Fulya OMAÇ / İZMİR

Yaz ayları eğlenmek, dinlenmek ve aileyle zaman geçirirken zihinleri de biraz rahatlatmak için en keyifli mevsim. Fakat, aşırı sıcak hava, fazla terleme ve hijyen koşullarındaki olumsuzluklar sebebiyle jinekolojik problemlerin de daha sık görüldüğü bir dönem.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Basri Yılmaz ile Alsancak’taki muayenehanesinde siz değerli okurlar için tüm kadınların sağlığını yakından ilgilendiren ‘Sağlıklı bir kadın olabilmek için nelere dikkat edilmesi gerektiğini, Pandemi döneminde en sık görülen kadın hastalıklarını, sıcaklığın yanı sıra havuz, deniz ve spor salonları gibi alanlarda oluşabilecek jinekolojik hastalıkları, bunlardan kaçınmak için neler yapılması gerektiğini, alınacak önlemleri, Normal doğum mu? Sezaryen mı? ikilemini, Kadın sağlığını etkileyen faktörleri, uzmanlık alanı Laparoskopik Cerrahi’nin kadın hastalıkları üzerinde hangi alanlarda uygulandığı gibi kadın sağlığına dair birçok konuyu konuştuk. Dr. Yılmaz, kadınlara bir şikayetleri olsun veya olmasın yılda bir kez jinekolojik muayene, pap-smear testi, ultrason ve gerekli kan testlerini yaptırmalarını öneriyor.

1 - Öncelikle kısaca özgeçmişinizden bahseder misiniz?

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldum. İstanbul da kadın doğum ihtisasını takiben Amerika Harvard Tıp Fakültesi Brigham and Women Hospital’de, Belçika Brüksel’de tüp bebek, laparoskopi lazer cerrahi ve Almanya’da robotik cerrahi alanlarında üst ihtisaslar yaptım. İstanbul da uzun yıllar çeşitli hastanelerde çalıştıktan sonra İzmir’de Urla ve Çeşme Devlet Hastanelerinde çalıştım. Şimdi İzmir Alsancak ta kendi kliniğimde hastalarıma hizmet vermekteyim.

2- Tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid19 pandemisi insan sağlığını tehdit etmeye devam ederken, bu dönem kadın sağlığını da oldukça etkiledi. Birçok kadın sağlıksal bir sorun yaşasa bile bir hekime gitmekten çekindi. Son bir yılda en sık görülen kadın hastalıkları hangileriydi?
Pandemi süreci, birçok hastalığın tedavi ve takibinde, koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinde ciddi aksamalara yol açtı. Sağlık Bakanlığı tarafından 30-65 yaş arası kadınların beş yılda bir rahim ağzı kanseri açısından smear yapılarak taranmaları ön görülmüştü. Bu kadın sağlığı açısından koruyucu ve önemli bir şeydi. Pandemide bu taramalar ciddi oranda aksadı. Pandemide erkekler evde olduğundan, kadınlar korunamadı, istenmeyen gebelikler çok arttı. Hamileler ve yeni doğum yapmış kadınlar bu süreci oldukça sancılı geçirdi. Çünkü Covid-19 döneminde kontrolleri biraz açmak durumunda kalındı. Pandemi sürecinde stres, hızlı kilo alıp verme, aşırı egzersiz yapma, doğum kontrol hapı kullanımı ve rahim içi araçlar gibi nedenler adet düzensizliği sorunlarına neden oldu. Bu dönemde fazla dikkat edilmeyen adet gecikmesi rahatsızlığı gerekli tedavi yapılmazsa ilerleyen dönemde çok farklı sonuçlar doğurabilir. İnfeksiyonlar, kist ve miyom gibi hastalıkların teşhis ve tedavisi bir süre ötelendi. Pandemi ile geçen bir yılık süreçte tanı konulmamış veya hekime gidilmediği için tedavisi ötelenmiş hastalıklar kronik hale geldi veya hastalık varsa ilerledi.

3- Kadın doğum açısından sağlıklı bir kadın olabilmek için nelere dikkat edilmeli?

