Av. Zeki Rüzgar / Almanya
Kozağaçlı'nın yeniden tutuklanmasından bir hafta sonra 24 Nisan günü, kendisine ait X hesabından (eski adıyla Twitter) bir mektubu yayımlandı.
Kozağaçlı “Eğer yanınızda kalabilseydim; "1 Mayıs meydanının Taksim olduğuna dair inanç ve irademde bir eksilme olmaksızın..." Taksim'de olurdum” dedi.
Kozağaçlı mektubuna, “Bir gün dışarıda yaşamış birisi, yüzyıl hapis yatabilir çünkü hayal kurmasını sağlayacak yeterli gereci elde etmiştir.” diye başlayarak herkese “Merhaba” diye seslendi.
Muktedirlerin koltuklarında oturanların, adliye ve polis marifetiyle insanlara mesaj gönderdiğini söyleyen Kozağaçlı, koltuk sahiplerine “Süngüyle her şeyi yapabilirsiniz fakat üzerine oturamazsınız.” sözünü hatırlattı.
Kozağaçlı'nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda şu ifadeler kullanıldı:
"ŞARTLA TAHLİYE
"Bir gün dışarıda yaşamış birisi, yüzyıl hapis yatabilir çünkü hayal kurmasını sağlayacak yeterli gereci elde etmiştir."
Beni hapishane kapısında bulup çiçeklerini, coşkularını, arkadaşlıklarını ve hatta kendi tahliyelerinin sevincini paylaşarak hızla yeniden mücadeleye çağıranlar: Merhaba!
İstiklâl Caddesi'ni, İstanbul Barosu'nu, salonları, merdivenleri birer karşılama ve kucaklaşma mekânına dönüştürerek bana avukatın, stajyerin, hukuk öğrencisinin nasıl bir güç ve güzellik taşıdığını hatırlatanlar: Merhaba!
Telefon ederek, sosyal medya hesaplarından, televizyon ekranından, yolda durdurup sarılarak "Hoş Geldin!" diyenler: Merhaba!
Sevgili dostlar, meslektaşlar, yoldaşlar; sağolun.
Sonu nasıl gelirse gelsin, yaşamımdaki en güzel günlerden biriydi, umut ve inançla doldum.
Bütün bunlardan hoşlanmadığını -elinde artık başka hiçbir hikâye kalmadığı için- adliye ve polisi aracı yaparak iletenlere de merhaba. Bize alışın. Burası bizim ülkemiz, hep burada olacağız; ekmek, adalet, özgürlük istemeye devam edeceğiz ve sonunda hepsini alacağız.
Hapishaneyle, baskıyla, soruşturmayla elde tutulamayacak şeyler var; iktidar bunlardan sadece birisi. Şimdilik bize böyle davranabildiğiniz koltuklara sahip görünseniz bile, geçmişte bir başka hükümrâna yapılmış şu uyarıyı hiç unutmayın: "Süngüyle her şeyi yapabilirsiniz fakat üzerine oturamazsınız." Elde bir tek süngü kaldıysa işiniz zor.
Bilmiyorum söylemeye gerek var mı; biz iyi olan tarafız. Hatta bir günlüğüne de olsa tanışma onuruna eriştiğim yüzlerce genç insanı düşünerek söylersem toptan "iyi hâlliyiz" biz. Bu "yönetme" biçiminden ve bozuk düzenden bir an önce "şartla tahliye" edilmemiz gerekir. Artık neyse o şart, emin olun, hep birlikte bulup yerine getireceğiz; bu şekilde devam edemez.
Dışarıda fark ettim ki bahar gelmiş.
Eğer yanınızda kalabilseydim; "1 Mayıs meydanının Taksim olduğuna dair inanç ve irademde bir eksilme olmaksızın..." Taksim'de olurdum.
Belki mücadeleyi inanç ile iradenin daha yakın bağlara sahip olduğu güzel yıllarda öğrendiğimiz ve bugün de öyle yaşadığımız için, çelişkiye alışık değilim. Siz de alışmayın lütfen.
Elbette tekrar buluşacağız.
Birlikte mücadele edeceğiz.
Biz kazanacağız.
Yaşasın Bir Mayıs!
Bijî Yek Gulan!
Selçuk Kozağaçlı
*Dışarıda anladığım kadarıyla "kedi videosu" veya Albert Camus alıntısı paylaşmayana sosyal medyada yer yok. Camus ile kumaşlarımız ve hayallerimiz farklı ama bunu güzel söylemiş (Kedileri kayıtsız şartsız seviyorum)."
NE OLMUŞTU?
2013 yılında yurt dışında bulunduğu sırada örgüt üyeliği suçlamasıyla hakkında yakalama kararı çıkarılmış, karardan haberdar olduğunu ve ifade vermek için Türkiye'ye döneceğini açıklamıştı.
20 Ocak 2013 tarihinde Türkiye’ye dönüşünde İstanbul Havaalanında gözaltına alınarak, “Kaçma şüphesi bulunduğu” gerekçesiyle 21 Mart 2014 tarihine kadar tutuklu kalmıştı.
ÇHD Genel Başkanı iken, 8 Kasım 2017 tarihinde aynı suçlamalar ile gözaltına alınan Selçuk Kozağaçlı 13 Kasım 2017 tarihinde yeniden tutuklanmıştı. Bu gözaltısının ardından, Çağdaş Hukukçular Derneğine üyesi 22 avukat ile birlikte hakkında dava açılmıştı.
Bu dava dosyası 2013 yılında açılmış olan dava dosyasıyla birleştirilmiş ve yargılaması İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüştü.
11 Kasım 2022 tarihinde karara bağlanan dosyada Selçuk Kozağaçlı hakkında toplam 13 yıl hapis cezası verilmiş ve bu karar Yargıtay 3. Ceza Dairesince onanmıştı.
Cezası infaz edilirken, Silivri Cezaevi İdare ve Gözlem kurulunun uygun görmemesi nedeniyle şartlı tahliyesi yaklaşık yedi ay ertelenmiş ancak, 16 Nisan 2025 günü sürpriz bir şekilde tahliye edilmişti.
Selçuk Kozağaçlı’nın tahliyesi hukuk camiasında ve özellikle avukatlar arasında büyük sevinç yaratmıştı. Gece boyunca önce Silivri Cezaevi, sonra İstanbul Barosu önünde ve ardından Taksim’de toplanan yüzlerce avukat, Selçuk Kozağaçlı’nın tahliyesini sevinçle kutlamıştı.
Tahliye edilmesinin hemen ardından savcılığın itirazı üzerine yeniden gözaltına alınmış ve henüz üzerinden bir gün bile geçmemiş olmasına rağmen, tahliyesine karar veren aynı İnfaz Mahkemesi tarafından yeniden tutuklanmasına ve infazının devamına karar verilmişti.
Selçuk Kozağaçlı’nın tahliyesinin ardından 1 gün sonra, 16 Nisan günü yeniden gözaltına alınarak tutuklanması, birçok baro başkanlığı ve yüzlerce avukatın katıldığı basın açıklamalarıyla protesto edilmişti.