Sevgili okuyucular,
Bir kadın düşünün ki, yüzünde gülümseyerek oluşturduğu gamzelerden soyutlanarak gözlerindeki gülümsemeyi, mimikleri karşısındakine hissettirebilsin. Kadın tüm herkesler gibi, sevincini, duygularını, bulunduğu ortamın verdiği güvenle basar kahkaha kayı, paylaşır dostlarıyla duygularını.
Aslında kahkaha, tüm insanların olduğu gibi, kadının da, tüm güzelliğini sergilemesini beraberinde getirir. Sevinçlerini, duygularını paylaşmayı bilmeyenler, bilemezler kah kaha'nın insana, kadına özgüven kazandırdığını… Başbakan yardımcısı, ‘kocaman’ iktidar sözcüsü, ‘düşünmüş’ ‘taşınmış’ ve karar vermiş. Kadınların, kahkaha atması, ‘yakışık’ almazmış… ‘’Kadın iffetli olacak. Mahrem- namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak'’ Daha da, ileri giderek, ‘’kadınlar kocalarını tatile göndererek, direğe çıkarlarmış. Bu kadarı da, pes doğrusu!
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bu söylemlerinden dolayı, özellikle kadınların tepkisini çekmişti. Birçok kadın, sosyal medyada kahkaha atan fotoğraflarını ‘paylaşarak’ tepkilerini gösterdiler. Arınç, bu tepkilere bakın nasıl bir cevap vermiş? "Ahlak kurallarıyla ilgili bir konuşma yaptım. Kocasını bırakıp tatile çıkanlar, direği gördüğünde dayanamayıp direğe çıkanlar" tam AKP zihniyeti, B. Arınç, kadınları bu kadar, ‘aşağılama’ yetkisini nereden alıyor? İktidar erkini arkasına almak, kendisi gibi düşünmeyen, kendisine benzemeyenlere, cüretkârca saldırmak anlamına gelmez.
İçinden geçtiğimiz tatil döneminde, tatile çıkan bay'ların dikkatine, B. Arınç aile birliğinize, ‘mahreminize’ ‘iffetinize’ hakaret etmektedir.
Adamın aklı sadece, cinselliğinde mi, yoksa? Kadın derken, sadece cinselliği mi, aklına geliyor? Tabii kendini haklı çıkarmak için, ‘islamı’ referans almayı ihmal etmiyor. Bazen insan düşünüyor, hani ‘cennet anaların ayağının altındaydı’ kadınlar başka varlık, analar bir başka varlık mı?
Gülmeyi, kahkaha atmayı beceremeyenlerin ruh hali diyelim. Bir gerçek daha var. B. Arınç, kahkaha atmak yerine, alışkanlık edindiği, ‘timsah’ gözyaşlarını akıtmaya devam etsin. Gülmek, kahkaha atmak, B. Arınç’a, yakışmaz. Beceremezde…
Bir gerçek var. B. Arınç ve kendisine benzeyenlerin, referans aldıkları, ortak oldukları bir zihniyet var. Bu zihniyete göre, kadın, ‘kahkaha atmamalı’ kadın, ‘araba kullanmamalı’ kadın, ‘çarşafa bürünmeli’ kadın, ‘evinin, erinin hizmetçisi olmalı’ kadının, kendine biçilen bir rol var. Bu rolün dışına çıkan davranışlarda bulunmamalı, çünkü erkek için, ‘ tahrik’ nedenidir. Kısacası, kadın ’evinde oturmalı, erkeğin cinsel arzularını yerine getiren, hizmetçilik yapan, bol-bol çocuk doğuran ana’lar’ olarak kalmalıdırlar.
Bu ortaçağ anlayışı, daha önceleri de olduğu gibi, Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin kadına bakışını sergilemektedir. Kadını bir, ‘meta’ vitrine konan, ‘süs eşyası’ gibi algılayan, ilkel bir anlayıştır. Bu anlayış, ataerkil toplumsal anlayışın ta kendisidir.
21 yüzyılda, ülkemizde bu anlayışın temsilcileri, kadına bakış açılarını dönem-dönem, ‘namus’ ‘iffet’ gerekçeleriyle, ileri sürdükleri çağ dışı anlayışları, kadınları, ‘aşağılamak’ için bir fırsata dönüştürmektedirler. AKP iktidarı, B. Arınç, bu anlayışın temsilcileri olarak, ne yazık ki, nesli tükenenlerdendir.
Kadınlar, kadın örgütleri ayağa kalkıp, bu vb. densizlikler karşısında, kenetlenerek gereken cevabı vermelidirler.
Kahkaha atmanın kadının güzelliğini yansıttığını, sevincini paylaştığını, çenelerinin üst kısmında oluşan gamzelerinin, güzelliklerine renk kattığını haykırarak, kahkahayı basmalıdırlar!
Kadınlar, B. Arınç’a, inat, ‘direğe de çıkmalı’ trafiğe de, çıkmalı, tatile de çıkmalıdırlar!
Bir sonraki yazımda buluşmak üzere,
01 Ağustos 2014
Face:aliekber.pektas
Twitter: @AliekberP