Süheyla KAPLAN

Hamburg Wilhelmsburg Bürgerhaus'ta düzenlenen ve sunuculuğunu Elif Aksu-Sultan Çiftçi'nin gerçekleştirdiği etkinlikte Berlin'de sürgünde yaşayan gazeteci Can Dündar ve sinema yönetmeni Kazım Öz bir konuşma gerçekleştirdi. 

Programın açılışında ATİK tarafından hazırlanan metin okundu. Konuşmalarda şöyle denildi: 'Egemen sınıfların muhalif ve devrimci sanatçı ile aydınlara yönelik baskıcı tavrı bugün de devam etmektedir. Dün Ruhi Su’ya pasaport vermeyerek onu ölüme terk eden, Ahmet Kaya’yı sürgüne mahkum eden, Musa Anter'i katleden ve Sivas’ta aydınları yakan anlayış, bugün de Kürt ve muhalif sanatçı ve aydınlara yönelik baskılarını artırmaktadır. Son dönemlerde Kürtçe müzik yaptıkları ve halay çektikleri için onlarca sanatçı gözaltına alınarak, haklarında dava açılmaktadır. Kısacası, en ufak bir toplumsal muhalefeti zorla bastırma geleneği bugün de sürmektedir.
Tam da böylesi gelişmelerin yaşandığı bir süreçte, mücadeleyi hayatın her alanında büyütmek ve Yılmaz Güney’in bize bıraktığı mücadele geleneğini sanat ve kültür cephesinde daha da ileriye taşıma görevi bugün de karşımızda durmaktadır. Nazım Hikmet’den Kazım Koyuncu‘ya, Aram Tigran'dan Ahmet Kaya'ya, Hasret Gültekin'den Mahsuni Şerif'e, Garip Şahin'den Kutsiye Bozoklar'a Musa Anter'den Yılmaz Güney'e...Halkın sanatçıları ölümsüzdür!'

CAN DÜNDAR: 'DAĞLARIMIZ, NEHİRLERİMİZ BİZİ BEKLİYOR'

Gazeteci Dündar konuşmasından önce Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD'nin 1982 yılında Cannes Film festivali sonrası Yılmaz Güney ile gerçekleştirdiği söyleşiyi seyircilerle paylaştı. Dündar kendisinin daha önce Yılmaz Güney ile belgesel hazırladığı sırada Alman TV Kanalı'nda söyleşiyi bulduğunu ifade ederek 'Alman Kanalından bunun için yayın hakkı almadım ama gösterim hakkı aldım. Bunu da bugün sizlerle paylaşmaktan onur duyarım' dedi. 

Türkiye'de 40 yıldan beri sürgün geleneğinin hala devam ettiğini ifade eden Dündar hazırladığı 'Aynalar ' belgesel serisi içerisinde Yılmaz Güney'in kendisi için ayrı bir yer tuttuğunu söyledi.

Dündar, Yılmaz Güney'in sinema dünyası için önemine değinerek 'Yılmaz Güney hapishaneye düşüyor orda bile üretmeye devam ediyor. Zaten Türkiye'de cezaevleri adeta entellektüel bir okul. Cezaevlerine düşmezseniz aydın değilsinizdir. 1960'lı yıllarda o dönemin sinema dünyasında Cüneyt Arkın, Ayhan Işık gibi sinemada yakışıklı tipler var. İşte Yılmaz Güney gibi Anadolulu bir tip sinemada 'Çirkin Kral' denilen bir oyuncu oynuyor (ki benim için çirkin biri de değil ayrıca) ve o nasıl olduğumuzu halka yansıtıyor, nasıl olmak istediğimizi değil. 25-30 yıl içinde 114 filmde oynadı, 64 senaryo yazdı. Bütün bunlar mucize bir kişi için. Dönemin iktidarı Yılmaz Güney'i susturmak için cezaevine gönderiyor, o cezaevinde dahi üretmeye devam ediyor ve sinemaya katkı sağlıyor.' 

Yılmaz Güney'in ANAP iktidarı tarafından vatandaşlıktan çıkarıldığını da hatırlatan Dündar 'Her ne kadar Yılmaz Güney'i vatandaşlıktan da çıkarsalar 40 yıl aradan sonra bugün hala ondan saygıyla bahsedebiliyoruz. Yılmaz Güney'i vatandaşlıktan çıkardınız, peki onu insanların kalbinden nasıl çıkaracaksınız? Vatandaşlıktan çıkarmak öyle olmuyor işte....Sevda ile, gönül bağı ile olur.'

Dündar sözlerini şöyle tamamladı: 'Yılmaz Güney'in dediği gibi dağlarımız, nehirlerimiz bizi bekliyor. Bir gün onlara kavuşacağız'..

Film yönetmeni Kazım Öz ise Yılmaz Güney'in Türkiye'de bütün sanatçılar için bir ilham kaynağı olduğunu ifade ederek 'Yılmaz Güney'in sadece sinemacı yönünden değil edebiyatçı yönünden de etkilendim. Güçlü bir kalemi vardı. Zeki, duyarlı bir yapımcıydı. Devrimci-militan gibi çalışmasıyla kitleleri etkiledi' dedi. 

Her hafta 500 sığınmacı Türkiye'ye sınır dışı mı edilecek? Her hafta 500 sığınmacı Türkiye'ye sınır dışı mı edilecek?

Türkiye'de son zamanlardaki Yılmaz Güney'in yıpratılmaya yönelik politikaları da eleştiren Öz 'Türkiye'de sanatçılarda Yılmaz Güney hayranığı var ancak onun olaylara sınıfsal yaklaşımını ve politk olma yönünü görmezlikten geliyorlar' şeklinde konuştu.

Türkiye'de Yılmaz Güney Sinema okulunun olmamasını da eleştiren Öz, sinemanın geliştirilmesi açısından gelecekten de umutlu olduğunu sözlerine ekledi. 

Programda video yoluyla sinema sanatçıları Nur Sürer, Menderes Samancılar Yılmaz Güney ile ilgili mesajlarını aktardı. Sanatçılar Deniz Türkan, Metin-Kemal Kahraman'ın seslendirdiği türküler ise büyük ilgi topladı.