Kadın hastalıklarından korunmak ve kaliteli bir yaşam sürmek için bu konuda bilinçli olmak ve düzenli jinekolojik kontrollerden geçmek büyük önem taşıyor. Özellikle senede bir kez yapılacak jinekolojik muayene ve beraberinde yapılan testler, başta kadın kanserleri olmak üzere pek çok ciddi hastalığın erken dönemde teşhis edilmesini sağlıyor. Genç kızlar cinsel aktif dönem öncesi serviks kanserinden korunmak için HPV infeksiyonlarına karşı aşı yaptırmalı, kürtaj olmaktan kaçınmak için doğum kontrol yöntemleri konusunda gerekli eğitim almalı. Hastalıkların erken tanı ve tedavisi için yıllık kontroller sırasında smear, ultrason ve gerekli kan tahlilleri yaptırılmalı. Menapozal dönemde ise bunlara ilaveten mamografi ve kemik ölçüm, hormon tedavisi dikkate alınmalı. Gebe hastalar gebeliğin üçüncü, dördüncü ve beşinci aylarında ikili üçlü test ve ayrıntılı doppler ultrason, şeker ve tansiyon takibi yaptırmalıdırlar.

4 - Çeşitli yaş gruplarına göre kadınların yaptırması gereken periyodik kontroller hangileridir?

Şikayeti olsun olmasın her kadın yıllık ultrason eşliğinde jinekolojik muayene, kan tahlilleri, smear ve meme muayenesi için doktoruna başvurmalıdır. Mamografi 50 yaşından itibaren 2 yılda bir, sonrasında her sene yapılmalı. Menopoz öncesi: 45-50 yaş aralığında kemik yoğunluğu ölçümü yapılmalı, daha sonra 2-3 yılda bir tekrarlanmalı. Diğer tüm kontroller 18 yaşından itibaren yılda bir kez yapılmalı. 20 yaşından sonra ayda bir kez kendi meme muayenesi önemlidir. Ele gelebilecek herhangi bir kitle ya da normal olarak karşılanmayan bir durumda vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır. Hayat boyu meme muayenesi ve kontrolleri düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Özellikle genetik geçişli olabilen meme kanserinde erken teşhis ile yüzde yüze yakın başarı sağlanabilmektedir. Meme kanserinin tanısında çok önemli bir yere sahip olan mamografi 40 yaşından sonra tarama amaçlı mutlaka çektirilmeli ve doktorun öngördüğü sıklıklarda düzenli olarak yaptırılmalıdır. Cinsel aktivite başladıktan ya da her kadın 18 yaşına girdikten sonra yılda bir kez uzman doktora gitmelidir. Kadın kanserlerinin bazı türleri açısından rahim ve yumurtalıkların incelenmesi erken teşhis açısından hayati öneme sahiptir. Smear testinde, rahim ağzına sürülen küçük bir fırça yardımıyla alınan hücreler incelenir. Bu test sayesinde rahim ağzı kanseri erken dönemde teşhis edilebilir. Kadınlarda ilerleyen yaş kemik erimesi riskini de beraberinde getirebilmektedir. Bu durum da hareket kabiliyetinin kısıtlanmasından kırıklara kadar gidebilmektedir. Sağlıklı kadınlarda kemik yoğunluğu ölçümünün menopoz döneminde yapılması gerekir, kemik erimesi riski olan özel gruplarda daha erken yaşlarda yapılabilir.

5 - Kadın sağlığını etkileyen faktörlerden biri de rahim ve rahim ağzı kanserleri. Bu kanserler için risk faktörleri nelerdir? Belirtileri ve nedenleri?

Rahim ve rahim ağzı kanserleri kadınların yaşam kalitesi ve süresini düşüren önemli bir sağlık problemidir. Kadınlarda 40’lı yaşlardan itibaren risk artmaktadır. Geç menopoz, hipertansiyon, diyabet, obezite, erken ergenlik ve yıllarca süren yumurtlama olmaması ile tek başına östrojen ilacı almak rahim kanseri için risk faktörleri olarak sayılabilir. Erken yaşta cinsel ilişki, çok eşlilik, cinsel yolla bulaşan AIDS ve HPV gibi hastalıklar, sigara içmek rahim ağzı kanseri için risk faktörleri arasındadır.

