1990'lı yıllarda Avrupa'da kurularak bugünlere evrilen Tutsakların Sesi Platformu (TSP), her 100 bin kişiden 355’i tutuklu olduğu oranla Avrupa Konseyi bünyesinde rekoru elinde tutan Türkiye'de politik tutsaklar için mücadele ediyor.
30 yıldır tutuklu kalan kişilerden sağlık sorunları nedeniyle tahliye bekleyenlere kadar birçok tutuklunun ve ailesinin destekçisi olan TSP; Türkiye cezaevlerindeki siyasi hükümlülere hukuki, maddi, kültürel yardımlarda bulunuyor.
Avrupa Postası'ndan Medine Durmann'ın sorularını yanıtlayan TSP sözcüsü Baki Selçuk ile Tutsakların Sesi Platformu‘nun faaliyetlerini, bugüne kadar neler yapıldığını konuştuk.
SOSYALİST BAKIŞ İLE DOLU BİR GEÇMİŞ
Medine Durmann - Sizi biraz tanıyalım kendinizden bahsedebilir misiniz? -
Baki Selçuk - 1979’da öğrenci olarak Almanya’ya geldim. Berlin’de yaşıyorum, evli ve iki çocuk babasıyım. Uzun yıllardır sosyalist bir kişi olarak farklı iş kollarında işçi olarak çalıştım ve aynı zamanda devrimci faaliyetlerimi sürdürdüm. Çalıştığım iş yerlerinde sendikal faaliyet ve işyeri temsilcilikleri görevleri yürüttüm. Bir süre dernek yöneticiliği yaptıktan sonra federasyon olarak AGİF ve sonrasında Avrupa çapındaki konfederasyon olarak AVEG-KON’un kuruluşunda ve yönetiminde yer aldım. Son iki yıldır Tutsakların Sesi Platformu’nun (TSP) sözcülüğünü yapmaktayım.
YAYINLARLA TUTSAKLARIN SESİ OLUYORLAR
Medine Durmann -TSP oluşum, kuruluş sürecini anlatabilir misiniz?
Baki Selçuk - TSP açısından politik tutsakları sahiplenme mücadelesinin temelleri Ağustos 1993’de Avrupa Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi’nin kuruluşu ile atıldı.
Bu çalışma Aralık 1997’de Avrupa çapında merkezi bir gönüllüler ağına dönüşüyor ve o dönemde tutsakların mücadelesini ve sesini Avrupa’ya taşıyarak, tutsaklara maddi ve manevi destek örgütlemek görevini önüne koyuyor. Bu dayanışma ağı, 1 Temmuz 1998’den Özgür Tutsaklarla Dayanışma Bülteni’ni çıkarmaya başlıyor.
Eylül 2015’den itibaren ise Tutsakların Sesi Platformu (TSP) adıyla çalışmasını sürdürüyor. Yayın olarak da Özgür Düş Postası adlı bülten düzenli çıkarılmaktadır.
İŞTE "F TİPİ" GERÇEĞİ
Medine Durmann - Türkiye’de neler oluyor? sık sık “Kuyu Tipi” Y ve S Tipi tek kişilik hücrelerde kalan tutsakların ağır koşullarından bahsediliyor?
Baki Selçuk - F Tipi hücre hapishanelerden sonra devreye konulan Y ve S Tipleri ve Yüksek Güvenlikli Hapishaneler, tecridi derinleştirmenin yanı sıra, yer seçimi ve mimarisi dahil fiziksel koşulları kendi başına pek çok hak ihlalinin nesnel zeminini oluşturan, insan haklarına aykırı ve insan sağlığına zararlı, tutsaklar açısından ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek hapishanelerdir. Her şeyin otomatik sistemle yapıldığı ve tutsakların gardiyanlar dahil hiç kimseyle iletişim kuramayacağı sistemle yapılmış.
GÜNDE 1-1,5 SAAT NEFES ALINIYOR
Tutsakların güneş görmeyecek şekilde ve tecrit odaklı yapılan ve “Kuyu Tipi” denilen Y ve S Tipi hapishaneler, tutsakların konulduğu hücrelerin pencerelerinin sık tel örgülerle kapatıldığı, ışık ve hava girişinin dahi kısıtlandığı, tutsakların günün 22,5 veya 23 saatini tek başına bu şekilde geçirmek zorunda olduğu yerler. Günde 1 veya 1,5 saat olarak müsaade edilen havalandırma ise hücrenin önünde değil, başka bir katta, daracık bir alanda üstü yine sık tel örgütlerle kapatılmış ve tutsağın tuvalet, su vb. hiçbir ihtiyacını karşılayamayacağı kuyuyu andıran yerlerde yapılmaktadır. Tutsakların anlatımlarına göre, banyo dahil her yer kameralarla izlenmekte. Tutsakların havalandırmaya giderken ve havalandırmada birbirini göremedikleri, tamamen sosyal izolasyona dayalı ve idarenin her türlü saldırısına ve keyfi uygulamalarına maruz kalabileceği bir düzenleme.
HAPİSHANELERDE BEBEK MAHKUMLAR!
Siyasi tutsakların hak ihlalleri çok boyutlu, kadınlar, hasta tutsaklar, LGBT+bireylerin özlük hakları, tahliyesi bilinçli ertelenen tutsaklar, gazeteciler gibi. Azımsanmayacak kadar bebek ve küçük çocuk olduğunu da biliyoruz cezaevlerinde.
2 BİN CİVARINDA HASTA TUTUKLU ÖLÜMÜ BEKLİYOR
İHD’nin Nisan 2022 tarihindeki tespitlerine göre hapishanelerde 651’i ağır olmak üzere 1517 tutsak bulunmaktadır. Ancak devletin son iki yıldaki tutuklama furyası ve hapishanelerdeki koşulları dikkate aldığımızda 2 bin civarında hasta tutsak olduğunu tahmin ediyoruz.
