MHP bilinçsizce İktidarın eline çok büyük bir koz verdi ve iktidarın elindeki Suriye tezkeresini de elde var, bir yaptı. Eğer, İktidar seçimleri kaybedeceğini anladığı anda Suriye, Irak’a saldırıp olağanüstü durum yaratıp seçimleri ertelettirmekten çekinmiyecektir. Yada, PKK ile bir hır çıkartıp durumu olağanüstüne taşımaktan kaçınmayacaktır.
Son 10 aylık ülkenin yurtdışı bağlantılarına ve Sn.Erdoğan’ın başladığı seçim gezilerine bakıldığında, iktidarla küresel sermaye anlaşması bitmiş gibi bir durum vardır.
Hiç bir yabancı devlet adamı Türkiye’ye gelmiyor, bizimkilerde yurtdışına gitmiyor.
Ülke’nin bir yalnız bırakılışı, yada İktidarın dışlanılması söz konusu gibi. Eskiden Sn.Erdoğan seçim gezilerine Partinin tüm önde gelenleri ile gider, gövde gösterisi yapardı. Şimdi yapayalnız gidiyor. Bu da gösteriyor ki, İktidarı paylaşanlar arasındada bir anlaşmazlık var. Küresel güçler,yönetici iradeyi de bölmüşlerdir!
Tüm bu değerlendirmeler bir havuzda toplanılırsa, 2014 Mart seçimlerinin kaderi ;
1. Sn.Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisi, 2014 Seçimlerinin kaderini belirleyecek, büyük ölçüde Yellowrose’nin durumu da bu gezide sonuca bağlanacaktır.
2. İktidarın Şubat ayına kadarki seçimlerde başarılı olup olmayacağına bağlıdır.
Tüm dünya ülkelerinin artık ‘’kendim çalıyorum, kendim oynuyorum’’ mantığından kurtulup, gerçekleri görmesi gerekir.