Sivas katliamına ilişkin yargılamada, üç firari sanık yönünden devam eden davanın 29’uncu duruşması, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşmaya katliamda yakınlarını kaybeden aileler, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şubesi, Ana Fatma Cemevi, Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV), İHD Ankara Şubesi, HDP temsilcileri, Hollanda Büyükelçiliği’den gözlemciler ve çok sayıda yurttaş katıldı.
Katliamda yaşamını yitiren Gülsün Karababa’nın ağabeyi Hüseyin Karababa, duruşmada söz alarak, şunları söyledi:
“Madımak katliamı politik bir cinayettir. Alevi katliamlarının hepsi politiktir. Madımak Alevi soykırımın bir zincir halkasıdır. Açtığım Alevi soykırımı pankartı nedeniyle hakkımda soruşturma açıldı. Ben burada defalarca bunu dillendirdim. Tutanaklara geçti hepsi. Koçgiri Sivas, Gazi, Maraş… Hepsini toplasak, Alevilere bir soykırım vardır. Soykırımı tekrarlıyorum. Bu tanımlama doğrudur. Alevi toplumu yerinden yurdundan edilmiştir. Kimliklerini saklayarak yaşamak zorunda kalmışlardır. Mal ve mülklerine el konulmuştur. Alevilerin bu ülkede can ve mal güvenliği yoktur. Soykırımların devamını önlemek için bu dava soykırım davası olarak yürütülmelidir. Önümüzdeki günlerde uluslararası mahkemeye taşıyacağız.”
“TANSU ÇİLLER’İN DİNLENMESİNİ İSTİYORUZ”
ANKA'nın haberine göre, Avukat Özgür Piroğlu ise davayı Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşıyacaklarını açıklayarak, “Alevilere soykırım uygulanıyor. Devlet Denetleme Kurulu, bu katliamdaki devletin kusurunu hazırladığı raporda ortaya koymuştur. Bu raporun tamamının mahkemece istenmesini istiyoruz. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in, dönemin valisi ve belediye başkanının da dinlenmesini istiyoruz” diye konuştu.
Avukat Hüsniye Şimşek de mahkemenin sürekli taleplerini reddettiğini belirterek, “Bu katliamın yargılaması ile ilgili adil bir yargılama istedik. Ancak yıllardır sonuçlandırılmadı. Bu katliamın arkasında kimler var bunlar araştırılmıyor. Mahkeme gereken soruşturmaları yürütmüyor. Taleplerimiz heyet tarafından hep reddediliyor. Etkin bir yargılama yapılsın istiyoruz. Siyasi sorumlular açığa çıkarılmalıdır” dedi.
Avukat Ali Yılmaz davanın zaman aşımına uğrama riskine dikkat çekerek, “Bu katliam insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Zaman aşımı sorunu var. Bu tür davalarda zaman aşımı olmamalı. Kırmızı bülten çıkarılması ile ilgili tüm belgelerin Adalet Bakanlığı’ndan istedik ama cevap bile verilmedi. Bakanlık hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz” talebini sundu.
Avukat Şenal Sarıhan ise mahkeme heyetindeki hakimlerin genç olduğunu ifade ederek, şunları belirtti:
“Üç kadın arkadaş yargılama yapıyor. Yaşları da çok genç. Bu katliam yaşandığında belki sizler hayatta bile değildiniz. Katliamın üzerinden 29 yıl geçti. Zaman aşımı tehlikesiyle karşı karşıyayız. Katliam sırasındaki eyleme 15 bin kişi katıldı. Ancak 170 kişi gözaltına alındı. Uzun yıllar geçti ve çok az kişiye dava açıldı. Şeriatçı bir grubun organize saldırısı yaşandı. Basit adli soruşturmalarla geçiştirilmeye çalışıldı. Aranan firari sanıklar kuş gibi uçup gitti yurt dışına. Bu insanlığa karşı işlenmiş suçtur. Zaman aşımına uğramasına izin verilmemeli. Bu olay insanlık dünyasının kalbinde onulmaz yaralar açtı. Bir toplumun onurunu ayağa kaldırılması için yargı devreye girer. Adalet Bakanlığı bu firari sanıkları bir türlü bulamadı. Kadın vicdanınıza sesleniyorum. Bu katliamın hesabını sorun. Etkin bir soruşturma yürütün ve adil bir karar verin.”
Avukatların beyanlarının ardından mahkeme heyeti; sanıklar Eren Ceylan, Murat Karataş ve Murat Sonkur hakkındaki tutuklamaya yönelik yakalama kararının yerine getirilmesinin beklenmesine, yakalanırlarsa yeni duruşma günü verilerek duruşma açılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti ayrıca; yargılama dosyasındaki eksik evraklarının istenmesini kararlaştırdı.
Mahkeme; dönemin Başbakanı Tansu Çiller, dönemin emniyet müdürü, dönemin valisi ve belediye başkanını dinlenmesi talebinin reddine de karar verdi.
Duruşma, 26 Ocak 2023 saat 14.00’e ertelendi.