KADINLARIMIZ....



Biz erkekler genelde birbirimize çok benzeriz.
YA KADINLAR.....
Kadınlar erkeklere göre birbirlerine çok benzemezler.Onların her biri,ayrı bir dünyadır.
Gizemler içindedir.Her biri ayrı ayrı birer bilmecedir.Bu bilmecenin çözülebilmesi sanıldığı
gibi kolay değildir.
Emek ister...Sadakat ister...Uğraşı ister...Zaman ister....
Kadınlar,bir konu,bir olay karşısında,bakış açılarıyla biz erkeklerin bakış açıları arasında son derece farklılıklar vardır.Kadınların gizemli yaradılışları itibariyle,doğurgan özelliklerinden dolayı,anaçlık
duyguları,hisleri,biz erkeklere nazaran kat be kat daha fazladır. Olaylara ve konulara daha duyarlı daha analizcidirler.
Güvercin gibi ürkek,tedirgin ve endişelidirler. Davranışları,sözleri hatta bakışları,ince eleyen sık dokuyan misalidir.Her konunun detayına inerler,analiz yapmaya zaman ayırırlar.Takdir güçleri,
erkeklere nazaran daha kuvvetlidir.
KADIN,keşfedilmek ister.Keşfedildiğinin farkına varınca saygısı,sevgisi,şekat duyguları güçlenir ve öz güvenleri takdir etme olguları kuvvetlenir.
Doğurganlık özelliklerinden dolayı,''ANNELİK''duygularının tarif edilemez gücü ile,daha sevecen,daha şefkatli,affedici,ve bağışlayıcıdırlar.
KADIN sabreder,sabırlıdır..
Bütün bu güzellikleri ve özelliklerine rağmen,kendine yapılan yanlışlıkları,haksızlıkları,ilgisizliği,
davranışları ve ihaneti asla unutmaz sabreder ve bekler.Kadın unutmaz,zamanı geldiğinde cezasız bırakmaz.
Biz erkekler bireysel ve toplum olarak kadınlarımıza onların layık oldukları değeri verebiliyor muyuz.? Genel olarak tabiki kocaman bir HAYIR....
Her din „teorik anlamda” insanları adaletli olmaya,insan haklarına saygı duymaya,vijdanlı ve merhametli olmaya davet eder.
Toplum içindeki kadının konumu,hak ettiği itibar ve saygınlık,kültür devrimini yapamamış feodal
toplumlarda,yok denecek kadar azdır.Bu katagorideki toplumlarda,erkek hegamonyasının ağır bastığı ve kadına hakettiği değerin verilmediğini kadın haklarının hiçe sayıldığını görürüz.  İslamiyet esasında kadın haklarına “önem verdiği” halde,uygulamada ''Elhamdülillah
Müslümanım''diyenlerin, büyük bir kısmı,bu öğretiyi benimsemediklerinden veya içselleştirmediklerinden dolayı erkek zümreler tarafından kadını,”çocuk doğuran,erkeğin isteklerini yerine getiren,emir kulu” gibi gören, köle muamelesi yapılabilen ve hakları olmayan,”Allahın erkeklere armağanı” kabul eden zihniyetlerin keyfi tutumlarından, bakış açılarından öte değildir..Bu anlayışlara kararlılıkla karşı çıkmalıyız.
Bu durum eğitim ve kültür ile doğru orantılıdır.Bu zihniyettekiler okumadıkları ve öğrenmeye kapalı oldukları için zihinleri de karanlıkta kalanlardır.

Günümüz toplumunda kadınlara gereken saygınlığı ve değeri göstermeyen erkekleri de yine kadınlar doğurup, anneler yetiştirmiyor mu.? Öyleyse soralım bir insan kendi canavarını kendi elleriyle nasıl yetiştirir.?
Bunun içindir ki Anneler,erkek evlatlarını yetiştirirlerken,yarın evlenip bir ''EŞ''e sahip olduklarında
kadınına karşı tutum ve davranışlarının bilincini aşılamak zorundadırlar.En azından kendi hemcinslerini koruma adına...KADIN,bir toplumun her kesimine hediyeler bırakır.Bu hediyeler,Doktor,Mühendis,Berber,Terzi,Mimar,Hemşire,Ebe,Sanatcı,Devlet yönetiminde söz sahibi konumundadırlar.Bunların hepsini kadınlarımız dünyaya getirmiştir.
Kadını hiçe sayan,şiddet uygulayan erkekleri de bugünlere getiren sistemin yetiştirdiği kadınlarımız (Annelerimiz) değil midir.?
Bir toplumda kadınlar ön planda değillerse o toplum ilerleme kaydedemez.Geri kalmaya mahkumdur.
Annelerimiz,kadınlarımız,yetiştirdiğiniz evlatlarınıza sevgi tohumları ekiniz.
Sevgi herşeyin en iyi ilacıdır.
Son verilere göre,toplumumuzda,boşanmalar evliliklerin ilk beşinci yılında ve on beşinci yılında hızlanıyor.Yapılan bir araştırmada toplumumuzda,evli kadınların 6 milyon kadının mutsuz oldukları
belirtiliyor.Kadınlarımız,mutsuz evliliklerini,korku,şiddetin ve tehditin yanısıra,kendi ayaklarının üzerinde duramamanın korkusu ve endişesi ile,evliliklerini  zora ki sürdürmektetirler.
Kadınlarımızın bu kadar fedakar,cefakar,ve sabırlarına karşın,biz erkekler onların derinliklerine inemiyorsak,onları keşfedemiyorsak,çözemiyorsak mutsuzluğun sebebi kim olabilir..?
UNUTMAYALIM Kİ....
ÖFKE GELİR GÖZ KARARIR.
ÖFKE GİDER YÜZ KIZARIR
CEVABINI SİZLERE BIRAKIYORUM....
SAYGILARIMLA.......................