Birden fazla kişi ile sözlü yapılan diyaloğa sohbet denilir.
Peki Muhabbet nedir?
Muhabbet hazmetmektir. Bilgiyi hazmetmek.
Bilgi bir söz olabilir, 3 harfli bir 'söz' de bilgidir, 3 harften mürekkep söz üzerine ansiklopediler dolusu yazı yazılabilir.
Bilgi bir koku olabilir, örneğin yasemin kokusu, bir bilgidir, üzerine kitaplar yazılabilir.
Bilgi ses olabilir, örneğin başlangıç sesi, 'do' sesi bir bilgidir, tüm bilimler ve dinlerin tümünü kapsar, tüm do-ğumların başlangıcı olan do sesini anlamaya ve anlatmaya bir ömür yetmeyebilir.
Bilgi bir tat olabilir, örneğin elmanın tadı bir bilgidir, Kızıl elmadan, masallardaki elmadan, elmanın anavatanına, menarallerinden, kokusuna, kainatın işleyişine kadar sonsuz bir deryadır.
Atın kuyruğunun bir teli, koyunun kılı muhabbet konusu olabilir ve genetiğinden, mitolojisine tadına doyulmayacak muhabbet sebebi olabilir.
Muhabbet, mekan içinde geçer, atmosferi vardır, fonu vardır, fonunda akan müzik, sofrasında yenilen yemek, yemeğin yanında içilen dem vardır. Ve en önemlisi, muhabbette aşk vardır, aşk, yani şefkatli dokunuş, yani, baştan ordakileri kabulleniş, yani, ortak bir duygu, ortak bir amaç, ortak bir sevda, birlikte akan göz pınarlarındaki birer damla, damlanın denizindeki efkar vardır. Kardeşleşmek demektir muhabbet, yani birlikte büyümeyi, birlikte anlamayı, öğrenmeyi ve birbirini yukarı taşımayı erek edinmek.
Muhabbet esnasında sesler yükselebilir, heyecanlar doruğa çıkabilir, en ters görüşler ortaya sürülebilir. Elma'nın bir yanı yeşil ise öbür yanının beyaz veya kırmızı olduğunu iddia edenin de haklı olduğunu bilmektir.
Muhabbet bu ortamda, ruhsal hazımdır.
Muhabbet bilincin hazmıdır.
Muhabbet, kibirin hazmıdır.
Muhabbet egoların hazmıdır.
Nasıl elmayı dişlerimizle hazmetmeye başlarız, dilimizle tadını, burnumuzla kokusunu alırız, muhabbette de yar ile yaren arasında kokular, sesler, tadlar, sözlere kanat olur. Ruhlar birbirine karışmadan her biri kendi mecrasında akar, o tek bilgiyi ortak değirmende öğütür, un eder, yoğurur, pişirir.
İşte bu nedenle muhabbet bağında güller açılır.
Muhabbet bağında insan büyür, olgunlaşır, olur.
Muhabbetle insan kalıbı insanlıkla dolar, insan formu kazanır.
Muhabbetin en gelişmiş seviyesi, erenler cemidir.
Sözlü bilgi, sazlı bilgiye, ordan demli bilgiye, ordan er-demli bilgiye ve ka-demli bilgiye ulaşılır, turnaların kanadında semaya durur bilge, huma kuşu ile göklere vurur, bilgeliğe dönüşür, kalple duymaya, kalple konuşmaya, kalple görmeye başlanır
Muhabbetle ulaşılan seviye şifadır.
Ne hastalık kalır, ne stess, ne depresyon kalır, ne mani.
Bilgiyi hazmetmek kolay değildir.
Hazmedilmeyen bilgi ise, obezin tıkınması gibidir. Yalamatan yutulan, sadece ağırlık yapan, hazımsızlık ve ağrılara sebep olan bir yük.
Modern hayat, batı entelletüalizmi muhabbet bağını yıktı, viran eyledi. Üç kitap okuyan herkes kendini allamei cihan belledi, bildiği her bilgi elinde bir hançere dönüştü, ne sevgi, ne saygı, ne hürmet, ne dinlemek, ne anlamak hepsi yerinden edildi. Elindeki bilgiyi herkes ötekinin gözüne sokar, kalbine saplar oldu.
Muhabbetten geriye sadece malumatla dolu hazımsız birçok adam, para kasası gibi şişmiş egolar kaldı.
Bu kadar şişkin egoyla ne sohbet ve ne de muhabbet etmek mümkün olamaz hale haldi.
Eğer geleceğe yönelik bir toplum projesi oluşturacaksak, o toplumun adı muhabbet toplumu olmalıdır; yani muhabbet etmeyi bilen insanların ülkesi, cumhuriyeti.
Eğer bu uğurda yanyana gelip, elele vereceksek, önce sohbet etmeyi yeniden öğrenmemiz gerekecek.
Yani işimiz bu kadar sade, ve bu kadar zor.
Aşk ile.