KEYFİ KARARLAR TAHLİYELERİ TIKIYOR
Tahliye engelleri de sürmektedir. Hapishanelerde 2021 yılının Ocak ayından bu yana yürürlükte olan İdare ve Gözlem Kurulu (İGK), denetimli serbestlikle tahliyesi gelen tutsakların infazını keyfi kararlarla 3 ya da 6 ay erteliyor. Bu ertelemeler bazı tutsaklara için 2 yılı bulabiliyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre, 2021 ile 2023 yılları arasında toplamda 384 tutsağın tahliyesi ertelendi.
Kadın ve LGBTI+ tutsaklar bu saldırıları fazlasıyla yaşamaktadır. Cinsel şiddet, bütün hücreleri gören kamera sistemiyle denetim, psikolojik şiddet vb. uygulamalar. LGBTI+ tutsakların hiçbir özlük hakkı tanınmamakta ve rastgele bölümlere/hücrelere konulmaktadırlar.
EN ACI TABLO!
Türkiye’de önemli sayıda çocuk nüfusu hapishanelerde büyümektedir. 2023 yılı sonu itibariyle anneleri ile kalan 0-6 yaş grubu çocuk sayısı 552 iken, 18 yaş altı/çocuk tutsak sayısı ise 2.882’dir.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerine göre; 2005 yılında 55.870 olan tutsak sayısı, 2 Mayıs 2024 tarihi itibari ile toplam kapasitesi 295.328 olan 403 hapishanede toplam 329.151 tutsak sayısına ulaşmıştır. Bu verilere göre kapasite fazlalığı 33.823’dür.
Türkiye, Avrupa Konseyi bünyesindeki ülkelerdeki hapishanelerdeki tutsak sayısının ve oranının en yüksek olduğu ülkedir ve her 100 bin kişiden 355’i tutsaktır. Bu oran Avrupa Konseyi ülkelerinde ise ortalama 117’dir.
DEMOKRATİK KURUMLARLA BİRLİKTE ÇALIŞMA
Medine Durmann - Hak ihlallerine yönelik çeşitli STK veya İHD şubeleri ve Hapishaneler Komisyon üyeleri ile yakın ilişkiler ve ortak çalışmalar söz konusu mu?
Baki Selçuk - Hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine dair çalışmalarımızda İHD şubelerinin ve hukuk örgütlerinin, THİV ve diğer demokratik kurumlarla ortak çalışmalarımızı geliştirme çabası içindeyiz. Bu kurumların yayınladıkları raporlar esas almaktayız. 18 Mart Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Günü vesilesiyle Mart ayında IHD İstanbul Şubesi ile Almanya’da yaptığımız paneller dizisi buna bir örnektir.
"TUTUKLU GAZETECİ KAMPANYALARININ DESTEKÇİSİ OLDUK"
Medine Durmann - Meşale Tolu, Adil Demirci, Deniz Yücel gibi Alman vatandaşı olan gazetecilere yönelik tutuklamalarla ilgili de birçok girişimlerde bulunuldu. Böylesi kampanyalarda ne tür deneyimler edindiniz ve yabancı uyruklu tutsak gazeteci var mı şu an Türkiye’de?
Baki Selçuk - Meşale Tolu, Adil Demirci, Deniz Yücel gibi Alman vatandaşı olan gazeteciler de saldırıların hedefi oldular ve belli bir süre rehin alındılar. Meşale Tolu kampanyasının örgütlenmesinde yer aldım ve kampanyanın basın sözcülüğünü yaptım. Adil Demirci kampanyasının içinde yer aldık, Deniz Yücel kampanyalarının da destekleyicisi olduk. Bu kampanyalardaki deneyimler şunu gösterdi. Uluslararası kamuoyu yaratmak ve bu gazetecilerin suçsuz yere hapsedildiğini kamuoyuna ve halklara anlatarak gerek Türk devleti üzerinde gerekse de Alman devletinin kendi vatandaşlarına sahip çıkması için baskı oluşturmak. Biz yürüttüğümüz rehin alınan gazetecilerin serbest bırakılması kampanyalarında aynı zamanda diğer tutsak gazetecilerin durumunu, sayısını vs. ve aynı zamanda hapishanelerdeki genel hak ihlallerini de gündemleştirip, faşizmi teşhir çalışmasıyla iç içe yürüttük. Şu anda yabancı uyruklu bir gazetecinin tutuklu olduğuna dair bir bilgiye sahip değiliz.
HAPİSHANELERDE TUTSAKLAR SANAT ÜRETİYOR
Medine Durmann - Cezaevlerinde edebiyat ve sanat alanında verimli üretimlere tanıklık ediyoruz. TSP olarak bu üretimlerin görünürlüğü için neler yapılıyor?
Baki Selçuk - Politik tutsaklar hapishanelerde üretmeye devam ediyor ve çok değerli eserler ortaya çıkıyor. TSP olarak edebiyat ve sanat alanındaki bu üretimleri hem bültenimizde tanıtmaya çalışıyoruz, hem de çok sık olmasa da okuma etkinlikleri düzenliyoruz. Ayrıca bu üretimleri Avrupa’ya getirerek dağıtımını da yapıyoruz belli oranda.
Özgür Düş Postası’nda bize ulaşan tutsak mektuplarını, karikatürleri, şiirleri, öyküleri vb. yayınlıyoruz.
-Okuyucularımız size nasıl ulaşabilirler?
Bize şu adreslerden ulaşmak mümkün:
Site adresimiz: www.prisonersvoice.org
Mail adreslerimiz: [email protected]