SAVUNMAK BİZE Mİ KALDI?

Gazetelerde çıkan habere göre Almanya yönetimi yıl sonundan başlayarak Türkiyelilerin mal varlığını araştıracakmış ve yapılan anlaşmaya göre de Türkiye yönetimi bu konuda bilgi vermek zorundaymış.

Almanya’da sürekli yaşıyor iseniz ve diyelim Türkiye’de geliriniz var ise, bunu maliyeye bildirmek zorundasınız. Almanya’da vergilendirme bu gelirden Türkiye’de ne kadar vergi alındığı dikkate alınarak yapılır ya da iki vergilendirme yapılmaz.

Bazı gazetelerde bu konuda iki garip kelime kullanılıyor: gurbetçiye tuzak.

Yıllardır Almanya’da yaşayanlara “gurbetçi” denilmesi tek kelimeyle komiktir.

İkinci kelime daha de enteresandır. Ne tuzağı? Yapılan yasal bir işlemdir ve herkes için geçerlidir. Farklı ülkelere dağılmış toplam geliriniz ne kadar ise, buna uygun vergi ödersiniz.

Bazı zengin Almanlar şöyle bir yol izlerdi: parasının yüksek bir miktarını İsviçre bankalarından birisine yatırır ve gelirini düşük gösterirdi.

Kapitalizm böyledir; satıcı ve müşteri daima birbirini bulur.

İsviçre bankalarında çalışan memurlardan bazıları Almanya kaynaklı paralarla ilgili bilgileri bir CD’ye kaydeder, ardından da Almanya’daki eyalet hükümetlerinden birisiyle pazarlık yapardı. Bu şekilde birkaç tane CD alındığını biliyorum. Bir tanesi için 500.000 Avro ödendiğini Alman gazeteleri yazmıştı.

Bu para ödeniyor çünkü o kişilerden tahsil edilecek cezalı verginin masrafı fazlasıyla karşılayacağına inanılıyor.

Bununla ilgili olarak “Almanlara tuzak” denilemez herhalde…

“Gurbetçiye tuzak” belirlemesi ise dolandırıcılığı savunmaktan başka şey değildir. Yakın geçmişte “Türkiye bilgi vermesin” doğrultusunda kampanya açan dernekler bile olmuştu. İyi ki de “bunun adı ırkçılıktır” filan dememişlerdi!

Vergi kaçırabilen kaçırsın, yakalanmadıktan sonra mesele yoktur. Ama hükümet vergi kaçakçılarını yakalamak için önlem aldığında ve bu amaçla da –mutlaka bir şeylerin karşılığında- Türkiye ile anlaştığında, bunu kınamak ya da “tuzak” diye nitelendirmek bize düşmez.

Belki de böyle yazanlar dolandırıcılığı savunduklarının farkında değillerdir.

Durum gerçekten böyle ise, bu da ayrı bir garipliktir.