Yeniden Talibanistan

Afganistan’da yaklaşık 20 yıl süren emperyalist işgal sonrasında yeni bir çatışmalı sürecin başlayacağı şimdiden görünüyor. ABD ve NATO’nun ülkedeki en büyük askeri yapılanması olan Bagram Üssünün boşaltılması ve NATO askerlerinin büyük bir bölümünün ülkelerine geri döndürülmeleriyle işgalin resmi sonu başlatılmış oldu. Son NATO Liderler Toplantısında kararlaştırıldığı gibi, sadece başkent Kabil’de geçiş sürecini desteklemek ve havalimanını korumak için az sayıda NATO askeri bırakılacak. Bilindiği üzere havalimanını koruma görevi, 2001’den bu yana işgali destekleyen Türkiye’ye bırakıldı.

Ülke ise görüldüğü kadarıyla yeniden Taliban’a bırakılıyor. ABD öncülüğündeki işgal güçleri ve Taliban arasında uzun zamandır yürütülen »barış« görüşmelerinde yabancı terör gruplarının Afganistan’dan çıkartılması konusunda uzlaşma sağlanmıştı. ABD ve NATO açısından bu uzlaşı, işgalin hedefine ulaştığı söylemi için gerekli. Taliban’ın iktidarı yeniden tam ele geçirene dek bu uzlaşıya uyacağından hareket edilebilir. Sonrasında, ülkeyi tamamen kontrolü altına aldıktan sonra ise ne olacağı meçhul.

Kanımızca zaten önemli olan da bu değil. Bir kere NATO’nun ve ABD’nin Afganistan’a komşu ülkelerde ve bölgede konuşlandırdıkları İHA, SİHA ve özel birlikler, olası sorunları (!) hızlı müdahalelerle çözmek için hazır bekletilecekler. Kaldı ki, Brown University’nin hesaplamalarına göre 20 yılda sadece ABD’ne 2,26 trilyon dolara mal olan savaş ve işgal politikası yeni NATO stratejisi için gerekli görülmüyor. İkincisi ABD ve Avrupa kamuoyunda işgalin devam ettirilmesine karşı büyük bir kamuoyun tepkisinin oluştuğu uzun zamandır biliniyor. Üçüncüsü ve asıl belirleyici olan ise NATO güçleri ile NATO’ya üye olmayan müttefik güçlerin jeopolitik rekabetin gerekli gördüğü coğrafyalara yoğunlaştırılması zorunluluğudur.

G7-Zirvesi ve NATO Liderler Toplantısında görüldüğü gibi, ABD emperyalizmi Rusya Federasyonu ile Çin Halk Cumhuriyeti’ne karşı yürüttüğü saldırgan politikasına müttefiklerinin desteğini aldı. Biden yönetimi ustaca ABD emperyalizminin Rusya’yı kuşatma ve ÇHC’ni geri püskürterek etkisizleştirme stratejisini NATO stratejisi hâline getirebildi. Zaten Obama döneminden bu yana kalıcı ve pahalıya mal olan uzun süreli işgaller yerine, müttefiklerine görev devretme ve taşeron güçleri yetkilendirme ile Rusya Federasyonu ile ÇHC’nin etki alanı sayılan coğrafyalarda farklı çatışmalar ve ihtilaflar yaratma politikasını yerleştirmeye çalışan ABD emperyalizmi, Afganistan işgalini müttefiklerinin onayıyla sonlandırarak bu yolda önemli bir ilerleme kaydetmiş oldu.

Peki, geriye ne kaldı? 241 bin insan yaşamını yitirdi. Sadece son on yılda 7.800 çocuk öldürüldü, yaklaşık 18 bini sakat kaldı. 4 milyon insan yurt içinde, 3 milyon ise yurt dışında mülteci oldu. Yoksulluk oranı yüzde 60’ı aştı, ülke altyapısı olduğu gibi çöktü. Buna karşın işgalci güçlerin 2001’de gerekçe gösterdikleri hiçbir hedefe ulaşılamadı. Başarısız, dolayısıyla anlamsız olan bu savaş sonunda 2001 öncesi koşullar tekrar oluştu, yeniden Talibanistan kurulmuş oldu.