AVRUPA

Telegram'ın CEO'su Pavel Durov Paris'te neden tutuklandı?

Popüler mesajlaşma uygulaması Telegram'ın CEO'su Pavel Durov, Cumartesi gecesi özel jetiyle Paris'in dışındaki Le Bourget Havaalanı'na uçtuktan sonra tutuklandı.

Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşlığına sahip olduğu bildirilen Rusya doğumlu Durov hakkında ülkede tutuklama emri bulunuyordu.

Reuters’ın haberine göre, Durov, Telegram'da moderatör eksikliği ve polisle işbirliği eksikliği nedeniyle çeşitli suçlara izin verdiği iddiasıyla yürütülen ön polis soruşturmasının bir parçası olarak tutuklandı.

Euronews'in Fransız basınından aktardığı habere göre ise, soruşturma Telegram'da dolandırıcılık, uyuşturucu kaçakçılığı, organize suç, terörizmin teşviki ve siber zorbalık iddialarına ve Durov'un uygulamanın suç amaçlı kullanımını engellemek için harekete geçmediği suçlamasına odaklanıyor.

Durov'un tutuklanması teknoloji camiasında ve internet özgürlüğü savunucuları arasında bir endişe dalgasına yol açtı.

Yaklaşık bir milyar kullanıcısı olan Telegram, gizlilik ve şifrelemeye odaklanmasıyla biliniyor. Bu özellikleri onu popüler ama aynı zamanda tartışmalı hale getirdi.

Sahibinin tutuklandığı haberlerine yanıt veren Telegram, Durov'un "saklayacak hiçbir şeyi olmadığını" ve platformun veya sahibinin söz konusu platformun kötüye kullanılmasından sorumlu olduğunu öne sürmenin "saçma" olduğunu söyledi.

Telegram'ın etkisi

Telegram, Facebook, YouTube, WhatsApp, Instagram, TikTok ve WeChat gibi devlerin yanında üst sıralarda yer alan önde gelen sosyal medya platformlarından biri haline geldi.

Etkisi özellikle Rusya, Ukrayna ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinde belirgin.

Rusya'nın Şubat 2022'de başlattığı Ukrayna'yı işgalinden bu yana Telegram, savaş ve çatışmayı çevreleyen siyaset hakkında filtrelenmemiş içeriğin ana kaynağı haline geldi, ancak aynı zamanda bir dezenformasyon kaynağı oldu.

Bazı analistler Telegram'ı, hem Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ve yetkilileri hem de Rus hükümeti tarafından yoğun olarak kullanılan bir "sanal savaş alanı" olarak tanımlıyor.

Bununla birlikte, Avrupa Birliği (AB) Dijital Hizmetler Yasası (DSA) gerekliliklerini hala karşılamayan uygulama, İspanya gibi bazı üye ülkelerde geçici olarak askıya alınmasına neden oldu.

Merkezi Dubai'de bulunan Telegram, mayıs ayında AB'deki yasal temsilciliği olarak Belçika'yı seçti.

Durov'un tutuklanmasının sosyal medya patronlarına etkisi

Rusya doğumlu Durov 2013 yılında kardeşiyle birlikte Telegram'ı kurdu.

Hükümetin, kurucusu olduğu VKontakte sosyal medya platformundaki muhalif toplulukları kapatma taleplerine uymayı reddeden Durov 2014 yılında Rusya'yı terk etti ve daha sonra bu platformu sattı.

Durov, Nisan ayında ABD'li gazeteci Tucker Carlson ile yaptığı bir röportajda Rusya'dan ayrılışını ve şirketi için Berlin, Londra, Singapur ve San Francisco'yu kapsayan bir ev arayışını anlattı.

Röportajda, "Birinden emir almaktansa özgür olmayı tercih ederim" diyen Durov, ifade özgürlüğü ve mahremiyete olan bağlılığını vurgulamıştı. (Euronews)

Sovyet Leningrad'da doğan ve St. Petersburg Devlet Üniversitesi'nden mezun olan Durov, siyasi görüşlerini "liberteryen" olarak nitelendiriyor ve Apple'ın kurucu ortağı Steve Jobs'tan ilham aldığını söylüyor.

Forbes tarafından 15,5 milyar dolarlık bir servete sahip olduğu tahmin edilen Durov, Nisan ayında bazı hükümetlerin kendisine baskı yapmaya çalıştığını ancak uygulamanın tarafsız bir platform olarak kalması gerektiğini söyledi.

Tutuklamaya karşı sosyal medya üzerinden sert tepiler dikkat çekti.

Ukraynalı yönetmen ve senarist Alexander Rodnyansky:

"Pavel Durov, hayatı boyunca ifade özgürlüğü konusunda ısrar etti. Hiçbir kısıtlama olmadan. Rusya'da bunun için neredeyse hapse girecekti ve şimdi kendini Fransa'da hapiste buldu. Yetkililerin Durov'a yönelik iddiaları geçerli mi? Evet, muhtemelen. Peki hapse girmeli mi? Bu tartışmaya açık bir konu. Herhangi bir hükümetin pozisyonlarını savunmak için çok sayıda aracı vardır — para cezaları, engellemeler, vb. Durov'un tutuklanması, kaçınılmaz olarak "Batı'da övülen ifade özgürlüğünüz nerede?" gibi bir şey söyleyecek olan Vladimir Putin'e bir armağandır."

Araştırmacı gazeteci Christo Grozev:

"FSB (Rusya Federal Güvenlik Servisi) ile özgür konuşma uğruna işbirliği yapmayı reddetmesi, ne yazık ki, Telegram'ın her türlü korkunç şey için kullanılmasını engellemek için herhangi biriyle işbirliği yapmayı reddetmesiyle tamamen ortadan kalktı. Bu onun seçimiydi. Birini yapmadan diğerini yapabilir miydi?"

Rus muhalif politikacı Alexey Privovarov:

"Rus bir işadamı, hangi pasaportu alırsa alsın, İngilizceyi ne kadar iyi öğrenirse öğrensin veya hangi yargı bölgelerinde yaşamış olursa olsun, dış dünyayı Rus bir işadamı olmadığına ikna etme şansı neredeyse yoktur. Bu anlamda, Durov'un davası, Rus yetkilileri desteklediği için kendisine uygulanan yaptırımların kaldırılması talebi yakın zamanda reddedilen Mikhail Fridman'ın davasına çok benziyor, ancak Fridman bunun böyle olmadığını birçok argümanla defalarca kanıtladı."

ABD'li gazeteci Tucker Carlson:

"Pavel Durov, hükümet sosyal medya şirketi Telegram'ı kontrol etmeye çalıştığında Rusya'dan ayrıldı. Ancak sonunda, halkın özgür konuşmasına izin verdiği için onu tutuklayan Putin değildi. Onu hapse atan, Biden yönetiminin müttefiki ve hevesli bir NATO üyesi olan batılı bir ülkeydi. Pavel Durov bu gece bir Fransız hapishanesinde oturuyor, hükümetlerin ve istihbarat teşkilatlarının emriyle gerçeği sansürlemeyi reddeden herhangi bir platform sahibine canlı bir uyarı. Karanlık, eskiden özgür olan dünyaya hızla çöküyor."