Daha geçtiğimiz günlere kadar, Millet İttifakı'nın üç aday adayı vardı. Üçü de CHP’den olan bu kişiler: Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu idi. Fakat bunlardan M. Yavaş kamuya açık bir toplantıda Kılıçdaroğlu’na “ Genel Başkanım Cumhurbaşkanlığınızda …” diyerek fedakârlık yaptığı, diğer yandan HDP’nin ona oy vermeyeceğini açıkladığı için, listeden çıkmış oldu. Yoksa Yavaş, milliyetçi-ırkçı kesimin favori adayı idi. Şu an muhalefetin iki aday adayı mevcut. Fakat bunlardan İmamoğlu, hem İYİ Parti tarafından sahiplenilmesi, hem de RTE tarafından önü kesildiği için, şansının azaldığı söylenebilir. Fakat İmamoğlu’nun, yasak sonucu mağduriyet denen gücü eline geçirmesinden ve de devreye girecek başka faktörlerden dolayı, onunla ilgili sürpriz gelişmeler olabileceğini de bir tarafa not edelim.
Muhalefet bugün ülkemizde, yamalı bohça gibi! Genel olarak ise muhalefeti üç bölüme ayırabiliriz: 1- Millet ittifakı, 2- HDP’nin başını çeken Emek ve Özgürlük grubu ve de 3- CHP-İYİP den kopan milliyetçi partilerin kuracağı gerici küçük bir blok. Ayrıca bazı Sol grupların da ayrı bir birlik çalışması olduğu söylense de kitlesel anlamda, dikkate değer bir önemleri olmayacaktır.
Muhalefet içinde şimdilik tek aday olan Kılıçdaroğlu ile ilgili, esas olarak İYİ Parti’den ciddi itirazlar yükselmektedir. İYİ Parti ve diğer küçük muhalefet partilerinden vb. kesimlerinden Kılıçdaroğlu’na karşı yükselen tepki, aslında yüzyıllar öncesine dayanan anti Aleviliğin, anti Kürtçülüğün(Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorununa yaklaşmasından ürkmektedirler) bugünkü adıyla söylersem ırkçılığın doğal ve önlenemez dışa vurumudur. İyi Parti’nin bu tepkisiyle, Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını arzulaması, hemen hemen aynı kültürel kirlenmişliğin-ırkçılığın farklı biçimlerdeki ifadesidir. Birileri(muhalefettekiler) ‘aman bu Alevi aday olmasın yoksa kaybederiz’ derken, birileri de(iktidardakiler) ‘ aman bu aday olsa da onun Aleviliğini kullanarak seçimleri alsam’ demektedir. En son İyi Parti’den bir yetkili: “biz Kılıçdaroğlu’na değil, aday belirlemedeki dayatmaya karşıyız” demiş de olsa, adama sormazlar mı? ‘6’lı Masanın kuruluşundan beri yıllar geçti. Bu yöntem için niçin bir öneri yapmadınız? Ve birçok konuda mutabakat yaparken, bu önem verdiğiniz yöntemle ilgili, neden bugüne kadar bir mutabakat sağlama ihtiyacı duymadınız da bunu şimdi sorun olarak hem de kamuoyunda gündeme getiriyorsunuz? Görüldüğü gibi ortada Kılıçdaroğlu’ndan başka aday kalmamış ve kendileri de İmamoğlu’nu saymazsak başka bir aday gösteremiyorlar. Tepkileri aslında, içlerinde ki ırkçı zehrin önlenemez bir dışa vurumu.
Bu etkiden en uzakta olması gereken HDP’nin de bu konuda açık bir tavrı, henüz dile getirilmiş değil. Ama HDP içinde belli itirazlar olsa da Kılıçdaroğlu’nun adaylığı 6’lı masa tarafından açıklandığında, onun açıktan destekleneceği ifade edilmektedir. Partide geçmişte eş başkanlık düzeyinde görev yapmış arkadaşımın izlemine göre, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı, HDP tarafından desteklenmektedir. Sadece iktidar olunduğunda, sorunlarının ‘müzakere edilmesini’ istemektedirler demektedir. Zaten A. Türk ve Demirtaş’ın da Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak baktıklarını gösteren haberler basında yer almaktadır. Bu da Kılıçdaroğlu’nun %35 lik bir oyu garanti ettiğini göstermektedir.
Şimdi gelelim İmamoğlu ile ilgili sürpriz gelişmeye ve Kılıçdaroğlu’nun güçlü adaylığına!
