Türkiye'de kamuoyunda, uzun süredir Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı tartışılıyor. Sapla samanı birbirine karıştıran politikadan hiç anlamayanlar da tartışıp duruyorlar.
Tartışanların çoğunun politik bilinçten uzak ve daha da ileri giderek bir partinin iç işlerine dahi karışma yetkisini kendilerinde bulan kimi çevreler acaba neyi hedeflemektedirler? Kendi kendilerine gelin-güveyi olup, Millet İttifakı'nın göstermediği adaylar üzerinde kamuoyu yoklamaları dahi yapabiliyorlar. Bu aslında politikada etik olmayan bir metot ve yöntem anlayışıdır.
Bu tür davranış ve kamuoyundaki birtakım kişiliklerin, Millet İttifakı'na zarar vermekten başka bir amaçları yok.
Millet İttifakı zaman geçirmeden bu kısır döngüyü ve gereksiz tartışmalara son verecek adımlar atmalıdır.
Aday ne kadar erken belirlenirse o kadar faydalı olur ve seçmenin gözünde ve kamuoyunda tanıma imkânı bulur!
Cumhurbaşkanı adayı, seçim çalışmalarına ne kadar erken başlarsa o kadar yol kateder. Adayın kamuoyunda tanınması, programının neler olduğu vb. adımlar çok önemlidir.
Bu konuda adayın özelikleri ve neler yapması gerektiği üzerine biraz durmak istiyorum.
Aday, süreç içinde sadece kendi partisinin oylarını değil, tüm seçmenlerin oylarını almak için çaba gösterecektir.
Cumhurbaşkanı adayı, Türkiye'de yaşayan Kürtlerin ve diğer azınlıkların da adayı olduğunu söylemeli ve programıyla çözüm önerilerinde bulunmalıdır. Alevi sorunu, Kıbrıs ve Avrupa Birliği ile ilişkiler üzerinde açıklayıcı ve çözüm önerilerinde bulunmalıdır. Ermeni sorunu başta olmak üzere ülkede yaşanmış soykırımlar ile yüzleşmelidir.
Aynı zamanda gençlerin, kadınların, yoksulların ezilenlerin adayı olduğunu, söylemleri ve programları ile kanıtlamalı ve onları bu konularda ikna etmelidir.
Aday, düşüncesi ve temiz kişiliği ile örnek olmalıdır.
Bundan dolayı da ne kadar erken aday belirlenirse o kadar çalışma alanları genişler!
Seçim kampanyasının sağlıklı yürütülmesi için, gerekli zamana ihtiyaç olacaktır.
Diğer partilerin adayları ile polemik yerine, kendi seçim programını, seçmenin anlayacağı bir şekilde anlatabilme zeminini yakalaması önemlidir.
Seçmenin gözünde bir adayın neye dikkat etmesi gerektiği hususuna dikkat etmelidir. Ve onlara ters düşmemesi için her yönüyle dikkatli olması gerekir.
Adayın, topluma söyleyeceği söylemlerin çok iyi seçilmesi gerekmektedir.
Özgürce düşüncelerini ve programını seçmen kitlesine düzgün, arı bir dille anlatmalıdır.
Aday, başka politikacıları taklit etmeden, kendi duruşunu, kişiliğini ve bilgisini ön plana çıkararak seçmen kitlesine inandırıcı olmalıdır.
Siyasi vizyonunu, retorik kabiliyetini, seçim kampanyasında, seçmene çok iyi özetleyecek şekilde hareket etmelidir.
Bir Cumhurbaşkanı adayının vizyonuna sahip olmalıdır.
Cumhurbaşkanı adayının güçlü bir vizyona sahip oluşu, seçmeni mıknatıs gibi çekebilir. Somut ve olgusal değil, duygusal ve geleceğe hitap eden bir karaktere sahip olması gerekli.
Seçmen karşında anlatacağı konuları, duruşu, vizyonu, sosyal adalet anlayışı ve fikirleri özellikle somut olmalıdır.
Sosyal adalet politikasını, sadece partisinin üyelerine değil, özellikle diğer seçmenleri de içine alan orantılı bir şekilde sunmalıdır.
Bir adayın vizyonu, kendi taraftarları ve seçmenleri nezdinde ne kadar etkiliyse, rakip seçmenler içinde de o etkiyi göstermesi gerekir.
İnsanlar her zaman, adayların vizyon ve duygularına, gerçeklerden, verilerden ve taktiklerden daha fazla ilgi duymuştur.
Cumhurbaşkanı adayının ahlaki dürüstlüğü, doğruluk ve duruşu net şekilde sergilenmelidir.
Bunlar olmadığı ve dikkat edilmediği sürece; sonuca giden yolda inanırlık yitirilecek ve seçimde başarıya ulaşmak zorlaşacaktır.
Bu özelliklerden mahrum olan ve siyasi kariyerinde o noktaya kadar çok fazla olaya karışmış bir cumhurbaşkanı adayı, seçmenler nezdinde inandırıcılığını yitirir.
Güven, sağlıklı bir özgüven düzeyi cumhurbaşkanı adayı için başarılı bir adaylığın temel şartlarından biridir.
Bu nedenle adayın, siyasi mesajlarını inandırıcı bir şekilde insanlara ulaştırması için yukarıda sıraladığım özelliklere çok ihtiyaç vardır.
Sadece kendi seçmenini değil, rakiplerini de ikna etme gücüne sahip olmalıdır.