1 Nisan 1971
1 Nisan 1971'de, sabah 9.40'ta, Bolivya'nın Hamburg Başkonsolosu Roberto Quintanilla kimliği belirsiz bir kadın tarafından öldürüldü. Bilinen adıyla Toto (Kasap) Quintanilla, Bolivya'da işkence metodlarını en etkili uygulayıcısı, Che Guevara'nın yakalanmasından sorumlu kişi ve Che'nin arkadaşı İnti Peredo'nun infazcısıydı. Bilinmeyen, sadece bu ölümlerin intikamını almaya değil, aynı zamanda Latin Amerika'daki gerilla hareketini yeniden örgütlemeye karar vermiş olan 32 yaşında bir Alman kızıydı.
Che Guevara'nın intikamcısı
Monika Ertl
Monika Ertl'in Almanya'da “Che Guevara'nın intikamcısı” olarak anılmasını konu alan belgesel film ailesi ve siyasi yoldaşlarıyla yapılan röportajlar ile, suikastın arka planına, Che Guevara'nın izinden giden yeraltı savaşçısının yaşamına ve Nazi kuşağıyla yüzleşmesine ışık tutuyor. İkinci Dünya Savaşı muhabiri ve Nazi film yapımcısı Leni Riefenstahl'in kameramanı Hans Ertl'in kızı olan Monika Ertl'in ailesi, Almanya'nın denazifikasyonu sırasında Bolivya'ya göç etti. Monika Ertl burada, 1960'ların sonunda babasına film keşiflerinde destek veriyordu.
Film, bu büyüleyici figürün paradoksal yaşamının izini sürüyor: Bolivya'daki Ulusal Kurtuluş Ordusu'nda (ELN) yoldaş olan ve çocukluğunda “Klaus Amca” dediği Klaus Barbie tarafından eğitilen özel timler tarafından öldürülen bir Nazi film yapımcısının kızı. Bu yüzyılın en büyük tarihsel çalkantılarından bazılarını tek bir kaderde özetliyor gibi görünen bu inanılmaz hikaye, bir zamanlar Costa Gavraş tarafından Romy Schneider'in başrolde olduğu bir filme çekilmek üzereydi, ancak sonunda dönem tanıklarının sözlerine sadık kalmayı tercih eden Alman belgeselci Christian Baudissin tarafından beyaz perdeye belgesel film olarak aktarıldı.
Baba ve Nazi geçmişine isyan
Nasyonal Sosyalist Parti'nin sanat yönetmeni Leni Riefenstahl'in kameramanı Hans Ertl
Filmde Fransız yazar Régis Debray ve Peredo kardeşler gibi bazı eski gerilla yoldaşlarının anılarına yer verilirken, Monika'nın kız kardeşinden ikisi, Heide ve Trixi; çocukluk anlarının yanı sıra Monika‘nın devrimci mücadeleye katılım süreci anlatırlar. Ama hepsinden önemlisi, Monika'nın seçtiği yaşam - ve ölüm çizgisinde verdiği kararlı mücadesine neden olan, belirsiz ve çelişkili bir karakter olan babası Hans Ertl yer alıyor olması. Hans Ertl, Nasyonal Sosyalist Parti'nin sanat yönetmeni Leni Riefenstahl'in kameramanlardan biriydi ve savaş muhabiriydi. Mareşal Rommel tarafından bir madalya ile ödüllendirilmişti.
Baudissin'in belgeselini benzersiz kılan, Monika'nın Münih'deki evlerinin bahçesinde ilk adımlarını attığı sırada çekilen görüntülerin filme dahil edilmiş olması. Ev kayıtlarının pek de yaygın olmadığı bir dönemde, mesleği nedeniyle babası onu filme almayı ihmal etmemiş. Monika'nın bebeklik görüntüleri filme çok özel bir boyut kazandırıyor.
Film, Monika'nın La Paz'da Bolivya polisi tarafından pusuya düşürülerek öldürülmesine ilişkin gerçekleri tam olarak ortaya koyamasa da, dehşet verici bir hipotez öne sürüyor: Monika'nın ölümünden, genellikle kader olarak adlandırılan amansız bir koşullar zinciri aracılığıyla, nihai olarak babası sorumlu tutuluyor. Lyon kasabının ‘‘Klaus Altman‘‘ adını kullandığı dönemde Klaus Barbie'nin Bolivya'ya yerleşmesine yardım eden Monika'nın babasıydı. Monika'yı öldüren Bolivyalı özel birliklerinin eğitiminden sorumlu olan da bu kişiydi.
Yabancı toprakta bir Alman hikâyesi
“Yabancı toprakta yaşanmış bir Alman hikâyesi” olarak da adlandırabileceğimiz belgesel olağanüstü durumlarda insanların, hayal edemedikleri bir takımyıldızının peşine takılarak, belirsizlik içersinde doğru yolu bulmaları olarak da vurgulayabiliriz. Sanatsal görüntülerin yoğun işlendiği, bir romandan daha fazlasını anlatan, izlerken yer yer insanın soluğunu kesen bir belgesel olmuş. Baudissin’in dikkat çeken belgeselinde, Monika Ertl’in ELN saflarına giden sürecini kronolojik olarak vermekten kaçınır. Özellikle Alman erdemlerinin geçmişi, geleceği üzerinde yoğunlaşır. Almanların güvenilir, sadık, saygılı, kendilerine karşı sert oluşları, temiz kaliteli iş yapısları, üstün ırk hayalleri ve savaş sonrası kuşakların Nazi geçmişlerinden kaynaklanan davranış modelleri sorgulanır. Adalet duygusunu yoğun yaşayan Monika’nın, babasını devrimci davaya destek vermesi için ikna etme uğraşı anlatılmış. Baudissin, terk edilmiş babanın kızı hakkında konuşmasına izin verirken kızına olan gizli hayranlığını ortaya koyar. Babanın kanserden ölen eşi Aurelie hakkında fazla bir şey bilmediği gibi, kızının fikirleri hakkında da çok az şey bildiğini ispatlar.
Baudissin, Almanya, Bolivya ve Fransa’da gerçekleştirdiği çekimlerinde kavga arkadaşlarının yanı sıra kızkardeşlerinin görüşlerini de aktarır. “Dikkat! Monika Ertl Aranıyor” belgeseli, Monika Ertl’in hayatıyla ilgili ilk sinematik belgeseldir.
Gesucht: Monika Ertl - Die Frau die Che Guevara rächte
Dil: Almanca
Christian Baudissin (Regisseur)
Belgesel bu link üzerinden izlenebilir : https://www.youtube.com/watch?v=5O3OLEbYN-A