mazhar fuat ozkan
Dünya bir alem oldu. 50 yıl önce NATO’ya hayır, 50 yıl sonra evet!
Sovyet döneminde İsveç tarafsızdı, Yeni Rusya döneminde NATO’dan yana.
Hoş görülebilir belki. İsveç’in son ciddi savaşı 200 yıl önce Rusya ileydi. Kırım Savaşı sırasında bile İsveç tarafsızdı. 1917 Devrimi bir anlamda İsveç’i rahatlattı diyebiliriz.
60’lı yıllarda Sosyal Demokrat yönetim altındaki İsveç’i Halk Demokrasilerine benzetenler bile çıktı. Zaten Palme de Vietnam’ı destekliyor diye vurulmadı mı? NATO’nun, hadi daha kibarca diyelim ABD’nin “derin kanalları” tarafından.
TC ise 70 küsür yıl önce “Sovyet tehditi” karşısında NATO’ya dahil oldu.
Şimdi Yeni Rusya döneminde ise aramız çok iyi. Zaten NATO işe yaradı ki, iki üyesi Kıbrıs’ı paylaşacağız diye neredeyse savaşa giriyordu.
Birisi İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine karşıymış…
Tam karşı mı bilmiyorum, emin değilim.
Önce şeriaten El Bahşiş!
Sonrası kolay!
Bir yoluna koyarız.
Belediyelerimizde olduğu üzere…
Vıy vıy..
Elbette karşı olunacak!
Sorumluluk biraz da 12 Mart darbesi 12 Eylül darbesi 28 Şubat darbesi 15 Temmuz karşı darbesinden sonra hala TC’ yi üye tutan Avrupa Konseyi ve NATO’ da değil mi?
Hiç olmazsa Avrupa Konseyi, Cunta döneminde AP Yunanistan’ı pışpışlamıştı. Yiğitliğe bk. sürmemek için Cunta “biz ayrıldık!” demişti.
Avrupa Konseyi Mart ayında Rusya’yı üyelikten çıkardı. Ukrayna saldırısı nedeniyle.
12 Eylül darbesine karşı Avrupa Konseyinden ihraç gündeme geldiğinde ise, Hayır! Hayır! diye ayağa fırlayanlar TC’li, partisi kapatılmış olan üyeler değil miydi?
O zaman beter olun… Bütün bunlara layıksınız!
Yazımı F. Kerimo’dan bir alıntı ile sonlandırayım:
“