Parsellenen ‘cennet!



Sevgili okuyucular,

Parsellenen ‘cennet’! Ülkemizin sahibi olduklarını zanneden, ‘efendiler’ ülkeyi parselleyerek yetim hakkı yedikleri yetmiyormuş gibi, ‘cenneti de’ parselleyerek, yağmalamak istiyorlar.

Aslında, yağmalamak istedikleri, ‘cennet’ onların olsun, yerküredeki toplumların gönlünde oluşturdukları cennet bizlere yeter.

18 Mart üniversitesi rektörü, pimli faşist Sedat Laçiner bir açıklamasında, Şii ve Alevileri hedef alan bir gaf yumurtlamıştır. (Yumurtlama betimlemesiyle, tavuklara hakaret ettiğimi de, burada belirtmek isterim.)  

Sedat Laçiner’in “İnsanın Şii olması Hıristiyan olmasından kötü. Çünkü Hıristiyan nihayetinde ehli kitaptır. Üç dinden bir tanesidir. Allah onu selamete de erdirebilir. Belki cennete de koyabilir. Şiide, Alevide sapkınlık var, onda dini bozmaya çalışmak var. Şiiler ve Aleviler cennete gidemez” 

Anlaşılan Laçiner ‘cenneti’ tümüyle kendine ve kendi gibi düşünenlere parsellemek peşinde. Başkalarının, ‘cennete’ ortak olmasını istememektedir. Aslında Sedat Laçiner’le, değil ‘cennete’ yerküredeki yaşamda dahi, aynı ortamı paylaşmak, aynı havayı solumak dahi insana zuldür.

Düşünün insanlarım bir bölümü dünyaya insan merkezli, canlılara değer veren, her canlının yaşam hakkını kutsal sayan bir inanca sahipler.

Birileri de, inandıkları tanrıya şirk koşan, kendisi gibi düşünmeyenleri, ‘cezalandırmasını’ isteyen, hatta ‘cennetinden’ mahrum etmesini isteyenlerin varlığı. Anlaşılan Laçiner bu varlıklar arasında sadece ayrıntı, ama fikir fukarası olarak yer alacak bir ayrıntı olması gerek.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi kendisi gibi düşünmeyen ve inanmayanları, ‘sapkınlıkla’ suçlayan bir zihniyet var.

Sedat Laçiner korkmasın, Aleviler cennete gideceklerinde zannetmiyorum ki, Sedat Laçiner’in parsellemek istediği bir alana gitsinler. Gidilecek olan, ‘cennet’ Ebussuud Efendinin, maviye’nin, Yezidi’n ve Adolf Hitlerin talep oldukları yerdir. Ancak Sedat Laçiner böyle bir ortamda kendine yer bulabilir. Yolu açık olsun.

Sapkınlığa gelince, esas sapkın olan, Sedat Laçiner’in kendisidir. Etkisinde kaldığı Türk İslam sentezi kendinden olmayan ve kendileri gibi düşünmeyen her şeye, herkese düşmandır. İdeolojik olarak faşist argümanlardan beslenmektedir. Böyle olunca da, kendine yer bulmakta zorlanan zat, yalakalığı elden bırakmamaktadır.

Laçiner atası olan, ‘Aleviler sapıktır! Yoldan çıkmıştır! Katli vaciptir! Malı ve canı helaldir!’ diyen ve Alevileri soykırıma tabi tutan Şeyhülislam Ebussuud Efendi’nin günümüze intikal etmiş versiyonu dur.

Rektör olmasına bakmayın, kafasının içinde, zihnin de hala Alevilere ve Şii’lere olan, kin ve düşmanlık yatmaktadır. Dönem, dönem fırsat buldukça da, kinini kusmak geri kalmamaktadır.

 Laçiner söylemlerinden çark etmeye çalışsa da, zihniyeti bilinmektedir. Bu ve benzeri ‘gaf’ları’ ilk değildir. Son olmayacağa benzemektedir. Laçiner Kürt ve Alevi düşmanı politikalarıyla kamuoyunda yeterince bilinmektedir.

Laçiner'in beslendiği çanak, kamuoyunun bilgisi dâhilindedir. Ama önemli olan böyle bir zat’ın, bilim yuvayı olması gereken bir yerde rektör olmasıdır. Bu tip zat’ların, bilim ve bilimsellikle yakından uzaktan ilgisinin olmasına inanmak zor olmaktadır.

Biz Laçiner’i parsellemek istediği, ‘cennette’ yol arkadaşlarıyla baş başa bırakalım der ve tanrı, ‘ıslah’ etsin diyelim.

17.01.13