İnsanların kültürel yaşamları Korona’yla birlikte adeta yok oldu.
2020 Mart’ından bu yana, insanlar ne sinemaya ne tiyatroya... kısacası; hiçbir kültürel etkinliğe katılamıyorlar. Yaşamın neredeyse tüm alanlarından kopuk bir şekilde, korkuyla yaşıyorlar.
Yaşamın tüm alanlarını değiştiren Korona, kültürel olarak da çok olumsuz bir etki yarattı.
Kültürel olarak belirli tehlikeleri barındırmakla kalmayıp, aynı zamanda onu, toplu-köklü değişikliklere de uğrattı.
Başta kültür-sanat emekçileri olmak üzere birçok uzman; pandemi döneminin sadece şimdi değil, sonrasında da kültürel faaliyetleri yok etme tehlikesi taşıdığı düşüncesindedir.
Korona salgını, tüm toplumlar için temel bir sorun teşkil ediyor. Korona’nın etkilediği alanlar içerisinde kültürel faaliyet alanları, ciddi bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumdadır.
Korona’dan sonraki kültürel hayat farklı olacak; ama aynı zamanda gelecekteki değişiklikler açısından da, bu değişiklikler üzerinde büyük-sıradışı etkiler bırakacaktır.
Burada küresel ağın yöneliminin, toplumu daha da egoist düşünme tarzına doğru dönüştürme biçiminde olacağı açıkça görülmektedir.
İnsanlar arası dayanışmayı zorlaştıran Korona; insanları bireysel bir “kültür”e doğru sürüklüyor.
Bu kültür insanı, dayanışma düzeyinde değil de bireysel düzeyde, sadece kendi sorunlarını çözme zorunluluğuna hapsediyor.
Sonuç itibariyle; “insanlık” kavramı, tüm yönleriyle yeni bir kültürel yönelime evriliyor.
Korona virüsü nedeniyle, değişmekte-değiştirilmekte olan her şey toplumun tümünü kapsayacak bir şekilde uygulanıyor.
Kültürel konum, mevcut durumu toplumun kendi kırılganlığına maruz kaldığı bir an olarak görüyor. Kırılganlığa maruz kalınan bu an; toplumdaki birleşmenin ve dayanışmanın, yerini ayrışmaya bırakmasını, insanların daha da fazla bireycileşmesini beraberinde getiriyor.
Alışageldiğimiz kültürel bir alış-veriş içerisinde yaşamak, artık yerini, birçok insanın belirli bir izolasyon içinde yaşamasına bırakıyor.
İnsan ve toplumun temel sorunu olan kültürel ögeler, yerini bu ögelerin parçalanmasına ve bireyselleşmeye bırakıyor. Artık topluca sinemalara, tiyatrolara ve kültürel etkinliklere gidilemiyor.
Genel olarak, korona krizi toplumu daha da dijitalleştirdi. Serbest meslek sahipleri, benzeri görülmemiş bir dijital iletişim düzeyine geçmek zorunda kaldı. Bunun gelecekteki kültürel şekilleniş üzerindeki etkisinin nasıl olacağını, bekleyip görmek gerekir.
Korona tehlikeleri ve fırsatları, toplumun kültürel eğilimini tamamen değiştirmiştir.
Korona virüsü, günlük yaşamın tüm alanlarını -bölgesel ve küresel olarak- değiştirdi. Bu özel istisnai durum sadece tehlikeleri içermeyip, aynı zamanda topluma bazı temel değişiklikler için fırsatlar da sunabilir mi? Sonucu, ancak süreç içerisinde yaşayıp-görüp öğrenebileceğimizi düşünüyorum.