TÜRKİYE'DEKİ ALMAN GÖÇMENLERDEN HİTLER’E,
ALMANYA'DAKİ TÜRK GÖÇMENLERDEN TAYYİP’E...
Benim dünyaya geldiğim 1936 yılında Türkiye'de ve dünyada olup bitenleri araştırırken gördüğüm bir haber bir çok açıdan düşündürdü.
İkinci paylaşım savaşını başlatarak tüm dünyayı yıllarca kana bulayacak olan Adolf Hitler korkunç diktatörlüğünü sadece Krupp, Thyssen, Karl Bosch, Siemens, Dr. Oetker, Audi, BMW, Daimler, Volkswagen, Porsche, Hugo Boss gibi büyük kapitalistlerin desteğiyle değil, aynızamanda 84 yıl önce bugün, 29 Mart 1936'da yapılan seçimlerde ezici çoğunluğun oylarıyla pekiştirmişti…
Olayı yansıtan 30 Mart 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nin birinci sayfasında bu seçimin pek anımsanmayan bir başka yanı da haber olarak yer alıyordu.
O dönemde İstanbul'da yaşayan Almanlar da bir vapurla Karadeniz'e açılarak günü birlik Türkiye karasuları dışına çıkmışlar ve orada bekleyen bir Alman vapuruna geçerek Hitler'e oy vermişlerdi.
O tarihte henüz bir aylıktım...
Ne ki yazgımda tam 82 yıl sonra bu olayın bir başka bağlamda tekerrürüne tanık olmak da varmış…
Evet, o yıl Türkiye'deki Alman göçmenler Hitler'e oy vermişken, 24 Haziran 2018'de Almanya'daki Türk göçmenler de oylarını büyük bir çoğunlukla anayurtlarında islamo-faşist bir diktatörlük kurmakta olan Recep Tayyip Erdoğan'a vereceklerdi.
Sadece Almanya'da değil, sınır komşusu Belçika, Hollanda, Fransa ve Avusturya'da da…
Kupürü okuyunca ister istemez Marx'ı düşündüm...
Aynen şöyle diyordu: “Hegel, bir yerde şöyle bir gözlemde bulunur: Bütün tarihsel büyük olaylar ve kişiler hemen hemen iki kez yinelenir. Hegel eklemeyi unutmuş: ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak.”
Sonra tam 54 yıl geriye gittim.
Türkiye'den Avrupa'ya işçi satışının yoğunlaştığı ve ülkemizde sosyalizm mücadelesinin örgütlendiği 1966 yılında Akşam Gazetesi genel yayın müdürü iken faşizmin dünyada ve Türkiye'de gelişimi üzerine ilk kitaplardan birini yazmıştım ve Akşam Kitap Kulübü tarafından yayınlanmıştı.
Kitabın sonunda, o yıllarda Komünizmle Mücadele Dernekleri'yle örgütlenen faşist akımın, emperyalizmin de desteğiyle demokrasi ve sosyalizm güçlerinin karşısına siyasal bir güç olarak çıkartılması tehlikesine dikkati çekmiştim.
Faşizm, o kitabımın yayınından beş yıl sonra 12 Mart darbesiyle, 14 yıl sonra 12 Eylül darbesiyle vurdu, 2002 yılından beri de, tıpkı zamanında Almanya'da olduğu gibi, seçmen desteğiyle islamo-faşist diktatörlüğü kurumlaştırmaya devam ediyor.
Kitabın ulaşılabilir pdf’i:
Doğan Özgüden, Faşizm, AKK, 1966 İstanbul