YOL ÖYKÜLERİ: “Karanlığa İnat, Yaşasın Sanat!”

“Gecesi çengellenmiş kadınların ve çocukların öyküsüdür, yeryüzünü bitimsiz bir karanlığa gömen. Anlatsalar sesleri kesilir, anlatmasalar seslerine gölgeleri düşer...” –Meral Şimşek’in, Hiva’nın Çengelli İğneleri öyküsünden.-

Okuduklarımızı-yazdıklarımızı, düşünce dünyamızdakileri; hayata yeterince akıtamamanın, yeterince paylaşamamanın sancısıyla kıvrandığımız dönemlerden birindeyiz. Tüm bunlar için atılan en küçük adımların dahi, nice bedelleri göze almakla eşdeğer olduğu dönemlerden birindeyiz.

“Biliyor musun çantam hafifti ama yüküm çok ağırdı. İçerisinde benden önce gelenlerin, yitip gidenlerin ve ardımızda kalanların anıları dolu. Adımlarımda ise benden evvel gelen dostlara yetişmenin birikmiş özlemi, onların izlerine dokunmanın acemiliği var...” – Ayten Şimşir’in, Düş Yolcuları öyküsünden.-

İşte böylesi bir dönemde, tüm dünyanın “Koronaaaa” diye bir alarma kulak verdiği, şaşkınlık-korku içerisine hapsolduğu bir dönemdi de; Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu-Kültür ve Sanat Kurulu’nun bir Öykü Festivali düzenlemeye hazırlandığı zamanlar.

Festival; “Karanlığa İnat, Yaşasın Sanat!” çığlığıyla başlatılmıştı.

Savaşların, kıyımların, tutuklamaların, ölüm haberlerinin aralıksız bir tazyikle bizi sarstığı böylesi bir dönemde; gençlerin düşünce dünyasından, kaleminden neler fışkırabileceğini çok büyük bir merakla bekledim açıkçası.

“Türümüz, sessiz bir anlaşma yapıp, durmadan değişen bu dünyada, atalarımızın anlattığı gibi bir yaşam sürmeye başlayacaktı: İnsanlardan uzak, doğaya yakın...” –Pelin Taşkesen’in, Bakış Açısı öyküsünden.-

Ve bu festivale katılan öykülerin bir kısmının Ömer Leventoğlu editörlüğünde bir kitap hâline getirilmesi, bu merakın giderilmesi olanağını sundu bizlere.

Öyküleri jet hızıyla-merakla okudum. “Nasıl yazmışlar, öykü üretebilmişler mi, betimlemeleri-kurguları iyi mi?” gibi soruları bertaraf ederek okudum. “Ne düşünmüşler, ne yazmışlar, neyi anlatmaya ihtiyaç duymuşlar...” gibi bir meraktı, bu kitabı okurkenki okurluk hâlim. Ve açıkça ifade etmekte sakınca duymuyorum: Bu öyküler, tahminlerimin çok ötesinde bir çaba ve bu çabanın zenginliğiyle kucaklaştırabildi beni.

Festival üç aşamalı olarak gerçekleştirilmiş. İlk aşamada ön jüri tarafından seçilen 24 öykü; Kemal Yalçın, Fuat Ateş, Zeliha Altuntaş, Serkan Eker ve Ömer Leventoğlu’dan oluşan öykü değerlendirme jürisine gönderilmiş. Atilla Özendeş, Ayten Şimşir, Bektaş Balcı, Çetin Doğan, Damla İnce, Demet Toptaş, Devrim Boran, Devrim Dokdere, Erol Yıldırım, Hatice Thomas Yağış, Hatun Aydın, Hülya Köksalan, Kezban Şen Şeref, L. Esmer, Mazlum Güler, Meral Şimşek, Pelin Taşkesen, Tufan Çiçek ve Ümit Fatma Fırat’ın öyküleri seçilerek kitaplaştırılmış. 140 sayfalık bir kitap üretilmiş.

Festivale katılan ve öyküleri seçilen arkadaşlar beni bağışlasınlar. Hepsinin inci gibi dizilmiş satırlarından alıntılar yapmak isterdim. Ancak bu, bir yazının sınırlarını aşmakta. Şu karanlık dünyaya küçücük de olsa bir ışık yaymak için çabalarlarken heyecanla atan yürekleri yüreğimde, sevgiyle kucaklıyorum hepsini...

***

Ömer Leventoğlu, “Hırkalarım var!..” başlıklı önsözünde, bu çalışmada etkin görev üstlenen Kenan Taşkesen’in öyküler karşısında yaşadığı duygu patlamasını şöyle aktarmış: “Gelen şiir, öykü ve resimlerdeki o nehir gibi sözler, renkler ve o okyanusa benzer ışıklar, hele o dizi dizi kelimeler, manalar ve fikirler öyle sarstı ki bizi Hocam, öylesine yakamızdan tutup silkeledi ki bizi, coğrafyalarımızın bu hamileliğini görememenin utancıyla yüzleştim kendi adıma.”

Ve Leventoğlu önsözü şöyle bitirmiş: “Bana kalırsa bu kitapta okuyacağınız her öykü, gizli saklı çekilen acılardan, okurlar için örülmüş sevgi hırkalarıdır. Harfler ve kelimelerle ilmek ilmek örüldü bu hırkalar. Nasıl ki her yazar bir annedir ve onların şefkatinden haşa kuşku duymaz, bu hırkaların da zihinsel ve duyumsal varlığınızı sıcacık sarmalaması dileğiyle... Sevgiyle...”

Bu hırkaların, bizi sıcacık sarmalamasında emeği geçen herkese teşekkürlerle birlikte; genç kalemlerin, yeni hırkalar üretme dirençlerini görmek umuduyla!

Bu hırkaları kuşanma ihtiyacı duyanların bol olması umuduyla...

Not: Bu hırkalar yaşadığım şehre düştüğü gün, bir gün dahi eskitmeden bana da ulaştırma heyecanını yaşayan; Kültür ve Sanat Kurulu’na elinden geldiğince katkılar sunan Gülsenem Yılmaz’a da yürekten teşekkürlerimle...

Kitabın Künyesi: AABF Kültür ve Sanat Kurulu: Yol Öyküleri, İmleç Kitap, Ağustos 2020.