ALMANYA

Maria Suphi’yi anlatan oyun; “Martı / Maria” Duisburg’a kondu

Almanya turnesindeki Martı / Maria oyunu Anton Çehov’un Martı adlı eserinden uyarlanan ve Maria Suphi’nin trajik sonunu(*) anlatan, yönetmenliğini Şıhali Yalçıner‘in yaptığı ve Mürüvvet Barış’ın oynadığı solo bir tiyatro eseri.

Alirıza Güler, Almanya/Duisburg

Yeni Kadın Dergisi’nce organize edilen ve Duisburg şehrindeki Alte Feuerwache salonunda sergilenen oyun, Maria  Suphi’nin vahşice katledilmesi üzerinden kadın cinayetlerine dikkat çekerken, özel olarak bu cinayetlerin tarihin karanlık dehlizlerinde kaybolmasına ve unutulma kültürüne şiddetli eleştiri okları fırlatıyor.

Oyunda Mürüvvet Barış Maria’nın ağzından, “Ben Maria. Maria Yerşovskaya Suphi. 1921 yılında eşim Mustafa Suphi ve yoldaşlarımız 15 kişi gözlerimin önünde katledilip Karadeniz’e atıldılar. Ben aylarca esir tutuldum, cinsel saldırıya uğradım. Aynı şekilde katledilip Karadeniz’e atıldım. Ölümlerin en acısı unutulmakmış meğer” diyor.

Oyun öncesinde konuşan, oyunu uyarlayan ve yöneten Şıhali Yalçıner, “Oyunu İzmir Karaburun’daki eski bir Zeytinyağı fabrikasında yarattık. Yani Martı oradan havalandı gökyüzüne” dedi ve “Karadeniz’de Boğulan Mustafa Suphiler için, ‘Bir yanım deryada çalkanır şimdi’ diyen müzisyen Ruhi Su’yu hepimiz dinleriz. Peki Maria Suphi neden unutuldu” sorusunu sordu.

Hollanda’da yaşayan yönetmen, “Kadın cinayetlerinin siyasi olduğuna inanıyorum. Ve biz bunu tarihi süreci içinde Çehov’un Martı’sıyla anlatıyoruz. Orada (eserin ana karakterlerinden) Nina şöyle diyor; İşi gücü olmayan, serseri adamın biri geldi ve o martıyı vurdu, öldürdü kuşcağızı. İşte o martı benim diye başlıyor Maria Suphi.”

Solo oyunuyla sahnede başarılı bir performans sergileyen Mürüvvet Barış, yönetmen Şıhali Yalçıner ile oyunun ışık ve teknik işlerini gerçekleştiren Diyarbakır Mordem Sanat’tan Sumru ve Savaş oyunun ardından dinleyicilerle bir sohbet gerçekleştirdi ve soruları cevapladılar.

Mürüvvet Barış oyun sonrası yaptığı açıklamada, “Oyunla biz bütün kadınların dili olmaya çalışıyoruz. Oyunumuzda Narin var, Garin var, Hollandalı antropolog Carina var. Kadınların öldürülmemesi ölenlerin unutulmamasını istiyoruz” dedi.

Oyunun çıkış sürecinde büyük araştırmalar yapıldığını ifade eden Barış, “Martı / Maria’yı 21. kez Duisburg‘da oynadık bugün. Avrupa Prömiyerimizi de Amsterdam’da yapmıştık. Karadeniz turnesinden sonra Avrupa turnesinde olmak bizim için çok büyük bir hazdı.

Maria Suphi yıllar önce öldürüldü. O, unutulmuş cinayetlerden birisidir. Ölümünden çok ölümüne kadar yaşadığı süreç, gördüğü işkence, yediği dayak ve tecavüzler çok kitleye ulaşsın istiyoruz. Ki, günümüzde hâlâ bilip duyduklarımızın yanında bilmediklerimiz var. Biz hepsinin sesi olmak için bu oyunu oynamaya devam ediyoruz. Askıda sana şiyarıyla her gittiğimiz yerde kadınların sesi olmak istiyoruz” diye konuştu.

Sahnedeki performansını tamamladıktan sonra tüm kadınları sahne önüne çağıran Mürüvet Barış, kadınlarla birlikte ‘kadınlar vardır’ şarkısını söyledi ve Jin Jiyan Azadi - Kadın Yaşam Özgürlük diyerek gösteriyi sonlandırdı.

(*) Rusya doğumlu Maria Suphi birlikte olduğu Eşi ve TKP kurucusu Mustafa Suphi ile 15 yoldaşının ulusal kurtuluş savaşına katılmak için geldiği Bakü’den, Ankara tarafından kışkırtıldığı söylenen gerici-provokatörlerce yollarının kesilmesi ve devlet bağlantılı yerel çeteler tarafından 28-29 Ocak 1921 gecesi karadenizde boğularak katledilmesinden sonra esir alındı ve seks kölesi olarak kullanıldı. Uzun süre (bazı anlatılara göre 2 yıl) gördüğü işkence ve tecavüz sonrasında vahşice öldürüldü. Mustafa Suphi ve arkadaşlarının katliamı gün yüzüne çıkartılmasına rağmen, Maria Suphi’ye yapılanlar uzun süre tarihin sayfalarında gizli kaldı. Hem vatandaşı olduğu Sovyetler Birliği hem de Partisi TKP tarafından yeterli ilginin gösterilmediği iddia edildi.