Ülkemiz coğrafyasının önemli bir bölümünde, Kürtlerin yaşadığı, Kürt coğrafyasında savaş koşulları en ağır bir biçimde yaşanarak devam etmektedir.
AKP devleti ve Saray, arka-arkaya açıklamalarda bulunarak, 'savaşın devamlılığı' malumu ilan edilmektedir. Kürt coğrafyasında birçok il, ilçe, mahalle abluka altındadır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin güvenlik güçleri, TSK Türk Silahlı Kuvvetleri, Polis, Özel Tim, Çevik Kuvvet, birde buna Saray'ın denetimindeki özel kuvvetler, 'iddiası' eklendiğinde, AKP devletinin kendi halklarına karşı kirli ve kara bir savaşı yürüttüğü gerçeği ile karşı-karşıyayız.
Savaş dayatması koşullarında, karşılıklı olarak yüzlerce insanımızın kanı akıtılmakta, anaların gözyaşları dinmemektedir. Geleneksel devlet kaybedilen bu canların bir kısmı için sessizliğini koruyarak ve 'terör üsttür' açıklamalarıyla katledilmelerine göz yumulurken, kaybedilen bu canların, katliama uğrayan yaşamların önemli bir bölümü sivil insanlardan oluşmaktadır.
AKP devletinin zorlamalarla savaş alanlarına sürdüğü, 'güvenlik' güçlerinden insanların yaşamdan koparılmaları karşısında, hayatını kaybeden her can için, 'şehit' muamelesi yapılarak, devlet yanlısı medya organlarının da yardımıyla, manipülasyon alabildiğine ivme kazanarak ilerlemektedir.
Geleneksel devlet, AKP manipülasyonlarına, kara propaganda, kirli ilişkiler üzerine kurgulanan savaş, kan, gözyaşı, acı eklemeyi geri bırakmamaktadır. Ölümleri, 'şehitlik' önemli bir, 'değermiş' gibi pazarlanma fırsatını sunmaktan geri kalmamaktadır.. AKP bu pazarlamasını, ''şehitlik peygamber makamında sonra, en önemli makam'' olarak açıklayarak ölümü kutsamaktadır.
Geleneksel devlet aklı bazen, ''şehitlik mertebesinden dolayı, şehit aileleri mutlu olmalıdırlar'' diyerek ölümü kutsuyor, 'şehit sevici' davranışlarını sürekli kılmaya devam ediyorlar. Sormak gerekir? Madem, 'şehitlik, şahadet önemli' neden kendi çocuklarınızı, 'şehitlik mertebesine' 'şahadete' ulaşması için savaş alanlarına göndermiyorsunuz? Neden, 'şehit' olanlar sıradan halk çocukları? Savaşa, cepheye sürülen, hayatını kaybeden insanların, neden fakir fukara çocukları olduklarını açıklayabilir misiniz?
Konuya ilişkin bir anekdot düşelim; 2014 sonbaharı olması gerek, Almanya'nın Hamburg kentinde IŞİD mensubu olduklarını söyleyen tecavüz ordusu çete mensupları, oğlu IŞİD'e katılan bir ailenin zilini çaldıktan sonra, karşılarına gelen aile bireylerine şöyle derler; ''gözünüz aydın oğlunuz şehit oldu, şahadete ulaştı''.
Geleneksel devlet aklı ve AKP kurmaylarının deyimleriyle, benzerlikler ne kadar uymaktadır. Anlaşılan aynı çeşmeden su içip, aynı kaptan beslenmişler. Kendi ganimet savaşlarını, haklı ve meşru göstermek için katledilen ve yaşamdan koparılanlar için, 'şehitlik' payesi verilirken, TOKİ gibi kurumları devrede tutarak sermayelerini katladıklarını unutmayalım.
Sadece 7 Haziran 2015 sonrası süreçte yeniden başlatılan bu anlamsız ve kirli ilişkilere dayanan savaşın mağdurları 100 binleri aşan, yüzlerce insanın canına mal olan sürece sürüklenmiştir.
AKP devletinin, Saray'ın dayatması sonucu, yüzlerle ifade edilen sivil insan, yaşlı, kadın, çocuk, genç yaşamdan koparılmış, anaların gözyaşı, zılgıtları, acıları toplumumuzu derinden etkileyerek devam etmektedir.
Bizzatti AKP devletinin verdiği resmi rakamlara göre, yüzlerle ifade edilen güvenlik gücü yaşamını kaybetti. Yaşamlarını kaybeden güvenlik güçlerinin aile profilleri göz önüne alındığında, fakir-fukara, yaşama zorla tutunan, geçimlerini sağlamak için canlarını dişlerine takan toplumsal güçlerin parçası olduğu gerçeğini görmemek için, kör olmak öngörülebilir.
Geleneksel devlet, AKP iktidarı, Saray ülkede dayatmayla yaşatılan kirli savaşın, can kayıplarının bir bölümünü, 'şehit' ilan edilerek' ve ''şehitliğinse, çok yüksek makamlara'' ulaşmak gibi saçmalıkların topluma manipüle edilmeye çalıştığı bir süreçten geçmekteyiz.
Havuz medyası, yalakalar, AKP devleti, Saray tarafından kirli savaşın gölgesinde yaşamını kaybeden canların, 'devleti korumak' adına yaşamların sonlanmasından sonra, yüksek sesle, 'şehitler' methiyesi dizilerek, ölümler kutsanmaktadır.
Saray'ın, Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan'ın, konuya ilişkin açıklamalarını izlediğimizde, 'şehitliğin' ölümün kutsandığı, insanın aklına ziyan, insan aklı ile alay eden davranışlar olduğu gerçeğini gözlemlemekteyiz.
26 ocak 2016
E posta: aliekber.pektas@yoltv. eu
Face:aliekber.pektas