Rönesans Rezidans’ın enkazı altında kalan eski Hamburg Başkonsolosu (2009-2013) ve büyükelçi Devrim Öztürk'ten 15 gündür haber alınamadı.

Öztürk’ün yakını, Sivil Havacılık eski Genel Müdür Yardımcısı Oktay Erdağı, sosyal medyadan paylaştığı mesajında şunları kaydetti:

“Bu gün 13. Gündür Hatay’da enkaz altında bulunan hemşerimiz, akrabamız Büyükelçi Devrim Öztürk halen enkazın altındadır. Bu ne vurdumduymazlıktır, bari personelinizin cenazesine sahip çıksanız…Hatay’da tüm kurumlar mı enkaz altında kaldı?

Yüzlerce insana mezar olan Rönesans Rezidansın 2. Blokunda oturan Devrim Bey; ilgisizlik, liyakatsızlık, koordinasyonsuzluk, kötü kriz yönetimi, Dışişleri Bakanlığı’nın ve AFAD’ın beceriksizliğinin kurbanı oldu. Yazıktır günahtır bari ailesine zulüm etmeyin. Enkazdan çıkarın.”

Sol. org yazari Engin Solakoglu ise 'Mukayese ve bir diplomatın ölümü' başlıklı köşe yazısında Öztürk'ün hala enkaz altında olduğuna yer verdi.

Deniz Feneri’ne usulsüz kredi veren Özetçi'ye ödül gibi atama Deniz Feneri’ne usulsüz kredi veren Özetçi'ye ödül gibi atama

Solakoğlu'nun yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

"İkiz depremdeki kayıplarımızdan biri de Devrim Öztürk. Otuz yılı aşkın bir süredir Dışişleri Bakanlığı’nda çalışan bir Büyükelçi. Devrim Öztürk, Dışişleri Bakanlığı Hatay Temsilcisiydi. Devrim, Rönesans diye bilinen binanın enkazı altında kalan yüzlerce insandan biri. Bir diğeri de yine Bakanlık çalışanı Gökhan Aytaç. Gökhan Aytaç’ın cansız bedeni ailesine teslim edildi. Devrim Öztürk ise hâlâ orada. 

Devrim, Bakanlıktan kalan yüzlerce güzel insan ve anıların bir parçasıydı benim için. Moskova’da iki yıl birlikte görev yaptık. Öğlen aralarında Eski ve Yeni Arbat’ın sokaklarını arşınladık. Bununla da yetinmedik, görev süremizin son haftalarında benzersiz bir Tataristan ve Çuvaşistan gezisi yaptık. Devrim monşer filan değildi. Cumhuriyet aydınlanmasının kalıcı izler bıraktığı bir ailenin Cumhuriyetin sağladığı olanaklarla okuttuğu pırıl pırıl çocuklarından biriydi. Aynı mesleği seçmiş ve genç yaşta kanserden yaşamını yitirmiş olan ağabeyi Feza gibi, çalışkan, zeki ve doğru ya da yanlış “Devlet”e angaje olmuş bir memurdu. Devrim Öztürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin şu ya da bu tarikata ya da çıkar grubuna mensup bulunduğu için değil, hak ettiği için Büyükelçi olmuş 150 kadar Büyükelçisi’nden biriydi. İsminin yanına yolsuzluğun, hırsızlığın ve sosyal medya amigoluğunun eklenmesi mümkün olmayan bir Devlet Memuru’ydu. Yitirdiklerimizin ardından hep olumlu şeyler söylemek gerektiği için değil, Devrim ismi kadar yalın, temiz ve güzel bir insandı. 

Belki tam da bu yüzden, cumartesi günü basına bir demeç veren Akepe’nin Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, yakın yıllarda Mülkiye’de aynı koridorları paylaşmış olması gereken Devrim’in adını anımsayamadı"