Soru önergesiyle ilgili mecliste bir konuşma yapan Öneş şunları söyledi:
Almanya eğitimde fırsatlar ülkesi
“Seçim dönemindeki çalışmalarımda ve broşürlerimde özellikle eğitimde eşit fırsat ve imkanlar için mücadele edeceğimin sözünü vermiştim. Bu önergemle bu sözümü yerine getirmek istedim. Amacım, tüm gençlerin bu imkân ve fırsatlardan yararlanabilmelerine olanak sağlamak.
Eğitim; fırsatların, sosyal güvence ve iyi bir iş bulabilmenin anahtarıdır. Eğitimden ve eğitim fırsatlarından bahsederken sadece sayılardan bahsediliyor. Ben Almanya’da nelerin mümkün olabileceği konusunda iki örnek sunmak istiyorum.
Birinci örneğim; misafir işçi çocuğu olarak Almanya’ya gelip 70’li yıllarda burada Abitur yapan bir tanıdığımın hikayesi. Eşitliğin çok da ileri seviyede olmadığı o dönemlerde özellikle kadınlar, birçok engel ve zorlukları da aşmak zorundaydı. Bu tanıdığım kişi hukuk okudu ve bugün bir eyalet yüksek mahkemesinde hâkim olarak görev yapıyor. Bu örnek, istenilirse dağların bile aşılabileceğini gösteriyor.
İkinci örneğim ise; 90’lı yıllarda mülteci olarak buraya gelen bir arkadaşım. Kendisi burada teşvik okullarında ve insanlardan destek alarak eğitimini ilerletti ve hukuk okudu. Bugün büyük bir hukuk bürosunda çalışıyor. Tüm bu örnekler, ülkemizde nelerin mümkün olduğunu ve insanların içlerindeki gizli potansiyellerini ortaya koyuyor.
HERKESE EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ
Maalesef her çocuk hayata eşit fırsat ve imkanlarla başlayamıyor. Biliyoruz ki Almanya’da eğitimde başarı, ağırlıkla sosyal kökene bağlı. Ama işçi aileden gelen, lise tavsiyesi almayan, ailesinden ders yardımı alamayan, hatta ailesinin mektuplarını resmi dairelerdeki konuşmaları tercüme eden, üniversite eğitimiyle ilgili bilgi desteği alabileceği akademisyen tanıdığı bile olmadığı halde eğitimde başarıyı yakalayan gençlerimiz var. Bu da bizi motive ediyor, cesaretlendiriyor. İnsanların çalışarak ve hedefler koyarak neler başarabileceğini gösteriyor.
Herkes etnik ve sosyal kökenine, cinsiyetine bakılmaksızın eğitimde eşit fırsat ve hakka sahip olmalıdır. Bu illa herkesin üniversite okuması gerektiği için değil, ne yapmak istediklerine kendileri karar verebilmeleri açısından önemli. Almanya imkanlar ülkesi. Her kim sıkı çalışıp emek harcarsa yükselme fırsatı da olabilmeli.".dedi.
Hukukçu vekil Barış Öneş açıklamsının devamında, " Göçmen kökenli çocukların sadece yüzde 27’si üniversiteyi başarabiliyor. Finansal konular genellikle gençlerin üniversite eğitiminden çekinmelerine yol açıyor. Öğrencilerle konuştuğunuzda birçoğu bursun ne olduğunu bile bilmiyor. Hatta bazıları bunun yurtdışında okumakla alakalı olduğunu zannediyor. Bazıları BAföG ne olduğunu bilmiyor. Biz öğrencilerle konuşarak onları bilgilendirmek istiyoruz. Burs imkanlarını, ne gibi şartları olduğunu öğretmek istiyoruz ki gelecekte daha iyi okul performansları olsun. O zaman hem toplumda daha aktif olurlar hem de dersleri daha iyi olur. Adil bir eğitim politikasının sadece birkaç öğrenciyi değil, tüm toplumu ilgilendiren bir konu olduğunu da hatırlatmak istiyorum.” ifadelerine yer verdi.