Almanya’nın Hamburg kentinde yaşayan gazeteci Hüseyin Murat Dörtyol, akciğer rahatsızlığı ve böbrek yetmezliği teşhisi ile tedavi gördüğü Reinbek hastanesinde, geçirdiği kalp ameliyatı sonrası yaşamını yitirmişti.

Avrupa Postası'nın can dostu, emektar gazeteci Hüseyin Dörtyol (73), sıkı önlemler gerektiren pandemi koşullarına ve iş günü olmasına rağmen, 7 Şubat Pazartesi günü Hamburg'da türkülerle sonsuzluğa uğurlandı. Dörtyol'un vefatına kadar en yakın arkadaşlarınden biri olan gazeteci Adil Yiğit'in duygu dolu konuşmasından ve cenaze töreninden kesitler...

İşte o konuşmanın tam metni:

Değerli Dostlar, Sevgili Can'lar, hepinize merhaba.

güneşli güzel bir günde emktar gazeteci Hüseyin Dörtyol'u sonsuzluğa uğurluyoruz.

Hüseyin Hoca'yı kelimeler ve sözcükler ile ifade etmek mümkün değildir. O'nu alçak gönüllü, mütevazi, hoşgörülü ve yardımsever davranışı ile hepimiz yakından tanıyoruz.

Hüseyin Dörtyol'u, arkasında bıraktığı güzellikler ve yaşama kattığı silinmez değerler ile her zaman özlemle anacağız.

Başta ailesi, akrabaları ve yakın dostları ile sevenlerinin başı sağolsun.

Aynı zamanda uzun seneler dirsek çürüttüğü, ömür verdiği gazetecilik mesleği için de, tüm basın camiasının başı sağolsun.

Dostlar, hepinizi Hüseyin Hoca icin 1 dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum 

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Anısını mücadelemizde yaşatacağız!

Hüseyin Dörtyol kardeşim, aniden kapını çalan bu ölüm sana inan ki, hiç mi hiç yakışmadı. 

Hani, hasretinden yanıp tutuştuğumuz ülkenin dağlarına bahar gelecek, zulmün kaleleri birer birer yıkılacak, bizler de omuz omuza halay çekerek, özgürlük türküleri söyleyecektik? 

Hüseyin Hoca'm, bizleri erken terk ettin. Toprağın bol, yıldızlar yoldaşın olsun. Seni sevgiyle ve özlemle anacağız!

Değerli Can'lar, sevgili Dostlar; izin verirseniz Hüseyin Dörtyol'u son ziyaretimi kısaca anlatarak bir konuya dikkat çekmek istiyorum.

Hastane sürecinde çeşitli kereler ziyaretine gittim. En son vefatından birkaç gün önceydi. Telefonla kendisini arayarak ziyaretine geleceğimi söyleyerek ne arzu ettiğini sordum.

 Yanıtı önce, "Oda da ziyaret yasak, ben dışarıya gelirim" dedi. Daha sonra da "Bana günlük gazete ile bulmaca gazetesi getir" 

Ben ise zaten gazeteleri almıştım ve kendisine yiyecek ve içecek konusunda sormuştum. Israrla tekrar sordum. Hoca'm ne yer ne içersin? bana söyle getireyim, dedim. 

"Hele Bergedorf'a gel beni bir daha ara, sana söylerim" dedi. Benim de aklıma Bergedorf'ta bir ara Almanca öğretmenliği yaptığı bir binanın girişindeki İmbis geldi, belki oradan birşey ısmarlayacak diye düşündüm.  

Ama yanılmışım.  Kendisini aradığımda, "bana sadece bisküvit getir" dedi. 

Bunu niçin mi anlatıyorum? Hüseyin Dörtyol, doğaya, insan yaşamına ve toplumsal sorunlara çok duyarlı bir kişiydi. 

Ama, kendi sağlığına zerre kadar dikkat etmeyen bir arkadaşımızdı. O anlamda diyorum ki, sağlık bizim için önemlidir. Sevgili Hoca'mı erken kaybettik, onun derin acısını yaşıyoruz.  Az önceki konuşmacı arkadaşın da ifade ettiği gibi Hoca, herkese yardımcı oldu ama kendi sağlığına dikkat etmedi.

Buraya gelen tüm dostlara tekrar sevgi ve saygıyla merhaba diyorum. Hoca'mın anısını ilelebet yaşatacağiz! Hoca'mı unutmayacagız! O'nu sevgiyle, özlemle anıyorum. Hüseyin Hoca, seni unutmayacağız!