Serviks kanseri kadınlar arasındaki en ölümcül kanserdir. Erken tanı çok önemlidir. Servikal kanserin nedeni HPV’dir. Adet arası kanama, cinsel ilişki sonrası kanama ya da menopoz sonrası kanama, vajinal akıntı, normalden daha fazla kanama olan ve daha uzun süren adet dönemleri, iştah kaybı, yorgunluk, bitkinlik, kemik ağrısı ve kırıklar gibi belirtiler verir. Erken evrelerinde tipik belirti yoktur. Oldukça yavaş gelişir, böylece belirtisiz dönem yıllar sürebilir. O bakımdan pap smear testi çok önemlidir. Bu testte hücrelerin tespit edildiği evre yüzde yüz tedavi edilebilir evredir. Erken yaşta ilişki, fazla sayıda partner, sigara içimi, AIDS riski arttırmaktadır. 7 veya daha fazla hamilelik geçiren kadınlarda ve 5 yıldan uzun süre doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda da serviks kanseri riski fazladır. Düzenli smear taraması ile bireysel risk yüzde 90 azalır. HPV aşısı ve prezervatif kullanımı bu kanserden korunmak için önemli etkenlerdir.

6 - O halde Pap - smear testi için hayat kurtarır diyebilir miyiz? Test hangi aralıklarla hangi yaştan itibaren yapılmalı?

Elbette, çünkü rahim ağzı kanserlerinin erken tanısı için çok önemlidir. Pap - smear uygulaması servikal kanserden ölüm oranını yüzde 70 azaltmıştır. Ayrıca endoservikal ve endometrial anormaliteler, mantar ve trichomonas vaginalis gibi enfeksiyonlar bu test sonucunda görülebilir. 18 yaş üstündeki seksüel aktif kadınlar yıllık servikal smear uygulaması yaptırmalıdır.

7 - Yaz aylarında deniz, havuz, fazla sıcak, havasız kalma gibi sebeplerden kaynaklanan pek çok kadın hastalığı baş gösterebiliyor. Bu aylarında daha sık görülen kadın hastalıkları başlıca hangileridir?

Yaz dönemi en sık görülen kadın hastalıklarını adet düzensizlikleri, vajinal enfeksiyonlar ve bunların sebebiyet verdiği vajinal akıntılar, doğurganlık çağındaki kadınlarda çok sık görülen miyomlar ve yumurtalık kistleri olarak sıralayabiliriz. Yaz döneminde başta hamile kadınlar olmak üzere, tüm kadınlar hastalıklarla karşı karşıya kalıyor. Bu dönemde sizin de dile getirdiğiniz gibi özellikle güneş, havuz ve denizin etkisiyle bazı hastalıklarda artış görülüyor. Bu hastalıkların başında ise vajina iltihabı geliyor. İdrar Yolu Enfeksiyonu, Sistit, Vajinal Mantar Enfeksiyonu, Bakteriyel Vajinozis ve Trikomonas Enfeksiyonları da sıcak yaz günlerinde kadınların sağlığını tehdit eden hastalıklarda ilk sıralarda. Vajinanın doğal florasını bozan etkenlerden biri de birden fazla partner ile beraber olmak, oral ya da anal ilişki kurmak. Bu durumlar enfeksiyon riskini artırabiliyor. Bakteriyel ve parazitik enfeksiyonlarda ve bazen sık tekrarlayan enfeksiyonlarda eşin de tedavi edilmesi öneriliyor. Erkeklerin herhangi bir şikâyetleri olmaması nedeniyle tedaviyi reddedebiliyorlar ancak erkeğin de tedavi olması tedaviyi kalıcı hale getiriyor ve süresini kısaltıyor.

8 - Bu hastalıkların belirtileri nedir ve tedavi edilmezse oluşabilecek riskler nelerdir?

Vajinal enfeksiyonlar vajinada kaşıntı, yanma, akıntı ile kendini gösteren rahatsızlıklar genellikle hijyene yeteri kadar önem verilmediği ve ıslak mayoyla uzun süre kalındığı için oluşuyor. Havuz ve denize sıkça girilmesi nedeniyle bakterilere daha çok maruz kalınması sonucu yaz aylarında görülme sıklığı daha da artan ‘İdrar Yolu Enfeksiyonu’nun en tipik belirtileri ise, idrar sırasında veya sonrasında ortaya çıkan yanma hissi. Sık idrara çıkma isteği, karın alt bölgesinde ağrı ve rahatsızlık hissi, karında şişlik, bulanık ve kokulu idrar da diğer belirtilerin oluşturuyor. Tanı konulması ve tedavisi kolay olmakla birlikte, eğer ihmal edilirse ciddi böbrek enfeksiyonlarına neden olabilir.

