Sabahın köründe bilgisayarımın başına oturmuş, dolar ve avronun TL karşısında giderek artışının ekonomi üzerine etkilerini yazacaktım. Ama okuduğum bir haberi görünce önce bunu değerlendirmek gerekir diye düşündüm.
Erdoğan'ın baş destekçisi Akit gazetesinin yazarı „Abdurrahman Diligevşek“ yine döktürmüş. İşte haber...
„ Bu sabah DKÖP polisleri(Öğrendiğime göre bu polis timi yeni kurulmuş, görevi dolar ve Avro terörist çetelerine karşı mücadele etmekmiş!) İstanbul ve İzmit'te 5o terör merkezini basarak çetecileri suç aletleri olan dolar ve avrolarla birlikte yakalamıştır. Bu yeni terör örgütü bilindiği gibi silahlı terör örgütlerinden çok daha tehlikeli olup, kutsal hükümetimizi ve Reisi Cumhurumuzu yok etmek için uzun süredir çaba harcamaktaydı. Neyse ki, kahraman DKÖP polisleri uzun süredir takip ettikleri bu terörist çeteyi suç üstü yakalamıştır. Gözaltına alınan çete mensupları sevkedildikleri yine yeni kurulan DETYM (Yani Dolar ve Avro Törörist Çetelerini Yargılama Özel Mahkemeleri) Mahkemesi tarafından tutuklanarak cezaevlerinie gönderilmiştir. Bu terörist çetelerden birisinin çete reisi Hasan Özkaya „Kendisinin ülke ekonomisine katkısı olan büyük bir ERDA tekstil Holdinginin müdürü olduğunu, dolar çetesiyle bir ilgisi olmadığını söyleyerek kendisini „ savunmaya çalışmıştır. Ama işyerinde yapılan baskında çelik kasa için kilitlenmiş tam 10 milyon dolar bulunmuştur. Hasan Özkaya, „tekstil üretimi için gerekli makina parçalarını alabilmek için bu parayı kasada tutmak zorunda kalıyoruz,“ diye kendini savunmaya çalışsa da kimseyi ikna edememiştir. DETYM mahkemesi savcısı Hasan Özkaya için „ ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası“ talep etmiştir...“ Haber böyle devam edip gidiyor ve dolar , avro çetelerin karşı kahramanca verilen mücadeleyi anlatıyor.
Sabah gazetesinin haberi daha ilginç:
“ Sayın Reisicumhurumuz hemen her konuşmasında terör örgütlerinin ortak çalıştığını haklı olarak vurgulamaktadır. PKK,YPG ve DAEŞ birbirlerine silah yardımı yapmaktadır. Bu terörist örgütlerin yakalattığı silahlardan ortak çalıştıkları anlaşılmıştır. Son günlerde ise DEAŞ'la , Dolar ve Avro Terörist çetelerinin ortak çalıştığı yakalanan“ suç aletlerinden“ net olarak anlaşılmıştır. Dolar teröristlerinin, gerek fabrikalarında, gerek evlerinde, gerekse banka hesaplarında milyonlarca dolar ve avro yakalanmıştır. Ne gariptir ki, son günlerde yakalanan DEAŞ üyesi teröristlerinin evlerinden de bol miktarda dolar ve Avroya rastlanmıştır. Teröristlerin ortak çalıştıklarının bundan daha net bir ispatı olabilir mi?...“
Elbet bu haberler kurgu. Ama bir kaç gün içinde böylesi haberler duymamız bizi şaşırtmamalı. Ne dedi herşeyi bilen Reisicumhurumuz:
“ELİNDE SİLAH OLAN TERÖRİSTLE DOLARI, AVROSU, FAİZİ OLAN TERÖRİST ARASINDA HİÇBİR FARK YOKTUR.“
Niye bu kadar erken aramızdan ayrıldın sevgili Aziz Nesin? Sen şimdi yaşıyor olsaydın, her gün bir kitap yazacak kadar mizah malzemen vardı.
Doların yükselişinin nedeni Erdoğan yalakaları tarafından hemen bulunmuştu.
„Hükümet yurt içinde ve yurt dışında manipule edildiği için bu durum ortaya çıkıyor.“ Ah şu Türkiye düşmanı dış güçler, sizlerin bu manipulesi olmasa gül gibi yolunda gidecek ekonomimiz.
Bugün(12-01-2017) TÜSİAD'ın da toplantısı vardı.“ AB değerleri reddedilmemeli. Müttefiklerle birlikte çalışılmalı. Laiklik gibi cümleler kuruldu. Sanırım Sanayimizin devleri Erdoğan'ın son konuşmasını duymamışlardı, duymuş olsalar terörist çete üyesi olmaktan kurtulmak için, fabrikalarına, bankalarına koşar dolar ve avrolarını hemen Türk Lirasına çevirirlerdi.
Aslında doların sürekli değer kazanması en çok bedava „ döner yiyip, ayran“ içecek olanlara zarar verdi. Bilindiği gibi Türk lirası dolar karşısında son ayda yüzde on civarında değer kaybetti. Bedava döner yemek için o tarihlerde 1000 dolar bozduran vatandaş döneri bedava yedi ama bozdurmayıp bugüne kadar saklasaydı, kendi kesesinden onbeş yirmi döner yiyebilecekti.
Kusura bakmayın sevgili okurlar, ciddi bir ekonomik tahlil yapmak neredeyse olanaksız. Bir iki noktaya değineyim sadece. Türkiye üretimde yaklaşık yüzde 80 oranında ithal malı kullanıyor. Kimse bize TL karşılığında mal satmayı kabul etmiyor elbette. İthalat dolar bazında yapıldığı için doların pahalanması direk olarak maliyetlerin TL olarak yükselmesine neden olacak. Bu da çok kısa bir süre sonra zamlar ve yüksek enflasyon olarak vatandaşın cüzdanını saldıracaktır. Türkiye'nin her sattığı ucuz, her aldığı daha pahalı olacaktır. Sanayi de kullanılan enerjinin, petrolün hemen tümü dolar olarak alınıyor, bu alımların iç piyasada maliyetlerin artmasına, zamlara neden olmaması mümkün mü? Anlatılan öyküler traji komik olsada, durum çok ciddi. O anlı şanlı „dünyanın en güçlü, büyük ekonomilerinden birisi“ diye pompalanan ekonomi çöküşün eşiğinde. Bunu en kısa zamanda yaşayarak hepimiz göreceğiz.