Sevgili okuyucular,
Düşman saldırıyorsa, demek ki, doğru yoldayız. R.T. Erdoğan, Alevilere, Avrupa Alevi hareketine, AABK Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’na, haddi olmadığı halde saldırmaktadır. Bu bir gerçeğin ilamıdır. AABK doğru yoldadır.
Tüm, ‘eksikliğine’ rağmen, düşmanımızın dikkatlerini çekiyorsak, düşman salvo ateşlerine üzerimize püskürtüyorsa, bu demektir ki, haklıyız. Gittiğimiz yol, doğru bir yoldur. Bu yolda, ısrar etmemiz gerekir.
Başta, sevgili başkanımız Turgut Öker olmak üzere, AABK Kadroları, Avrupa Alevi hareketinin neferleri, hedefe ulaşmada ısrarcı oldukları, doğru yolda ilerlemelidirler.
Geçtiğimiz gün, Alman Cumhurbaşkanı Joachim Gauck Türkiye ziyaretinde bulunmuştu. Joachim Gauck OTDÜ kampusun de öğrencilere yönelik olarak açıklamalarda bulunmuştu. Bu açıklamada, Alevilerin ‘kendi ülkelerinde, özgürce inançlarını ifade edemediklerini’ vurgulayan cümlelerdir. Bu cümleler, başbakan R.T. Erdoğan’ı çileden çıkarmış olması gerek.
Başbakan R.T. Erdoğan kendi kapı kullarını topladığı grup toplantısında, üslupsuz, haddini aşan ifadelerle, Aleviler ve Avrupa Alevi hareketine, uygunsuz saldırılarda bulunmaktadır. Avrupalı Alevilerin için, “Almanya'da Ali'siz, ateist bir Aleviliğin yapısı”
var diyerek, kendince Alevileri kendi öz örgütlerine karşı, ‘kışkırtmayı’ denemektedir. Ama nafile! Başbakanın yalanlarını, iftiralarını bilen Aleviler, gülüp geçtiler.
Her şeyden önce, AABK bir inanç kurumu olduğunu her fırsatta ilan etmektedir. Tüzük ve programı, bir inanç kurumunun gereklerini yerine getirecek bir olgunluğa sahiptir. AABK aynı zamanda, demokratik kitle örgütüdür. Başbakanın iddia ettiği gibi, ‘bir avuç’ değil, tam tersine Dünyanın en büyük, kitlesel Alevi örgütüdür. Bu konudaki, cahilliğini başbakan ve danışmanlarına bırakıyoruz.
R.T. Erdoğan’ın, ‘alman devletinden yardım alıyorlar’ iddiasına gelince. Federal Almanya Cumhuriyeti, ülke sınırları içinde yaşayan farklı inançlara, aynı mesafede yaklaşmayı yeğlemektedir. Bu nedenle Federal Alman Cumhuriyeti kurum ve kuruluşları ile Alevi kurumlarının dönem-dönem bir araya gelip görüşmeleri olağandır. Ve olağan da, karşılanmalıdır. Almanya da, yaşamak zorunda kalan Alevilerin önemli bölümü, bu ülkenin vatandaşları durumundadır. Bir ülkenin, kendi vatandaşları ve ülkesinin ekonomisinde önemli rol oynayan farklı inançlardan insanlarla bir araya gelmesi, görüşmesi en tabii hakkıdır.
Olağan olmayan, Başbakan R.T.E’nin, ‘öküz altında buzağı araması’ bu durumu anlayamaması, demokrasi konusunda ki, kendi cahilliğindendir.
İnsan mantığını zorlarsa, beynini kiraya verirse, yeşil sermayenin çıkarını korumak için, kendini feda ederse, diktatörlüğe heveslenirse, sataşacak bir şey bulamaz.
Kendi ülkesinin değerlerini yağmalamak ve talan etmek gibi mesleğe sahipse, halklara, inançlara düşmanlığı içselleştirmişse, yapacak, 'bir şey yok' demektir. Buna karşı direnmek ve dik durmaktan başka; diktatör karşısında!
Acizliğin verdiği hırsla, Avrupa Alevi hareketine saldırması boşuna değildir. Korku ve telaş içindedir. Bir atasözü vardır, ''düşmanınız size saldırıyorsa, doğru yoldasınız demektir.''
Avrupa Alevi hareketi, doğru yolda olduğunun bilincindedir. Bu nedenledir'ki, R.T. Erdoğan, fütursuzca saldırmaktadır. Korkunun ecele faydası yok, diktatörlük hevesiniz boğazınızda kalacaktır.
Aleviler büyük lokmadır. Yiyemeyeceksiniz! Rüyalarınıza konuk olacaklar, kâbusunuz olacaklardır. Bochum senderumu henüz hafızlarımızdadır. Yeniden, size bir başka senderum yaşatmak boynumuza borç oldu.
Hodri meydan,' buyurun' Almanya'ya gelin, biz hazırız, sokakları size dar etmeye!
Avrupa’nın kentleri, sokakları sesinizin kısıldığı alanlar olmazsa, Aleviler bu söylediklerinizi belki, ‘hak’ eder. Ben inanıyorum ki, AABK, Avrupalı Aleviler, sana yeterli dersi verecek donanıma sahiptirler.
Karşınızda, tarihte; Yavuz’dan, Ebussuhuud Efendi’nizin katliamlarına ve bütün zalimliklerine rağmen, dik duranların torunları, pir Sultanların direniş ruhunu rehber edinenler bulunmaktadır.
30 Nisan 2014
Twitter: AliekberP
Facebook: aliekberpektas