9 - Mantar enfeksiyonlarının yaz aylarında daha sık görülmesinin nedeni nedir?

Mantar sıcak, nemli, ıslak, terli ve kapalı vücut bölgelerini sever. Havaların ısınmasıyla birlikte bu şartlar mantarlar için fazlasıyla sağlanmış oluyor. Havuz suyundaki klorun vücuttaki yararlı bakterileri öldürmesi sonucu mantar hücrelerinin aktif hale gelmesi ve ıslak mayo le durmak mantar enfeksiyonunun en önemli sorumlularından. Kadınlarda sık rastlanan diğer bir vajinal enfeksiyon, kandida türü mantarlar. Kadınların yüzde 75’i hayatında bir kere mantar enfeksiyonu geçiriyor, yüzde 50’si bu durumla birden fazla kez karşılaşıyor. Mantar enfeksiyonu genellikle başka yerden bulaşmaz. Kadının kendi normal vajinal floralarında bulunan mantar hücreleri çeşitli nedenlerle vücut direnci düştüğünde çoğalıp aktif hale gelerek vajinit oluştururlar. Bunun sonucunda aşırı kaşıntı, genital bölgede batma, yanma, idrar yaparken yanma, akıntı gibi yakınmalar gelişir ve bazı kişilerde de cinsel ilişki sırasında yanma ve acıma hissi olur.

10 - Yaz aylarında daha sık görülen başlıca kadın hastalıklarından biri olan ‘Bakteriyel Vajinozis’ hakkında biraz bilgi verir misiniz? Tedavi edilmediği takdirde ne tür problemlere yol açar?
Bakteriyel Vajinozis; vajinada doğal olarak bulunan ve laktobasil adı verilen yararlı bakterilerin azalması nedeniyle vajinal PH’ın bazik yöne kayması sonucu oluşan enfeksiyonlardan biri. Hijyenik olmayan umumi tuvaletlerden gardnerella vajnalis isimli mikrobun bulaşması nedeniyle gelişebildiği gibi, havuzdaki klorun vajinanın ph değerini değiştirmesine bağlı olarak da ortaya çıkabiliyor. Genellikle kötü kokulu grimsi akıntı ve kaşıntıyla kendini gösteriyor. Özellikle adet döneminde ve cinsel ilişkiden sonra koku daha da belirginleşiyor. Tedavi edilmediği taktirde bu lokal vajinal enfeksiyonlar yukarı genital sisteme yani rahim, yumurtalıklar, karın içerisine çıkıp daha ciddi yumurtalık iltihaplarına kadar varan problemlere yol açabilir.

11 - Trikomonas Enfeksiyonları?
Trikomonas, çoğunlukla cinsel yolla bulaşan bir parazit. Uygun koşullarda dış ortamda birkaç saat canlı kalabilmesi nedeniyle havuzlardan, hamam le saunalardan ve havlulardan da bulaşabiliyor. Kötü kokulu, sarı-yeşilimsi köpüklü bol vajinal akıntısı ile vajinada kaşıntı en sık görülen belirtisi. Bunun yanı sıra cinsel ilişkide yanma, batma ve acı gibi sorunlar da gelişebiliyor.

12 – Kadınları en rahatsız eden Mantar hastalığından nasıl korunulur?
Mantar enfeksiyonu için; havuz yerine deniz tercih edilmeli, deniz kenarında ıslak mayo le uzun süre kalınmamalı, dar kıyafetler (dar şortlar, pantolonlar) giymekten kaçınılmalı. Terletmeyen, kolay hava alan kıyafetler tercih edilmeli. Sıcak nedeniyle nem artıracağı için naylon yerine pamuklu iç çamaşırını tercih edilmeli. İç çamaşırları 60 derecede yıkanıp, ütülenmeli. Sabah ve akşam iç çamaşırı mutlaka değiştirilmeli. Günlük tuvaletin ardından genital bölge suyla temizledikten sonra bir peçeteyle iyice kurulanmalı. Mümkün olduğunca günlük ped kullanmamaya özen gösterilmeli. Kullanılması gerektiğinde yüzde 100 pamuklu olanları tercih edilmeli ve sık sık değiştirilmeli. Adet döneminde kullanılan vajinal tampon ve pedlerin sık aralarla değiştirilmesi de unutulmamalı..

