38 baronun ortak açıklamasında, "Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e uygulanan tutuklama tedbirinin orantısız olduğunu, yürütülen hukuksal sürecin adil yargılanma ve lekelenmeme hakkına riayet edilerek yürütülmesi gerektiğini belirterek kayyım işlemine son verilmesi çağrısında bulunuyoruz.” ifadeleri dikkat çekti.

38 baronun ortak açıklamasında şunlar kaydedildi:

“İstanbul İli Esenyurt İlçesi Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer hakkında verilen tutuklama kararı sonrasında Belediye Kanunu’nun 47. maddesi uyarınca İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılıp Belediye Kanunu’nun 45. ve 46. maddeleri uyarınca İstanbul Valiliği tarafından başkanlık görevine kayyım atanmıştır. Temsil ettiği makam itibariyle davet üzerine ifade vermeye gidebileceği mümkün iken gözaltına alınması, delillerin karartılması ve kaçma şüphesi bulunmadığı halde hakkında tutuklama kararı verilmesi ölçüsüz koruma tedbirleri olup hukuka aykırıdır. Konuyla ilgili yapılan soruşturma işlem ve uygulamaları; Anayasaya ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere açıkça ve çok yönlü olarak aykırıdır.

Kayyım uygulaması, demokratik hukuk devleti ilkesi ile yerel demokrasiye açıkça aykırıdır”

İzmir Kitap Fuarı’nda “7 Şair 7 Duygu” kitabı görücüye çıktı İzmir Kitap Fuarı’nda “7 Şair 7 Duygu” kitabı görücüye çıktı

Arama, gözaltı ve tutuklama işlemleri Anayasanın 2, 19, 20, 127 ve 138. maddelerini ihlal etmiş bulunmaktadır. Demokrasinin en önemli unsuru olan seçme hakkının kullanımı sonucunda ortaya çıkan halk iradesine kayyım atanması demokratik değerler açısından büyük bir ihlali ifade etmektedir. Kayyım uygulaması, demokratik hukuk devleti ilkesi ile yerel demokrasiye açıkça aykırıdır. Kayyım uygulamasının Türkiye demokrasisine verdiği hasarlar hafızamızda yerini korur iken yeniden bu yola başvurulması kabul edilemezdir. Kayyım uygulamasının yasal oluşu; Anayasaya aykırı oluşunu, hukuksal ve toplumsal meşruiyetsizliğini ortadan kaldırmamaktadır. Biz aşağıda imzası olan Barolar; Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e uygulanan tutuklama tedbirinin orantısız olduğunu, yürütülen hukuksal sürecin adil yargılanma ve lekelenmeme hakkına riayet edilerek yürütülmesi gerektiğini belirterek kayyım işlemine son verilmesi çağrısında bulunuyoruz.”