Marmara Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Grup Yorum üyesi Vedat Doğan, Şubat ayında arkadaşlarıyla birlikte Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sevk edildi. 10 Şubat’ta tutuklanan Doğan’ın aynı dava dosyasından arkadaşlarının bulunduğu ve ailelerine yakın cezaevlerine sevk edilme ve “kuyu tipi” cezaevlerinin kapatılması talebiyle başlattığı açlık grevi 124’üncü gününe girdi.
Doğan’ın annesi Sara Doğan ve Tutuklu Aileleriyle Dayanışma Derneği (TAYAD) üyesi Lerzan Caner, açlık grevi taleplerinin kabul edilmesi çağrısında bulundu.
‘TÜKÜRÜĞÜNÜ YUTAMIYOR’
Oğlu Vedat Doğan ile diğer tutsakların tek kişilik hücrelerde tutulduğunu belirten Sara Doğan, tutsakların buna karşı açlık grevine başladıklarını belirtti. Tutsakların insanlık dışı koşullarda tutulduklarını vurgulayan Doğan, “1 Temmuz’da açık görüşe gittim. Çok kötüydü, kulağı sağır olmuş, gözleri de gitmiş. Tükürüğünü yutamıyor. Acilen sevkleri yapılmalı. Ne istiyorlar bu gençlerden? Adam öldürenler, tecavüzcüler, hırsızlar dışarıda. Bizim çocuğumuz ne yapmış, konser vermek suç mu?” tepkisinde bulundu.
‘İHTİYAÇLARI KARŞILANMIYOR’
Açlık grevindeki tutsakların cezaevi idaresi tarafından karşılanmak zorunda olan ihtiyaçlara erişme noktasında da kimi zorluklar yaşadığını kaydeden Doğan, “B1 haplarını günde iki defa vermeleri gerekirken bir defa veriyorlar. Üç aydır Konya şekeri verilmesi için uğraşıyoruz, vermiyorlar. Bayram şekeri veriyorlar, midesi ülseri var bayram şekeri sebebiyle hastanelik oldu” dedi.
‘KUYU TİPİ HAPİSHANELER KAPATILMALI’
Oğlu Doğan ve diğer siyasi tutsakların Y, R ve S Tipi cezaevlerinin kapatılması taleplerinin dikkate alınması gerektiğini söyleyen Doğan, “Havalandırma yok, güneş yok, hiçbir şey yok. Bir de telefon açıyoruz cevap vermiyorlar, direkt kapatıyorlar. Üç aydır bir fotoğraf için uğraşıyoruz göndermiyorlar. Oğlumun fotoğrafını bari verin. Kuyu tipi hapishanelerin acilen kapanması gerekiyor. Benim oğlum çıksa da başkası girmesin. Orası çok kötü bir işkence yeridir” diye belirtti.
‘BÜYÜK BİR TEHDİT’
Y, R ve S Tipi cezaevlerinin iktidar tarafından sessiz sedasız bir şekilde açıldığını söyleyen TAYAD üyesi Lerzan Caner ise “Bunlar aslında ağırlaştırılmış müebbet cezasına mahkum olmuş tutsaklar için açılmış yerler, fakat artık herkesi, hükümlü olmayanları da tuttukları bir yer oldu. Bu gerçekten büyük bir tehdit, biz bunların kapatılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
GEREKÇE: İYİ HALLİ DEĞİL!
Tutsak yakınlarının bu konuda defalarca kez Adalet Bakanlığı ve Ceza ve Tevkifevleri’ne dilekçe verdiğini ancak bu dilekçelerin dikkate alınmadığını ifade eden Caner, “Onlar da kopyala yapıştır cevaplarla, ‘siz para yatırın, çocuklarınız üç tane hapishane ismi yazsın, sevkleri yaparız’ diyorlar ama bu yalan. Bunu deneyen aileler oldu ve ‘sizin çocuklarınız iyi halli değil’ yanıtı verdiler. Yani bu da bir aldatmacadan ibaret. Bizim sorunumuz yalnız bizim ailelerimizin çocuklarının başka hapishanelere sevk edilmesi değil, bunların kapatılması. Çünkü bugün devrimcilerle başlayan bu durum sonra gazetecilere, muhaliflere, her kesime gidecek” dedi.
Tutsakların sürdürdüğü açlık grevlerinin taleplerine kulak verilmesi gerektiğini söyleyen Caner, şöyle devam etti: “Buralar gerçekten imha merkezleri yani düşüncelerini teslim alamadıkları insanları imha etmek için yapılmış hapishaneler. Biz herkesi bu hapishanelerde yoğun tecrit altında yok edilmek istenen tutsaklarla dayanışmaya, onların sesini duyurmaya davet ediyoruz.” (Kaynak: Mezopotamya Ajansı)