Daha önce de açıkladığım gibi İmamoğlu, Batı’nın biricik adayı idi. Çünkü İmamoğlu’nun izlediği siyasi taktiklerinin, zamanında RTE’nin yürüttüğü çizgisiyle bire bir benzerlik gösteriyor olması(yani kullanışlı lider olması) Batı'nın tam desteğini alması için yetmişti. Düşünün; devrimcilere-komünistlere-Kürtlere-kadınlara-İslamcılara-ırkçılara-Atatürkçülere vb. kesimlere yaklaşma tarzı, nerdeyse eski Erdoğan’la aynı. Bu da gösteriyor ki onun Başkan olması demek, Batı'nın gökte aradığını yerde bulması demektir. Erdoğan’ın herkese ama herkese, örneğin komünistlere bile sıcak baktığı ilk yılları hatırlayın, İmamoğlu da işte buna benzer bir yolda ilerliyor. RTE tarafından engellenmesi bile(ki bu engelleme girişimi, kesin gizli dinlemeye dayanmaktadır) onun, Batı'nın adayı olduğunu gösteren en güçlü kanıttır.
Bu açıdan Kılıçdaroğlu ile ilgili bir sorun çıktığında veya onun yapacağı bir yanlışta İmamoğlu’nun aday olarak devreye girmesi hiçte sürpriz olmayacaktır. Şimdilik Batı’nın adayı Kılıçdaroğlu olarak gözükmektedir. Bunun için en önemli kanıt için de şunlar söylenebilir: Birincisi korumasındaki olağanüstülüğe dikkat ettiğimizde bunun, Soylu veya Erdoğan’ı aşan bir tasarruf olduğunu görüyoruz. İkincisi; ABD-İngiltere ve Almanya ziyaretleri sonucunda gördük ki, uluslararası sermayenin emrinde önemli görevler yapmış ekonomistler, CHP’nin danışmanı olmuştur. Ayrıca iktidar olunduğunda sermaye akışı ile ilgili hiçbir sıkıntı olmayacağı ve finans sorununu(ki RTE iktidarının Batı’dan kuruş alamadığını düşünün) en iyi koşullarda çözebileceği de buna eklenebilir.
Bu aday adayı yarışında Kılıçdaroğlu’nun öne geçmesi, hem İmamoğlu’nun hataları ve yasal engeli, hem de Kılıçdaroğlu’nun atağa geçip, İmamoğlu’nu güçlü kılan silahları onun da edinmiş olmasıyla açıklanabilir. Peki, Kılıçdaroğlu’nu öne çıkartan silahlar nelerdir?
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nu öne çıkartan ve onu, hem Batı’nın hem de kitlelerin gözünde güçlü aday adayı yapan dört önemli özelliği, kendisi de edinmiş bulunuyor. RTE’de, hem İmamoğlu’ndan çekindiği, hem de Kılıçdaroğlu’nu Alevi olduğu için alt edeceğini hesaplayarak, aday olmasında onun önünü açmıştır. Şimdi de Kılıçdaroğlu’nun güçlü aday olmasını sağlayan dört(4) önemli silaha bakalım!
-
Uluslararası Finans ve bilişim şirketleriyle kurduğu ilişki,
-
Genel olarak anketlerde Erdoğan’ın önüne geçmiş olması,
-
Seçimi sayısal olarak kazandığında, daha doğrusu, bu sonucu ıslak imzalı olarak elinde bulundurduğunda, RTE’nin tüm yasadışı tasarruflarına karşı çıkıp “Başkan benim” diyeceğinin işaretini vermesi,
-
Kürt sorunu ile ilgili, Batı ile ortak çalışacağını kabul etmesi,
Sayılabilir. Aslında İyi Parti ve ırkçı grupların Kılıçdaroğlu’na karşı olmalarının ama diğer yandan HDP’nin desteğinin altında, bu son maddede ki yaklaşım rol oynamaktadır. Sonuçta; Kılıçdaroğlu’nun adaylık barajında İyi Parti’nin yaratacağı çatlak, bu barajın yıkılmasına yol açarsa bilin ki Batı, RTE üzerine baskı kurarak İmamoğlu’nun tekrar öne geçmesini sağlayabilir. Böyle bir sürpriz olursa da şaşmamak gerekiyor.
Evet, muktedirler kampında siyasi maçlar, bu tarz pislikler ve ayak oyunlarıyla oynanıyor.