13 – Peki, İdrar Yolu Enfeksiyonu’ndan, Sistit’ten ‘Bakteriyel Vajinozis’den ve Trikomonas Enfeksiyonları’ndan nasıl korunulur?
Bol bol su içilmeli, idrar kesinlikle tutulmamalı, tuvalet sonrası temizliği önden arkaya doğru yapmaya özen gösterilmeli, hijyeninden emin olunmayan havuza girilmemeli. Ayrıca havuza nispeten daha tenha olan sabah erken saatlerde girilmesi enfeksiyon riskini azaltır. Havuza girmeden önce ve havuzdan çıktıktan hemen sonra idrar yapılıp, duş alınmalı. Klozete oturmadan sifon çekilmeli. Cinsel ilişki sonrası 10 dakika içinde idrar yapılmalı. Adet döneminde tamponla da olsa havuza girilmemeli. Denize girilebilir, ancak denizden çıkar çıkmaz tampon değiştirilmeli. Trikomonas Enfeksiyonlarında en etkin korunma yöntem kondom (prezervatif) kullanmak.

14 - Vajinal Mantar Enfeksiyonu, Bakteriyel Vajinozis, İdrar Yolu Enfeksiyonu ve Trikomonas Enfeksiyonlarında tedavi nasıl?
Mantar enfeksiyonun tedavisinde anti-mikotik ilaçlar kullanılıyor. Bazı hastalarda dirençli mikroorganizmalar gelişebiliyor ve bu durumda mantarın türünü tespit etmek, tedaviyi buna göre yönlendirmek gerekiyor. Dirençli vakalarda ve sık tekrarlayan enfeksiyonlarda ise periyodik tedaviler uygulanması gerekiyor. Bakteriyel vajinozda etken maddesi metronidazol olan antibiyotiklerden yararlanılıyor ve tedaviler bir hafta sürebiliyor. Trikomonas tedavisinde ise uygun antibiyotikler kullanılıyor.

Meslek hayatında yaklaşım 10 bin doğuma giren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Basri Yılmaz, yeni bebeğin dünyaya gelmesine yardım ediyor

15 - Bugüne kadar yaklaşık kaç doğuma girdiniz? Normal doğum mu? Sezaryen mı? Doğum sonrası iyileşme süresi ve iki doğum arası süre ne kadar olmalı?

Binlerce bebeğin dünyaya gelmesine yardım ettim, yaklaşık 10 bin doğuma girdim. Onları ilk kez ben kucakladım ve annelerine teslim ettim. Anne veya bebeğin sağlığı açısından mutlaka sezaryen yapılması gereken tıbbi durumlar dışında doğum, normal vajinal yoldan olmalıdır. Günümüzde sezaryenle doğum oranında görülen artış nedenleri incelendiğinde gebelerin doğum ağrısı çekmek istememeleri, eğitim, çalışma hayatı ve ekonomik zorluklar nedeniyle kadınların ileri yaşlarda doğum yapmak istemeleri, cerrahi ve anestezideki modern ve ileri tekniklerin uygulanması ile daha başarılı sonuçların alınması sezaryen ile doğum olayını artırdı. Doğum sonrası iyileşme 6 hafta. Doğumlar arası süre ise 2 yıl olmalıdır.

16 - Laparoskopi (kapalı ameliyat) lazer cerrahi ve robotik cerrahi sizin ihtisas alanınız aynı zamanda. Bu konu hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne tür avantajı var açık ameliyata göre?

Dünyanın ileri merkezlerinde jinekolojik ameliyatlar robotik cerrahi ve laparoskopik cerrahi ile yapılmakta. Bu yöntemle ameliyat izi çok küçük, hasta kısa sürede ayağa kalkmakta ve işine dönmektedir. Bu yöntemle miyomlar, yumurtalık kistleri, tüplerin bağlanması, kısırlık, rahim alma, idrar kaçırma ameliyatları hastanemizde yapılmakta.

Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyorum, son olarak eklemek istedikleriniz ve kadınların erken dönemde hastalıkların fark edilebilmesi için önerileriniz?

Ben teşekkür ederim. Sağlık ertelenmeyen bir ihtiyaçtır. Erken tanı çok önemli, herhangi bir şikayet olmasa bile yılda bir jinekolojik muayene, ultrason ve meme muayenesi yaptırmalıdır.