BANLİYÖLERE BASKI VAR
Almanya’da AfD’nin yaşanan bu durumu göçmenler aleyhine kullanarak politika ürettiğine dikkat çeken Yıldız “ Fransa’nın banliyölerinden gelen gençler ile polisin arasında yaşanan şiddet olaylarının kökene inerek bu gelişmeleri anlayabiliriz. Devlet baskısı, ırkçılık, sosyal adeletsizlik ve banliyölerde sıkışan hayatlar bu gelişmelerin nedenleridir. 2017 yılında François Hollande hükümeti döneminde polisin ateşli silah kullanmasına ilişkin kurallar gevşetildi. Polislere 'itaatsizlik' tespit ettiklerinde ateş etme yetkisi verildi. O zamandan beri polis memurları tarafından öldürülenlerin sayısı beş kat arttı.” dedi.
POLİSİN ATEŞLİ SİLAH KULLANIMI GENİŞLETİLDİ
Fransa’nın varoşlarında yaşayanların sosyal ve ırksal dışlanmanın yanı sıra son dönemde polis şiddetiyle de artık bir patlama noktasına geldiğine vurgu yapan Yıldız, “ İşsizlik ve sosyal kesintiler, banliyölerde umutsuzluğa yol açtı. İnsan hakları örgütleri, özellikle 2017 yasasını ateşli silah kullanımına yönelik yasal çerçeveyi tehlikeli bir şekilde genişletilmesini eleştirdiler. Bundan önce, polis memurları ateşli silahları yalnızca kendi hayatlarını veya başkalarının hayatını korumak için kullanabiliyordu. Fransız solcu siyasetçi Jean-Luc Mélenchon haklı olarak yasanın kaldırılması çağrısında bulunuyor."diye ifade etti.
SOSYAL POLİTİKALAR DESTEKLENMELİDİR
Fransa Başbakanı Macron’un yaşanan olaylardan sonrası açıklamasını eleştiren Yıldız şöyle konuştu: “ Fransa'da son birkaç aylık dönemde, polis şiddeti aşırı derecede arttı. 14 Haziran 2023'te devriye polisleri, Angoulême'de bir araç kontrolü sırasında 19 yaşındaki Gineli Alhoussein Camara'yı vurarak öldürdü. Geçen Perşembe günü 54 yaşındaki bir adam, Fransız Guyanası'ndaki Cayenne yakınlarındaki protestolar sırasında ateşli silahla öldü. Yine Perşembe günü, Rouen yakınlarında bir genç süpermarketin çatısından düşerek öldü. Mont-Saint-Martin'deki polis baskınında genç bir adam ateşli silahların kullanılması nedeniyle yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor. Macron hükümeti, “ Sarı Yelekliler” “Emelilik Protestoları” “İklim Korunması Eylemleri” gibi protesto gösterilerde diyalog yerine şiddetli tercih ediyor. Bu çıkmaz yoldan dönülmeli tekrar halk için sosyal politikalar desteklenmelidir. “
